Faiz indirimi neden mevduata daha az yansıyor?
Abone olDünyadaki negatif faizin ve güçlü sermaye akımının etkisiyle Türkiye'de faizler düşüyor. Ama indirim mevduat faizlerine daha az yansıyor. Nedeni de enflasyondaki direnç. İşte Habertürk'ten Abdurrahman Yıldırım'ın yazısı...
ABD'de ağustos ayı tarım dışı istihdam 175 bin kişi beklenirken
151 bin geldi. Dolar değer kaybetti, gelişen ülke paraları değer
kazandı. Borsalar değer kazandı, faizler geriledi. Çünkü 151 bin
kişilik istihdam artışı FED'in 21 Eylül'de yapacağı toplantıda faiz
artışına yetmez diye tahmin ediliyor. Aslında bu veriyi bu kadar
önemli hale getiren de FED Başkan Yardımcısı Stanley Fischer idi.
Veri kötü çıktı, FED de piyasalar da şimdilik kurtuldu. Artık
dikkatler 14 Aralık'ta yapılacak toplantıya çevrilecek. Ancak o
tarihte yeni seçilen başkan henüz koltuğa oturmamış olacak. Yeni 4
yıllık siyasi yapının oluşmasının beklenmesi halinde faiz artırımı
Mart 2017'ye dahi ertelenebilir.
Tabii o zamana kadar Avrupa'da veya Çin'de yeni bir çatlak meydana
gelmezse.
Faiz artışının olmaması kurtuluş değil. Çünkü risk olduğu için faiz
artırılamıyor. Son verilere göre 14 trilyon dolarlık tahvil negatif
faizler işlem görüyor. Dünyada getiri arayışı ve risk alma iştahı
devam ediyor. Bu nedenle gelişmekte olan piyasalara yönelik sermaye
akımları da sürüyor. Bu yıl için gelişen ülkelerden tahmin edilen
net 446 milyar dolarlık sermaye çıkışı olmayacak gibi. Çünkü 8 ayda
sermaye çıkışı değil girişi gerçekleşmiş.
Bu nedenledir ki, gelişmiş ülkelerin paraları dolar karşısında
yılın 8 ayında yüzde 3.68 değer kazandı. Dolar Endeksi de yüzde
2.64 değer yitirdi. Gelişen borsaların primi yüzde 12.5'i bulurken,
gelişmiş borsalar yüzde 3.4'te kaldı.
Habertürk'ten Dünyadaki negatif faizin ve güçlü sermaye akımının
etkisiyle Türkiye'de faizler düşüyor. Ama indirim mevduat
faizlerine daha az yansıyor. Nedeni de enflasyondaki direnç.
Paranın yığıldığı 3 aylık mevduatın ortalama faizi yüzde 10.69.
Bunun neti yüzde 9.08'e gelir. Temmuzda yıllık enflasyon yüzde 8.79
idi. Reel getiri sıfırlanmış gibi. Bu durumda mevduat artışı ya da
faiz düşüşü ancak mevduat sahiplerinin negatif faize razı olmasıyla
olabilir.
Türkiye'ye dışarıdan para gelmesine geliyor. Portföy yatırımları
yoluyla gelen para tutarı 10 milyar, doğrudan sermaye tutarı 5
milyar dolar kadar. Ama içeriden para akışı zayıf. Dolayısıyla faiz
düşüşüne dışarısı destek, içerisi ise köstek oluyor.
'HEM TASARRUF EDECEĞİZ HEM DE TÜKETECEĞİZ'
Bloomberg HT'nin düzenlediği "Türkiye İyi Gelecek" konferansı iş
dünyasının önemli isimlerini bir araya getirdi. Toplantıya
katılanlar hem sorunlarını dile getirdi hem de hükümetin
icraatlarını yakından dinleme fırsatı buldu. Başbakan Binali
Yıldırım toplantıya Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, Maliye
Bakanı Naci Ağbal ve Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan ile birlikte
geldi. Ekonomiye ağırlık veren Yıldırım, güvenlik konularını, FETÖ
yapılanmasını, PKK terörünü de es geçmedi. Esprili dili ve
içtenliği ile zaman zaman salondakileri hem güldürdü hem alkışını
aldı. Başbakan Yıldırım, şöyle dedi:
"Hükümette 100 günü doldurduk. Vallahı başımıza gelenler pişmiş
tavuğun başına gelmez. Ne biçim iş yahu, hepsi bugünü mü beklemiş.
Darbeciler de bugünü beklemiş? Fakat öyle bir millet var ki,
hepsinin canına okudu. Dünyanın hiçbir ülkesinde tanka, silaha,
topa, uçağa karşı gövdesiyle darbecilere darbe yapan bir millet
daha yok.
Bu olaylara rağmen ekonomide normal dalgalanmalar dışında hiçbir
değişiklik olmadı. Milletimiz sadece darbelere ayar vermekle
kalmadı, ekonomiye de ayar verdi, getirip 10 milyar doları bankaya
koyuverdi."
-Yıldırım ağustos ayında Türkiye'ye 916 milyon dolar net doğrudan
sermaye girdiğini de açıkladı. Aylık bu giriş, ortalamanın oldukça
üzerinde.
-Binali Yıldırım, bir soru üzerine "Hem tasarruf edeceğiz hem
tüketeceğiz" dedi. Bu ikisinin aynı anda olabilmesi kişi başına
gelirin, ücretlerin, karların, kiraların reel olarak artmasına
bağlı. Artışı sağlamanın koşulu da rekabet gücünden, ihracattan, ve
turizmden geçiyor. İş dönüp dolaşıyor, beşeri sermayeye ve eğitime
geliyor. Başbakan ise bu konuya girmedi.
-Yıldırım, sık sık bankacılara dokundurdu. Ancak Başbakan'dan önce
yapılan bankacılar panelinde Türkiye Bankalar Birliği Başkanı
Hüseyin Aydın ise eleştirilerin yanıtını "Çok muğlak ve uzmanlık
isteyen bir sektörde çalışıyoruz. Bizi denetleyenlerin yarısı şu
anda içeride. Biz ülkemize güveniyoruz. Güveniyoruz ki,
bilançomuzun yüzde 70'i krediden oluşuyor. Güvenmeye de devam
edeceğiz." şeklinde verdi.