Fahrettin Koca: Doktor Rümeysa'nın 36 saat çalıştığı iddiası doğru değil!
Abone olSağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilim Kurulu toplantısının ardından açıklama yaptı. Bilim Kurulu'nda varılan sonucu 5 madde halinde paylaşan Bakan Koca, vatandaşlara bir müjde de verdi. Koca, "Çok yakında günlük vaka sayılarının düştüğünü de göreceğimizi değerlendirdik." dedi.
Fahrettin Koca, nöbet dönüşü trajik bir trafik kazasında
hayatını kaybeden Doktor Rümeysa Şen'in 36 saat çalıştığı
iddiasının da doğru olmadığını söyledi.
Koronavirüs Bilim Kurulu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca başkanlığında toplandı. Bakan Koca, toplantının ardından YouTube üzerinden açıklamalarda bulundu.
Bilim Kurulu'ndan çıkan sonuçları paylaştı
Çok yakında vaka sayılarının düşeceği müjdesini veren Bakan Koca,
Bilim Kurulu toplantısında ele alınan konularda varılan sonuçları
maddeler halinde paylaştı. Buna göre;
1-İkinci doz aşı ile üçüncü doz aşı arasındaki sürenin uzatılması antikor düzeyini düşürmekte, aşının koruyuculuğunu azaltmaktadır. Bilim Kurulu, zamanı gelen üçüncü doz aşıların aksatılmadan yapılmasını ısrarla önermektedir. Dünkü verilere göre, 2.807.716 kişi, yaptırması gereken üçüncü doz aşısını henüz yaptırmamıştı.
2- 2019 yılına göre 2020 yılında hayatını kaybeden gebe
sayısında yaklaşık yüzde 52'lik bir artış var. Bu yıl da seyir
geçen yıla benzer sürüyor. Geçen yıla kıyasla yaklaşık yüzde 50
daha fazla anne adayını Covid-19 sebebiyle kaybettik. Daha önce
yaptığımız çağrıya rağmen maalesef halen gebelerde aşılanma oranı
oldukça düşük. Kayıplarımızın arkasında en belirgin sorun gebelerin
aşılanma oranının düşük olması. Covid-19 sebebiyle kaybettiğimiz
gebelerin yüzde 99'u aşısızdır. Bilim Kurulumuz bir kez daha anne
adaylarımızı aşı olmaya ve aşılarını tamamlamaya davet ediyor.
3- Aşının etkisini salgının seyrinde açıkça görebiliyoruz. Dikkat edecek olursanız haftalardır yüksek yeni vaka sayıları görüyoruz. Ancak önceki dönemlere kıyasla önemli bir fark var. Yeni vaka sayıları hızlı tırmanışlar şeklinde zirveler görmüyor. Günlük vaka sayılarımızı gösteren grafikler adeta tepesi kesilmiş bir dağ gibi yatayda seyrediyor. Belki önemli düşüşler henüz görmedik ancak dramatik ve ani yükselişler de görmüyoruz. İşte bunu sağlayan aşıdır.
4- Aşı sayesinde günlük vaka sayılarının kontrol edilemez şekilde artışı engellendi. Çok yakında günlük vaka sayılarının düştüğünü de göreceğimizi değerlendirdik. Bunu başarmanın yolu ise vakti gelen hatırlatma dozlarının yapılması ve topluca yüksek oranda aşılı olmaktır.
5- Yerli aşımız Turkovac'ın seri üretime geçmesi için gönüllülere ihtiyacı var. Hatırlatma dozunun zamanı gelen 18-59 yaş arası sağlıklı vatandaşlarımızı kendi aşımız, kendi gücümüz için gönüllü olmaya davet ediyorum.
