Ezginin Günlüğü'nden yeni albüm
Abone olTürkiye’nin en uzun soluklu gruplarından Ezginin Günlüğü’nün son albümü ‘Eski Arkadaş’ yayınlandı.
Nadir Göktürk yeni albümlerini ve grubun sırlarını anlattı.
Taraf gazetesi Ahsen Utku haberi.
Neredeyse son 30 yıldır yaşadığımız sevinçlerin, mutlulukların,
özlemlerin, aşkların, yalnızlıkların, hüzünlerin bir yerlerine
takılmış, küçük dakikalara sığıvermiş şarkılarıyla hep
yakınlarımızda oldular. Abartısız, içten, gülümseten şarkılarıyla
yıllara meydan okuyan Ezginin Günlüğü, beş yıl aradan sonra yeni
albümü Eski Arkadaş ile yeniden dinleyicisiyle buluştu.
Bu albümde ne gibi yenilikler bekliyor
müzikseverleri?
Biz her seferinde daha iyi birşey yapma düşüncesiyle yola
çıkıyoruz. Ama bu her zaman son yapılan şey iyidir anlamına
gelmiyor. Müzik tek başına bir şey ifade etmez, dinleyicisiyle
bütünleşir ve o zaman tamamlanır. Dolayısıyla dinleyicinin
tepkisini almadan benim değerlendirmem çok zor. Teorik olarak beş
sene öncesine göre daha gelişmiş olmamız lazım. Öte yandan bizim
genel tavrımızda bir atom bombası patlatmak gibi bir amacımız yok,
hiçbir zaman da olmadı. Bu albümde acayip sürprizler var diye de
bir şey yok. Şarkılarımızla biz genel olarak duygularımızı,
düşüncelerimizi paylaşıyoruz, bu da yine bu paylaşımı yaptığımız
bir albüm. Listelerle falan hiç alakamız yok zaten, çünkü listeleri
belirleyen Unkapanı piyasası... Listeler hiçbir zaman gerçek
dinleyiciyi yansıtmaz. Sizin daha çok paranız varsa daha çok
tanıtım yaparsınız, daha çok klip çekersiniz, listede birinci
sırayı satın alırsınız. Mekanizma böyle işliyor...
Kendinizi bu sistem içinde nerede
görüyorsunuz?
Müzik piyasası çok geniş bir piyasa. Burada iki ana kategori var.
Bir tanesi içinizden gelen şeyleri yapmak; bir diğeri de size
empoze edileni ya da sizden beklenileni... Yani sahtekârlık...
Diğeri kendinden olan ve samimi olan. Biz kendimizi de samimi
kategori içerisinde değerlendiriyoruz.
Sizin aynı zamanda kemikleşmiş bir dinleyici kitleniz var.
Bunun artıları ya da eksileri var mı sizin için?
Genel olarak baktığınız zaman bunun artıları var. Aslında eksileri
var gibi gelebilir çünkü yaptığımız her yeni şeye de tepki
gösteren, değişiklikleri kabul etmeyen, hep aynı yerde kalalım gibi
bir düşünce içinde olduğunu yıllar içinde gördüğüm bir kesim var.
Bunun olumsuz yanları da var gibi gözükebilir ama olumlu yanları da
var. Bir anlamda sosyal, daha üst bir bilinç tarafından denetlenme
söz konusu.
Türkiye’nin gelmiş geçmiş en uzun soluklu gruplarından
birisiniz. Bunu neye borçlusunuz?
Ezginin Günlüğü gerçekten çok uzun süreli bir geçmişe sahip ve biz
hiç ara vermeden bu işi sürdürdük. Bazı gruplar vardır, daha eski
gibi görünür ama arada 20 sene görülmemiştir, hiç müzik
yapmamıştır. Ama Ezginin Günlüğü bu anlamda istikrarlı bir şekilde
varlığını sürdürmüş bir grup. Sırrı da; biz işimizi severek
yapıyoruz ve bir dinleyici kitlemiz var. Bir de tabii grup içi
iletişim önemli, sanırım o anlamda da doğru bir gruplaşma oldu. Bu
işten çok büyük şeyler beklemiyoruz, kimseyi de kandırmak
istemiyoruz.
Türkiye’de ise grup kurma genellikle kariyer yolunda bir
basamak taşı olarak görülür...
Biri şarkı söylüyor, bir başkasından beste alıyor, birisine
aranjmanını yaptırıyor, yine orda da bir ekip var ama bu ekip oynak
bir ekip, ticari ilişkilere bağlı olan bir ekiptir. Bizimki öyle
değil. Grup, istikrarlı ve samimi bir şekilde insanların farklı
şeyler beklemeden yeteneklerini birleştirdikleri bir ortamdır.