Ezan sesi yazara ev değişdirtti
Abone olAkşam yazarı Yalçın Pekşen, Neil Armstrong'un uzayda ezan sesi duymuş olabileceği ihtimalinin bulunduğunu belirtti. Pekşen, başından geçen bir olayı da yazmış.
Akşam Gazetesi Yazarı Yalçın Pekşen, Neil Armstrong'un uzayda
ezan sesi duymuş olabileceği ihtimalinin bulunduğunu belirtti...
Pekşen ezan sesi yüzünden evini neden değiştirdiğini bugün ki
köşesinde şöyle açıkladı: Arkadaşımız Ersan Özer son gazetecilik
modasına uygun şekilde 'yaşamın her alanından yazı çıkarmayı'
başarıyor. Dünkü yazısı bunun çarpıcı bir örneği: 'Dindar Şehir
Efsaneleri' yazısında iki efsanenin daha sonunu getirdi. Birincisi
Kaptan Cousteau'nun Müslümanlığı ki, ben bizzat kendisine
sormuştum: (80'li yıllarda Antalya'da... Cumhuriyet'te yayınlandı)
'İslam'a büyük saygı duyduğunu, fakat Müslüman olmadığını'
açıklamıştı. İkincisi Neil Armstrong'un uzayda ezan sesi
işittiği... Özer'in yazısından öğrendiğimize göre astronot 2000
yılında İstanbul'da kendisine sorulan soruya 'Yok öyle bir şey...'
demişti. Benim bu cevaptan haberim olmadığı için, hala içimde
'olabilir' şeklinde bir kuşku vardı. Nedeni de şu: Bir tarihte Üst
Göztepe civarında bir sitede yaşıyordum. Bölgede o kadar çok cami
vardı ki (tam 21 adet) salt o bölgeden yükselen ezan seslerine
bakarak Armstrong hakkında yayılan efsane doğruymuş gibi geliyordu
bana... Ersan Özer'in de yazdığı gibi 'uzayda hava olmadığından ses
duyulmaz' tarzındaki mantıklı gerekçeye rağmen, Göztepe civarındaki
ezan seslerinin uzaydan bile duyulabilmesi bana fazla mantıksız
gelmiyordu. *** Seslerin gücünü anlatmak için şunu da ekleyeyim:
Oturduğum siteden son derece hoşnuttum. Geniş yeşil alanları, oyun
ve spor sahaları, dev bir alışveriş merkezi, her daireye 2 arabalık
yer düşecek boyutta otoparkları ve koruma sistemi ile dört dörtlük
bir yaşam alanıydı. Ne var ki, ezan sesleri yüzünden uyku haramdı.
O sırada çalıştığım Hürriyet gazetesine gidip gelirken iki
tehlikeli kaza atlatınca daireyi satarak siteden ayrılmak zorunda
kaldım ve başka bir bölgeye taşındım. *** Tabii önce bir süre
direndim. O tarihlerde ülkenin kalburüstü şeriatçıları (belediye
başkanları, milletvekilleri, parti üyeleri) davalardan kurtulmak
için genellikle Almanya'ya kaçıyorlar ve sık sık 'ezan sesine
hasret' yaşadıklarını söyleyerek kendilerini acındırıyorlardı.
Benim durumun ise daha acıklıydı: Şeriata karşı olduğum halde,
haddinden fazla ezan sesi arasında yaşıyordum. Biri bitince, diğeri
başlıyordu. Hepsi bitti derken, bir başkası başlıyordu. Bir sabah
dayanamadım, kalkıp giyindim ve en yakındaki camiye gittim. İmam
beni görünce gözlerine inanamadı. 'Namaza davet' çağrısına bir tek
ben gelmiştim; ne yazık ki, ben de namaz kılmaya gelmemiştim.
Etrafı göstererek davetine bir tek Allah'ın kulu katılmadığı halde,
sesi neden bu kadar açtığı yolundaki soruma, civardaki
Müslümanların iyi duyamadıkları için, sesin daha da açılmasını
istediklerini söyledi. Ben de Armstrong hakkındaki efsaneye
dayanarak 'Buradan yapılan yayının uzaydaki Hristiyanlar tarafından
bile duyulduğunu' ileri sürdüm. Şimdi anlıyorum ki, imama haksızlık
etmişim. YALÇIN PEKŞEN / AKŞAM GAZETESİ