Sağlık Bakanı Koca'nın konuşmasından öne çıkan detaylar şu şekilde;
"Rümeysa'nın ölümü hepimizi sarstı"
"Hepimizi derinden etkileyen bir olay yaşadık. Dr. Rümeysa Şen,
mesleğine, bütün zorluklarına rağmen bağlı, hayatının baharında bir
arkadaşımızdı. Geçtiğimiz Cumartesi günü kendisini bir Trafik
kazasında kaybettik. Kaza dramatikti. Hepimizi sarstı. Olay, Ankara
Şehir Hastanesi'nde görev yapan bu gencecik hekimin nöbetini
tamamlayıp, hastaneden ayrılmasından iki saat kadar sonra, evine
dönerken meydana geldi. Annesinin şöyle dediğini öğrendik:
"Kahvaltıyı hazırlamıştım, onu bekliyorduk." Bu acıyı bana en
derinden hissettiren, anne yüreğinden gelen bu söz oldu. Rümeysa o
kahvaltı sofrasına oturamadı. Dr. Rümeysalar kolay yetişmiyor. Bir
hekim binlerce insan arasından çıkıyor. Bir hekimin kaybı hepimiz
için büyük kayıptır. Böylesine dramatik bir olayın içimizde yol
açtığı duyguları kelimeler ifade edemez. Sevgili Rümeysa'ya
Allah'tan rahmet diliyorum. Ailesinin, ablasız bir hayatı hayal
bile edemeyen kız kardeşinin, çalışma arkadaşlarının başı sağ
olsun. Sağlık camiamızın başı sağ olsun. Dramatik olaylarda
birtakım yanlış bilgilerin, kasıt bile söz konusu olmadan, doğru
bilgilermiş gibi yayılması olağandır. Bir noktaya açıklık getirmek,
konuyu ele almak istiyorum.
Hastanede "36 saat nöbet" iddiası
Bazı kliniklerde asistan hekimlerin 36 saat çalıştığı durumlar
olduğu maalesef gerçektir. Dr. Rümeysa arkadaşımızın kazadan önce
36 saat çalıştığı şeklindeki bilgi ise yanlıştır. Arkadaşımız
günlük mesainin ardından nöbet tutmuş, sabah hastaneden
ayrılmıştır. Olay özelinde doğru bilgi budur. Ama bu bilgi bizleri
uzun çalışma saatleri gerçeğinden uzak tutmaz. Hemen belirtmek
istiyorum ki, biz değil 36 saat, 24 saate varan bir çalışma
süresini de insani bulmuyoruz. Sağlık Bakanı olarak bu netlikte
konuşmamın dayanağını açıklayacağım. Uzun mesailer, yoğun nöbetler
asistan hekimlerimizin muzdarip olduğu eski bir sorundur.
Bakanlığımızın uygulama ile ilgili yönetmeliği ise tartışmaya yer
bırakmayacak kadar açık. Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi
Yönetmeliği'nin 11. Maddesinde şu kural vardır: "Uzmanlık
öğrencilerinin nöbet uygulaması üç günde birden daha sık olmayacak
şekilde düzenlenir."
"Biyolojik kapasiteyi zorlayacak çalışma süreleri kabul
edilemez"
Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliğinin 41. Maddesinde
"Gece nöbeti tutanlara ertesi gün görev verilmez." denmektedir. Bu
madde ve devamında, başhekimler dinlenme süreleri konusunda ayrıca
hassas olmaya teşvik edilmektedir. Biyolojik kapasitemizi
zorlayacak çalışma süreleri kabul edilemez. Kaldı ki, hekimlik
ancak dingin bir zihin ve ruh haliyle icra edilebilecek bir
meslektir. Arada en az iki gün olmadan tutulan nöbet, sağlıklı bir
uygulama olamaz. Fakat yönetmeliklere uymayan, çeşitli faktörlere
dayalı uygulamalara gidilmektedir. Bunlara da değineceğim.
"Takipçisi olacağız"
36 saatin, 24 saatin ne demek olduğunu asistan olduğum yıllardan
ben de biliyorum. Benim hocalarım da aynı şekilde asistanlık
yıllarında 24 saat, 36 saat ter dökmüşlerdi. Zamanla bu
uygulamalara meslek disiplinin, hatta hekimlik özverisinin bir tür
eğitimi gözüyle de bakılır olmuş. İhtiyaçlar, mecburiyetlere yol
açmış… 2021 yılındayız. Değişmesi gereken, yapılması gereken çok
şey var. Öncelikle adil uygulamanın takipçisi olacağız.
Nöbet düzenlemesi
Sevindirici bir gelişmeyi yeri gelmişken paylaşmalıyım: Birçok Tıp
Fakültesi, nöbetlerin yönetmeliğe uygun şekilde düzenlenmesi için
harekete geçti. Tıp Fakültelerinden bir kısmının kendiliğinden
aldığı bu karar inanıyorum ki yaygınlık kazanacak. Haftada ve ayda
en çok kaç nöbet tutulacağı konusunda karar verici konumda olan
başhekimler, hocalarımız, kıdemli uzmanlar aynı hassasiyeti
gösterecekler. Mesleğimizde hocalarımıza ve kıdemlilerimize saygı
etik bir şarttır. Çünkü "tıp kitabı" okuyarak hekim olunmaz.
