Fahrettin Koca: SGK kapsamında pregestasyonel tanı uygulamalarını başlatacağız
Abone olSağlık Bakanı Fahrettin Koca, nadir hastalıkların erken tespit edilmesi için yeni adımlar atıldığını belirterek, “Çok yakın bir zamanda Sosyal Güvenlik Kurumunun geri ödemesi kapsamında pregestasyonel tanı uygulamalarını başlatacağız” dedi.
Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü ve Türkiye
Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) tarafından ilgili sivil
toplum kuruluşları, dernekler ve uzmanların katılımıyla Nadir
Hastalıklar Farkındalık Günü Sempozyumu düzenlendi. Video konferans
yöntemiyle düzenlenen sempozyumun açılış konuşmasını Sağlık Bakanı
Fahrettin Koca gerçekleştirdi.
Nadir olarak nitelenen hastalıkların 2 binde birden daha az sıklıkta görülen ve çoğunluğunun genetik kökenli, kronik seyirli hastalıklar olduğunu belirten Bakan Koca, “Özellikle son yıllarda genetik alanındaki gelişmelere paralel olarak tanı imkanları artmış, özelleşmiş birimlerde tedavi ve bakım hizmetlerine kadar pek çok alanda sağlık sistemleri planlamalar yapılmaya başlanmıştır. Bu gelişmelere paralel olarak bakanlığımız da farklı birimleriyle nadir hastalığı olan vatandaşlarımız ve ailelerine hizmet kalitesini arttırmak üzere çalışmalar başlatmış, özellikle geçen yıl Otizm, Zihinsel Özel Gereksinimler ve Nadir Hastalıklar Dairemizin kurulmasıyla bu çalışmalar ivme kazanmıştır” şeklinde konuştu.
“Sosyal Güvenlik Kurumunun geri ödemesi kapsamında
pregestasyonel tanı uygulamalarını başlatacağız”
Nadir hastalıklar konusunda Bakanlık olarak atılan adımlara da
değinen Bakan Koca, şunları kaydetti:
“Nadir hastalıkların erkenden fark edilmesi, hastalıklara bağlı
işlev kayıplarının önlenmesi ve gerekli tedbirlerin alınarak hayat
kalitesinin arttırılması açısından kritik öneme sahiptir. Bu
açıdan, yeni doğan tarama programları kilit rol oynamaktadır.
Ülkemizde nadir hastalıklardan kistik fibrozis, fenilketonüri ve
biyotidinaz eksikliği için yenidoğan tarama programları, doğan tüm
bebeklere ücretsiz olarak başarı ile uygulanmaktadır. Yenidoğan
tarama programlarının kapsamının daha da arttırılması konusunda
çalışmalarımız devam etmektedir. Bu alanda atılması gereken bir
başka adım mümkün olan hastalıklar için taşıyıcı olan anne
babaların evlilik öncesi tespit edilmesi ve pregestasyonel, yani
gebelik öncesi tanı yöntemleri ile, hasta bebek riskinin asgariye
indirilerek sağlıklı bebek sahibi olmalarının sağlanmasıdır. Bu
konuda bakanlığımız tarafından yönetmelik ve alt yapı çalışmaları
tamamlanmıştır. Çok yakın bir zamanda Sosyal Güvenlik Kurumunun
geri ödemesi kapsamında pregestasyonel tanı uygulamalarını
başlatacağız.”
“Ülke genelinde genetik tanı merkezlerimizin sayısının
88'e ulaştığını ifade etmek isterim”
Nadir hastalıkların erken teşhis edilmesi için yapılan çalışma
alanına ayrıca önem verdiklerini vurgulayan Bakan Koca, “Bu alanda
en kritik nokta ilgili alan uzmanlarının sayısının arttırılması ve
bu uzmanlarımızın verdikleri hizmetin ülke geneline
yaygınlaştırılmasıdır. Bu çerçevede 2017'den bu zamana kadar çocuk
sağlığı ve hastalıkları yan dal uzmanlarımızın sayısı bin 695'ten 2
bin 140'a, çocuk-ergen ruh sağlığı uzmanlarımızın sayısı 400'den
bin 272'ye, yine bu hastalarımızın takip ve tedavilerinde önemli
yeri olan tıbbi genetik uzmanlarımızın sayısı ise 242'den 422'ye
çıkmıştır. Ülke genelinde ruhsatlı genetik tanı merkezlerimizin
sayısının da 88'e ulaştığını ifade etmek isterim. Nadir hastalığı
bulunan hastalar ve ailelerine hizmet sunumu konusunda özelleşmiş
hizmet birimleri ve mükemmeliyet merkezleri açılmasına çok önem
vermekteyiz. Bu nedenle bir yandan farklı bozukluklara hizmet
vermek üzere kurulan bu birimleri destekleyip karşılaştıkları
sorunları çözmeye çalışırken, bir yandan da sistematik olarak
yaygınlaştırılmaları konusunda alt yapı çalışmaları yapıyoruz. Bu
kapsamda nadir hastalıklar konusunda önemli bir sorun olan kodlama
sistemleri ve ulusal veri tabanı oluşturulması konusunda çalışmalar
Bakanlığım bünyesinde başlatılmıştır” ifadelerini kullandı.
