Eyvah! İkinci dalga mı geliyor?
Abone olKüresel krizde ikinci bir dalga endişesi dünyayı sardı. Bu krizin de tüketici kredilerinden patlayacağı konuşuluyor.
ABD’de kredi kartı borçları yüzde 6,6 ile tarihin en
yüksek seviyesine çıktı. Konut kredisi borçlarında da ödeme
sorunlarının artması dünya borsalarında düşüşlere yol
açtı.
ABD ekonomisi bir kredi kartı kriziyle karşı karşıya mı? Piyasalar
şimdi bu soruya yanıt arıyor.
Ödenmeyen kredi kartı borçlarının yüzde 6,6’ya yükselerek tarihin
en yüksek seviyeye çıkması, bu korkuyu artırıyor. Krizin doruk
noktasına çıktığı ekim ayında bu oran 5,52 olmuştu.
Aynı şekilde mortgage kredilerinde de gecikme oranı yüzde 3,03’ten
yüzde 3,52’ye yükseldi. Daha ziyade yüksek gelirlilerin kullandığı
diğer konut kredilerinde bile kredi taksitlerinde gecikme oranı
yüzde 1,89’a çıktı.
Küresel ekonomik krizden hızlı çıkış bekleyen ve bu tahminle mart
başından bu yana yüzde 40 yükselen New York borsası, bu haberin
duyulmasıyla yüzde 2’ye yakın değer kaybetti.
60 bin doları aşan kişi başına borçlulukla dünyanın en borçlu halkı
olan amerikalıların yeniden harcamaya başlaması krizden çıkış için
büyük önem taşıyor.
Ancak kredi kartı borçlarının bir soruna dönüşmesi hem
amerikalıların harcamalarını yakın bir zamanda artırmayacağını
göstermesi açısından, hem de finans kuruluşlarının üzerindeki
riskleri artırması bakımından kötü haber niteliği taşıyor.
”EN KÖTÜSÜ DAHA GELMEDİ”
”Krizde dip göründü mü, iyileşme başladı mı?” tartışmaları
sürerken, küresel finans kuruluşlarından temkinli açıklamalar
gelmeye devam ediyor. Dünya Ticaret Örgütü Başkanı Pascal Lamy,
küresel ekonomik krizin en kötü sosyal ve siyasi etkilerinin daha
yaşanmadığını söyledi.
"FİNANS TOPARLAMAZSA 2'NCİ DALGA GELİR"
2001 krizinin kilit ismi Kemal Derviş, mevcut küresel
kriz ortamında Türkiye'nin kırılganlığına, "Cari açığı büyük tutan
ülkelerin krizde zorlandığını gördük" sözleriyle dikkat çekti.
Derviş, küresel krizde ikinci dalganın gelebileceği uyarısında da
bulundu.
Derviş, küresel ekonomik krizde gelinen noktayı CNN TÜRK Washington
temsilcisi Ahu Özyurt'a değerlendirdi.
* Kriz 1930'lu yıllardan bu yana en ciddi kriz olarak görülüyor.
Küçülmenin boyutları çok ciddi. Gelişen ülkelerde yüzde 1.6 büyüme
bekleniyor.
* Çin, son IMF tahminlerine göre yüzde 6.5 büyüyecek. Yani bu bir
kriz büyümesi. O halde bile 6 buçuk. Hindistan 5 buçuk. Hatta Çin
şu son 2 günde 6 buçuğun da ötesinde büyüyebileceği tahmin
ediliyor.
* Doğu Asya'daki ülkelere baktığımız zaman özellikle Çin ve
Hindistan'ın durumu farklı, Güney Amerika'nın durumu farklı. Güney
Amerika aşağı yukarı yüzde 0 civarında yani biraz eksi olabilir ama
sıfıra yakın. Çok büyük bir çözülme, felaket olarak gözükmüyor şu
anda.
* En zor durumda olan Doğu Avrupa ülkeleri. Cari açıkları çok büyük
olan ülkelerde en ciddi sorunlar gözüküyor. Çok kısa bir ders almak
gerekiyorsa cari açığın çok büyük seyretmemesi gerekiyor. Cari
açığı yıllardır fazla büyük tutan veya büyük olmasına göz yuman
ülkeler, bunu önleyemeyen ülkeler çok daha zor durumda.
KRİZ DAHA SÜRECEK Mİ?
* Önümüzdeki aylarda piyasalarda olsun, tüketicilerin
güven endekslerinde olsun hafif bir iyileşmenin olması bence doğal.
Fakat bu sürecek mi? Bence burada en önemli sorun bu olayın nasıl
gideceğini belirleyecek olan sorun bankaların durumu ve finans
sektörünün durumu.
* Eğer bankalardaki durum düzelmezse, geniş anlamda bütün finans
sektöründeki durum düzelmezse, o zaman bugün gördüğümüz iyileşme
belirtileri çok geçici olabilir ve ikinci bir kötü dalga başımıza
gelebilir.
* Bankalarda bir toparlanma, finans sektöründe bir düzelme olursa
ve bu finans sektöründeki düzelme maliye politikasındaki
genişlemeyi destekler biçimde gerçekleşirse o zaman iyileşme daha
sağlam olabilir ve ikinci kötü bir dalgayı belki dünya
önleyebilir.
KEMAL DERVİŞ'TEN TAVSİYELER!
* Bu öyle bir bunalım ki hiçbir ülke tek başına atlatamıyor. Bunu
bütün dünya el ele verip bir şekilde atlatması lazım. Yani bir
ülkenin tek başına yapabileceği hakikaten kısıtlı.
* Biz dış satıma çok önem veren bir ülke olduk. Bütün dünyada kimse
bir şey almıyorsa o zaman bizim de yapacağımız çok fazla bir şey
yok. Dolayısıyla bütün dünyadaki çabayı görmek ve o çabayı bir
şekilde desteklemek, güçlendirmek çok önemli.
* Bunalımlar bazen ciddi toparlanmalara da fırsat veriyor. 2001 -
2000 yılında da öyle olmuştu. Bir sürü kronik sorunlar vardı. Bir
şekilde kriz sayesinde bunlar düzeltilebildi.
* Bir ülkede iç barış olduğu zaman toplumda tabiki yarışmalar
olacak ama toplum olarak birbirimizi desteklediğimiz zaman ve
dünyadaki yarışma açısından Türkiye'nin işvereniyle, işçisiyle,
sivil toplumuyla, siyasi sistemiyle birlikte hareket etmesi,
birbirimize yardımcı olmamız bence çok önemli.