Ezgi Başaran'dan Erdoğan'a olay yazı: Napcaz reyiz?
Abone olRadikal yazarı Ezgi Başaran, bugünkü yazısında, kafede sigara içenlere kızan Erdoğan'ı, parti binasının çatısında güvenlikleri olmadan çalıştırılan işçileri işaret ederek eleştirdi.
INTERNETHABER.COM
Radikal yazarı Ezgi Başaran, dün
İstanbul'un Esenler ilçesini Belediye Başkanı ve belediye ekibiyle
dolaşırken bir kafede sigara içenlere tepki veren Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan'ı bugünkü köşe yazısından oldukça ironiK bir
şekilde eleştiri yağmuruna tuttu.
"ZABITAYI ARAYALIM, DAVUOĞLU'NA
SÖYLEYELİM..."
Başaran, kafede sigara içenlere kızan Erdoğan'ı, parti binasının
çatısında güvenlikleri olmadan çalıştırıldığını iddia ettiği
işçileri işaret ederek 'önce onlara bak' dercesine
eleştirerek 'Sigarayı söndürdük de sizin çatıdaki işçileri
napcaz Reyiz?' dedi. Yazar, şu durumda 'Zabıtaya haber
verilmesi gerektiğini ya da son zamanlarda art arda yaşanan işçi
ölümlerinin üzerine mutlaka Sayın Davutoğlu’nun
şikayet hattını arayıp “iş güvenliği” olmadan işçi çalıştırılıyor
denmesinin gerektiğini' ifade etti.
ERDOĞAN KAFEDEKİ GENÇLERE NEDEN
KIZMIŞTI?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan , Esenler Belediyesi'nin toplu
açılış töreninin ardından kapalı bir mekanda sigara içen
vatandaşları görmüş, bunun üzerine Erdoğan, sigara içenlere
dönerek, " Ceza -i müyeddesi var" demişti.
Beraberindekilere dönerek de "Nerede Zabıta? Kapalı yerde sigara
içiliyor" diye soran Erdoğan, "Cezası var, biliyorsunuz ama yani
nerede zabıta? Göstere göstere terbiyesizce içiyor.." diyerek tepki
göstermişti. Ardından sigara içilen kafeye toplamda 6 bin TL'lik
ceza kesilmişti.
İşte o yazıdan çarpıcı satırlar:
Sigara azarının işitildiği vakitlerde 'müstesna' bir binanın
çatısında iki işçi tamirat yapıyordu. Peki can güvenliği? Kot
pantolon ve tişört seviyesinde! Yani sıfır! Peki bu 'müstesna'
binayla ilgili acaba ne yapılsa uygun olurdu?
“Terbiyesiz herif” diyor, “Bak hala
söndürmüyor.”
“Cezai müeyyidesi var” diyor, “Nerede zabıta. Yanlış bir şey.
Neredeler?”
“Zabıtaaa!”
“Cumhurbaşkanına baka baka söndürmüyor” diyor, “Terbiyesiz
herif.”
Esenler’de, hem de tebdili kıyafet filan değilken, hem de devlet
kibrini kaşmir devlet mantosuna içlik yapmış vaziyetteyken ve
bilimum avanesiyle yürürken… Cumhurbaşkanımızın başına bu elim
hadise geldi.
Vatandaşın biri (devlet lügatında yeralan adıyla ‘terbiyesiz
herif’) camları açık fakat damı (doğal olarak kapalı) bir kahvede
sigarasını tüttürüyordu. CHP Gençlik kollarına mensup olduğu
söylenen bu genç ve masasındaki diğer akranları önlerindeki yolda
salınmakta olan Cumhurbaşkanımızı görünce saygılı bir biçimde el
etmek bir kenara dursun, sigarayı da söndürmediler.
Cumhurbaşkanını görünce bile söndürmedi, diyorum. Anlıyor
musunuz Türkçe!
Halbuki vatandaşın Cumhurbaşkanıyla ilişkisi, babası tarafından
odası basılmış, kemerle dövülmek üzere olan ergen çocuğun paniği
gibi olmalı. O frekansta titreşmeli.
Ayrıca eğriye eğri, doğru doğru… Cumhurbaşkanı haklı.
Tepesinde damı olan mekanlarda sigara içmek yassah
kardeşim! Cezayı yersin. Müsaade eden kahvenin işletmecisi
de yer. Bunda tartışılacak şey yok.
Yok da…
Cumhurbaşkanı’nın Türkiye toplumsal ve siyasi hayatının en mühim
sorunlarından biri olan ‘kapalı alanda sigara içilmesi ve zabıtanın
buna zamanında müdahale etmemesi’ durumuna eğildiği sıralarda…
Yine İstanbul’da… Bir güzide binamızın çatısında tamirat
yapılıyordu.
Evet, 2 Kasım 2014. Saat 11.30 civarı. İki usta, emniyet
kemersiz, baretsiz ve hatta eldivensiz biçimde çatıda yürüyor,
eğiliyor kalkıyor, 5 katlı binanın çatısındaki tuğlaları söküyor
takıyor, çanak anteni kontrol ediyor. Yapıyor da yapıyor. Peki can
güvenliği? Kot pantolon ve tişört seviyesinde! Yani sıfır!
Mecidiyeköy’deki Torunlar İnşaat’ın asansör faciasından sonra
sadece bu sene iş kazalarında 250’ye yakın işçinin öldüğü gündeme
gelmişti. Madenler, zaten ayrı bir karanlık dünyanın katliam
merkezi biliyorsunuz. En son, işte, Ermenek’te yaşadık, yaşıyoruz.
Yaşıyoruz ne... Ölüyoruz, daha doğrusu.
Tüm bunların üstüne Başbakan Davutoğlu dedi ki, ben size bir
şikayet hattı vereyim, sizler de işçiler de hak ihlallerini
bildirsin. Hatta dedi ki: “İşçilerimize angarya muamelesi
yapılamaz. Bize bildirin. İhlalleri şikayet edin ki müdahale
edebilelim. Anında o iş yerini kapatırız."
Tabiyatıyla… Aldı beni bir düşünce…
Şu çatıdaki baretsiz, eldivensiz, emniyet kemersiz, her an ‘aşağıya
düştü düşecek’ olan iki işçi için ne yapılması gerektiğine karar
veremedim.
Sayın Davutoğlu’nun şikayet hattını arayıp “iş güvenliği”
olmadan işçi çalıştırılıyor mu demek lazım…
Yoksa Esenler’de sigara karşısında yaşanan sinir harbinin bir
kısmını Sütlüce’deki bu binaya aktarması için büyük Reyiz’i mi
beklemek lazım?
Başbakanlığın mı bu iş yerine münasip biçimde “cezai müeyyide”den
bahsetmesi mi uygun düşer?
Yoksa Esenler’deki ‘daimi eşlikçi’ büyükşehir belediye başkanının
müdahale etmesi mi?
Her durumda mesele biraz çetrefilli.
Neden derseniz…
Söz konusu bina AK Parti İstanbul İl Başkanlığı binasıydı.
Vatandaşın sigara içtiği için “terbiyesiz herif” azarı işittiği
saatlerde çatısındaki manzara bu biçimdeydi.
İnsanın ister istemez “Nerede zabıta? Zabıta yok mu? Yanlış
bir şey ama! Zabıtaaaaa!” diyesi geliyor.
(Fotoğraflar Radikal'den alınmıştır)