Faiz, aşağı inmemek için direniyor
Abone olSeçimden sonraki ilk iki ayda 15 puana yakın düşerek yüzde 50'ye gerileyen faiz, daha sonraki dönemde yükselmişti.
Seçimden sonraki ilk iki ayda 15 puana yakın düşerek yüzde 50'ye
gerileyen Hazine'nin ortalama iç borçlanma faizi bu yıl başıyla
birlikte yükseldiği yüzde 55-56 seviyesinden aşağı inmeye
direniyor. İlk iki ayın ortalama iç borçlanma faizi yüzde 20 olan
enflasyon hedefine göre yüzde 30 reel faiz anlamanı geliyor. Hazine
Müsteşarlığı'nın ihale yöntemiyle yaptığı iç borçlanmalara ilişkin
verilera göre şubat ayında yapılan dört ihalenin yıllık ortalama
basit faizi yüzde 52.7, yıllık ortalama bileşik faizi ise yüzde 55
olarak gerçekleşti. Hazine, şubatta yaptığı dört ihalede toplam 5
katrilyon 976 trilyon lira net borçlanmaya gitti. İhale sonrası
kamuya yapılan satışlar da dikkate alındığında toplam borçlanma 6
katrilyon 946 trilyon lira düzeyinde oluştu. Şubat ayı
borçlanmasının ortalama vadesi ise 280.4 güne kadar uzadı. Ocak
ayında ise iç borçlanmanın ortalama yıllık basit faizi yüzde 52.6,
ortalama yıllık bileşik faizi ise yüzde 56.7 olarak gerçekleş,
ortalama vadesi de 262 gün olarak hesaplanmıştı. İLK İKİ AYLIK
ORTALAMA Ocak ve şubat aylarındaki toplam borçlanmanın ortalama
yıllık basit faizi ise yüzde 52.6 olarak hesaplandı. İki ayın
borçlanmasının ortalama yıllık bileşik faizi ise yüzde 55.9
düzeyinde gerçekleşti. Bu dönemdeki borçlanmanın ortalama vadesi
ise 270 gün olarak hesaplandı. REEL FAİZ Son iki ayda yüzde 55-56
oranları arasında seyreden ortalama iç borçlanma faizi yüzde 20
olan bu yılki enflasyon hedefine göre yüzde 29 düzeyinde bir reel
faiz anlamına geliyor. Özellikle şubat ayında yapılan
borçlanmaların büyük bölümü sabit faizli ve bir yıl vadeli olduğu
için eğer enflasyon yüzde 20'ye kadar inerse, söz konusu tahviller
tasarruf sahiplerine yüzde 29 oranında bir reel getiri sağlayacak.
Kasım 2002 seçimlerinden önce yüzde 65 seviyesinde bulunan Hazine
ihalelerindeki ortalama iç borçlanma faizleri seçimden hemen sonra
yüzde 52.7'ye, aralıkta ise yüzde 50.4'e kadar düşmüştü. Ancak
piyasalarda ilk iki ayda 15 puanlık faiz düşüşüne neden olan
iyimser hava ocak ayıyla birlikte dağılmış ve faiz oranları 5
puandan fazla bir yükseliş göstermişti. Irak krizi, IMF ile
ilişkiler ve bakanların başlangıçta yaptığı kimi çelişkili
açıklamalar, enflasyon oranında yükseliş gibi nedenlere ocakta
yaşanan bu yükseliş şubatta durdu. Faiz oranlarının bu noktadan
yeniden aşağı doğru dönebilmesi için IMF ile yeniden anlaşmaya
varılması, 2003 bütçesi ve ABD ekonomik yardımı ile ilgili
görüşmelerin sonuçlarına endeksli gözüküyor. ABD'den sağlanacak
hibe ve buna bağlı kredilerin Hazine'nin iç piyasa üzerindeki
baskısını hafifleterek faiz oranlarını aşağı doğru çekebileceğine
dikkat çekiliyor. Bu arada, Merkez Bankası'nın da beklenen
enflasyona göre belirlediği gecelik borçlanma faizlerini uzun bir
süredir yüzde 44 seviyesinden aşağı çekmemesi de faiz oranlarının
bir süre daha bu noktada seyredeceğine işaret ediyor.