Hekimlik, usta hekimlerin gözetiminde öğrenilir. Bu durum, doğal
olarak bir ast üst ilişkisi oluşturur. Bu ilişkinin arkadaşça bir
boyut kazanabildiğini tecrübelerimizle biliyoruz. Çalışma ortamının
stresini azaltmak, çalışma sürelerinde ise gençlerin enerjisini
biraz da geleceğe saklamak bu arkadaşça ilişkiye bağlı.
Nöbetler konusunda karar vericileri zorlayan realiteler, mecburiyetler olduğunu kabul ediyorum. Vereceğim bilgiler de bunu kanıtlıyor:
Türkiye'de toplam hekim sayısı 185.840, toplam hemşire sayısı 232.548'dir. Hekimlerin 101.198'i Sağlık Bakanlığına bağlı kurumlarda görevlidir. Toplam hekim sayısını ülke nüfusuna oranladığınızda bir hekime 457 kişi düşmektedir. 457 sayısı on yıl kadar önce 575'ti. Gelişme ne olursa olsun, bugün bir hekime 457 kişi düşüyor olması çok ağır bir iş yükü demektir. Bakanlığım döneminde, uzman hekim ihtiyacını karşılamak amacıyla önemli bir adım atılmış, uzmanlık eğitimine başlayan hekim sayısı 7.000'den 11.000'e çıkarılmıştır. Sayıyı artırmak için nitelikli eğitim kliniklerinin sayısını artırma çabası içindeyiz. Hekim başına düşen kişi sayısını makul düzeylere indirmemiz, çalışma sürelerini azaltmamız mesleğine girecek gençlerin önünü açmamıza da bağlıdır. Aile Hekimliği sisteminin güçlendirilmesi iyileştirme çabalarının bir parçasıdır.
Sağlıkta şiddet
Şiddet, başta hekimler olmak üzere, sağlık çalışanlarının hayati
sorunlarından biridir. Fiziki veya sözlü saldırı dışında kalan kimi
faktörlerin şiddetin görünmeyen bileşenleri arasında yer aldığını
ise son derece iyi biliyorum. Kabul edilemez bazı olaylara rağmen,
halkımızın hekimlerine, tüm sağlık çalışanlarına öteden beri
duyageldiği saygıyı duyduğuna inanıyorum, arkadaşlarımın da bundan
kuşkusu olmamalıdır. Sağlık çalışanlarına, insani olmaktan tamamen
uzak davranışları gösterenler, diğer ortamlarda da aynı yanlışların
içinde olan kişilerdir. Bu kişilere karşı, yasanın gücüyle birlikte
toplumun desteğine de ihtiyacımız var. Sağlık çalışanına şiddet
uygulayanı dışlamak, toplumun bir erdemi olacaktır. Salgın
şartlarından uzaklaştıkça, çok yönlü iyileştirme için sağlam
adımlar atacağız. Sağlık hizmetinden yararlanmanın ahlakını,
usulünü, kuralını toplumca konuşacağız. Bu toplum bu ahlakı kendisi
üretmiş, yüceltmiştir.
Atama ve ek ödeme
Sağlık çalışanları acil sorunlar yanında ekonomik sorunları her ne
kadar geri plana atmışsa da bu sorunlarla yakından ilgileniyorum.
Hekimlerin özlük haklarını iyileştirme çalışmamızın kısa zaman
zarfında sonuçlanması için gayret ediyorum. Ek ödemenin
çalışanlarımız arasında hakkaniyetli bir şekilde dağılımını da
sağlayacağız. Sabit ek ödemenin maaşa eklenmesini temin
edeceğiz.
Atama bekleyen arkadaşlarımız var. Mesleğe adım atmak için sabır göstermenin zorluğunu anlıyorum. Beklentilerini ısrarla gündeme getirmelerini azimlerinin işareti kabul ediyorum. Milletimizin, devletimizin kendilerine ihtiyacı var. Atamaların mülakat olmadan puana göre yapılmasını sağlayacağız. Fakat unutulmamalı, devlet, kararlarını tüm hazırlıklarını tamamlayarak sonuçlandırır. Arkadaşlarımız, atamaların, şartların hazır olduğu en erken tarihte yapılacağından emin olsunlar."