Faciadan kurtulan işçi şok gerçeği ifşa etti
Abone olSoma Maden sahibi Alp Gürkan, yaşam odaları olduğunu söylemişti. Faciadan kurtulan işçi gerçeği ifşa etti, orası depo.
Soma’daki maden ocağının sahibinin “500
işçinin 20 gün ihtiyacını karşılayacak yaşam odaları
oluşturdukları” iddiasını faciadan kurtulan işçiler yalanladı.
İşçiler birçok kişinin varlığını dahi bilmediği söz konusu odanın
yaşam alanından çok depo olarak kullanıldığını
söyledi
Soma’daki maden faciası olası bir tehlike anında işçilerin
sığınabileceği yaşam odalarını (Rescue Chamber) gündeme getirdi.
Yaşam odaları ülkemizde mevcut düzenlemelere göre zorunlu değil
ancak facianın yaşandığı Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’ye ait ocakta
bazı işçiler 1 adet yaşam odasının bulunduğu belirtiliyor.
O ODAYI GÖREN YOK
İşçilerin bazıları ise yıllardır çalıştıkları madende bu odayı hiç
görmemiş. Ocağı işleten firmanın sahibi Alp Gürkan, geçtiğimiz yıl
verdiği bir röportajda ocakta bir yaşam odası bulunduğunu öne
sürmüştü. Gürkan, “Kaza anında 500 işçinin 20 gün süreyle
yer altında yeme-içme ihtiyacını karşılayacak, dışarıyla oksijen
bağlantısının kurulduğu ‘yaşam odaları’ oluşturduk”
demişti.
TÜRKİYE YILLARDIR
İMZALAMIYOR
Türkiye’nin Pakistan ve Afganistan’la birlikte yıllardır
imzalamadığı Uluslararası Çalışma Örgütü’nün(ILO) 176 numaralı
“Madenlerde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi” ‘Rescue Chamber’ı
(kaçış, yaşam odası) zorunlu kılıyor. Zorunlu olmamasına rağmen
bazı madenlerde ise bu yaşam odaları bulunuyor. Facianın yaşandığı
maden ocağındaki ‘yaşam odası’nın varlığı, yeri ve kapasitesi ise
tartışmalı.
YAŞAM ODASINDA OKSİJEN
YOK
Faciadan sağ olarak kurtulan madencilerden Recep Gök olayın
yaşandığı alanın 350 metre ilerisinde bir oda olduğunu ancak oraya
‘yaşam odası’ denilemeyeceğini söyledi.
Gök, “Ben 2 senedir o madendeyim yaşam odası diye bir
şey duymadım. Sığınma odası diye bir yer biliyorum. Eğer bizim
patronumuz oraya yaşam odası yapmış bunu da gazetelerde söylemişse
keşke bize de söyleseydi. Orası yemek yenebilen, sağlık
hizmetlerinden yararlanılabilen bir oda. Yukarıdan gelen kumanyalar
orada durur. Orada oksijen falan yok onun için oraya ‘yaşam odası’
falan denemez. Orada oksijenli hava olmadığını bildiğimiz için
gitmedik. İyi ki de gitmedik gitsek kesin ölürdük”
diye konuştu.
GÖSTERMELİK BİR ODA
İş güvenliği uzmanı Hasan Yanık, yaşam odalarına ilişkin şunları
kaydetti:
-“Yaşam odaları Türkiye’de olmayan, yeni yeni konuşulan bir sistem.
Soma çevresinde olduğunu duymamıştım. Anladığım kadarıyla facianın
yaşandığı bu madende bu oda göstermelik konulmuş. Normal şartlarda
kömürün üretiminin yapıldığı, temiz havanın aktığı, panoların
olduğu yer ve ana yol arasında bu yaşam odalarının olması gerekir.
Çalışan sayısına göre yapılandırmalı. Bin kapasiteli bir yerde
vardiya başına 500 kişi çalışır ve bu odalar da 500 kişiye yetecek
kadar olmalı. Aynı zamanda bölüştürülmeli de. 1 tane 500 kişilik
oda yapılmaz. Hayatta kalan işçiler iyi ki yaşam odasına
gitmemişler. Panik halinde insanlar bir de birbirini ezer çok daha
fazla ve acı bir ölüm tablosu görürdük.”
Maden Mühendisleri Odası Genel Sekreteri Cemalettin Sağtekin ise
yaşam odalarına ilişkin, “Yaşam odaları hem iletişimin
sağlanabilecek hem gaz yoğunluğundan çıkış sağlanabilecek şekilde
olmalı. Biz Şili kazasında yaşam odasıyla tanıştık. Odalar üretim
panolarına yakın ve ulaşımın kolay olabileceği yerlerde olmalı”
diye konuştu.