“Kendi bilim insanlarımızın değerlendirmesi bizim
kararlarımıza esas teşkil etmektedir”
Kurulum aşaması planlanan Nadir Hastalık Mükemmeliyet Merkezleri
için komisyonlar oluşturularak standart belirleme çalışmalarının
başlatıldığını kaydeden Bakan Koca, “Nadir hastalıklar alanında
atılması gereken adımlardan bir başkası da bu hastalıkların hem
hastalarda hem de ailelerinde oluşturduğu ruhsal yükle başa çıkma
konusunda verilecek destektir. Bu alanda pilot uygulamalarına
başladığımız çok disiplinli aile ruh sağlığı destek birimlerinin
yaygınlaştırılmasını ve nadir hastalığı olan çocuklarımız ile
ailelerinin de bu birimlerden faydalanmasını hedeflemekteyiz. Hiç
şüphesiz nadir hastalıklar alanında atılması gereken en önemli
adımlardan birisi de hastalarımızın ilaca erişiminin sağlanmasıdır.
Bu noktada her alanda olduğu gibi bu alanda da birinci önceliğimiz
bilimsel kanıtlar ve bilim kurullarımızın görüşleridir. Diğer tüm
hastalıklarımız için geliştirilen tedavilerde olduğu gibi nadir
hastalıklara yönelik geliştirilen tedaviler de hiçbir ön koşul
olmadan ilgili birimlerimizce alan uzmanlarından oluşturulan bilim
kurullarımıza sunulmakta mevcut ilacın etkinlik ve güvenilirliğine
yönelik bilimsel kanıtların değerlendirmesi neticesinde, ilacın
uygun olup olmadığına karar verilmekte ve bu karar Sosyal Güvenlik
Kurumuna iletilmektedir. Bu noktada şunu ifade etmek isterim ki
pandemi sürecinde bir kez daha gördüğümüz gibi tıbbın her alanında
dünya çapında bilim insanlarımız bulunmakta ve kendi bilim
insanlarımızın değerlendirmesi bizim kararlarımıza esas teşkil
etmektedir” açıklamasında bulundu.
“Belki de dünyada bir ilk olarak Bilim Kurulu
toplantılarına STK temsilcileri de dahil edildi”
Nadir ilaçlar konusunda diğer ülkelerde alınan kararların yakından
takip edilmesinin yanı sıra Bakanlık bünyesinde oluşturulan Bilim
Kurulunun tavsiyelerinin daha önemsendiğini vurgulayan Sağlık
Bakanı Koca, şu ifadeleri kullandı:
“Nadir hastalıklar alanında gerek tanı, gerekse tedaviler konusunda
bilimsel araştırmaları desteklemekteyiz. Bu çerçevede halen açık
olan TÜSEB ve TÜBİTAK destekleri bulunmaktadır. Bakanlık olarak
hedefimiz tüm bu hizmetlerimizi devam ettirirken Ulusal Nadir
Hastalıklar eylem planımızı oluşturmaktır. Bu planlamayı yaparken
en önemli paydaşımızın bu toplantıda da kendilerini dinleyeceğimiz
sivil toplum kuruluşlarımız, hastalarımız ve hasta yakınlarımız
olduğunu belirtmek isterim. Bu noktada sorunların çözümü konusunda
doğru iletişimin altını çizmek istiyorum. Son bir yılda Nadir
Hastalıklar Dairemizde haftanın bir günü sivil toplum
kuruluşlarıyla görüşmelere ayrıldı. STK, meslek örgütü,
akademisyen, sektör temsilcisi ve platformlar ile 130 civarı
görüşme yapıldı, tüm paydaşlar sürece dahil edilmeye çalışıldı.
Bazı noktalarda belki de dünyada bir ilk olarak Bilim Kurulu
toplantılarına STK temsilcilerinin de dahil edildiği oturumlar
organize edilerek direk bilgi paylaşımı sağlandı. Bu noktada doğru
kanallarla, doğrudan iletişimin sorunların çözümündeki faydasını
bizzat gördük. Başka kanallar üzerinden sarf edilen çabalar hem
hastalarımızı hem ailelerini beyhude yormaktadır. Bu toplantının da
bu yönde ilerlememize önemli katkısı olacağından eminim.”