Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Sosyal güvenlik sisteminde yaşanan sorunlara çözüm bulmak,
Sistemi sürdürülebilir bir seviyeye ulaştırmak,
Prim tahsilatı yetersizliğinin önüne geçmek,
Kayıt dışı istihdamı önlemek,
Sigortalıların çok erken yaşta emekli olmaları sebebiyle aktif-pasif sigortalı sayısındaki bozulan dengeyi tekrar sağlamak...
İşte bunlar gibi nedenlerle emeklilik şartlarında değişiklik öngören 4447 sayılı yasa 8 Eylül 1999 tarihinde yürürlüğe girdi.
Ardından 2008 yılında "emeklilik yaşının 65'e yükseltilmesin de bulunduğu Sosyal Güvenlik Reformu" mecliste kabul edilip yasalaştı.
Bu yasalar sayesinde devletin sosyal güvenlik harcamaları azaldı. Senelerdir biriken sosyal güvenlik açığı kapatıldı. Hatta yıllar ilerledikçe açık kapanmakla kalmadı, Sosyal Güvenlik Kurumu artıya bile geçti.
Fakat...
Her yönüyle düşünülmeden hazırlanan bu yasalar;
- Yürürlüğe girdikten sonra sigortalı olacak kişiler açısından ciddi hak kayıplarının doğmasına
- Mevcutta sigortası devam edenlerin bazı sosyal haklarının gerilemesine
- Uzun süreler mağduriyet yaşayacak bir grubun (EYT'liler) ortaya çıkmasına sebebiyet verdi.
Kısacası devlet bu yasalarla amaçlamış olduğu hedeflere ulaştı ulaşmasına da olan her sene sayıları artarak devam eden (5-6 milyon) vatandaşa oldu.
EYT TAMAM...
Tabiri yerindeyse her seçim döneminde gerek iktidar gerekse muhalefet tarafından "seçim malzemesi" yapılan EYT'liler 23 yıllık bir gecikmeyle de olsa nihayet haklı mücadelelerini kazanmak üzere.
Kazanmak üzere dedim çünkü;
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, geçen haftaki konuşmasında "EYT sorunu 1999 öncesi işe başlayanların emeklilikle ilgili karşılaştığı bir sorundu. Prim gün sayısını doldurmuş olan, yılı tamamlamış olanların karşılaştığı bir sorundu. Yaşla ilgili bir problemdi. Emeklilik yaşının yükseltilmesiyle ilgili bir problemdi. Onunla ilgili çözüm aşamasına geldik" dedi.
EYT konusunda çalışmaların teknik olarak tamamlandığını, Aralık ayında da detayların kamuoyu ile paylaşılacağını söyledi.
STAJ MAĞDURLARINA MÜJDE...
Bu açıklamanın yapıldığı konuşmadaki asıl bomba ise seçim öncesi çözüme kavuşmasına artık kesin gözüyle bakılan EYT konusu değil, sayıları iki milyonu bulan "staj mağdurlarıyla" ilgili olan kısımdı.
Bakan Bilgin, EYT'den sonra staj sigortasının emeklilikten sayılmasıyla ilgili de bir çalışma başlattıklarını;
"Çok eski bir düzenleme. Bu konunun yeniden ele alınması gerekiyor. Ben bu konuda bir çalışma yaptırıyorum. Bunun sonuçları ne olur? EYT kapsamında da bunu değerlendirmek gerekir." sözleriyle kamuoyu ile paylaştı.
Umalım da yakın bir zamanda staj mağdurları için de ciddi adımlar atılsın ve daha da önemlisi sonuçlandırılsın. 23 yıldır bekleyen EYT'liler gibi staj mağdurları da bir 23 yıl daha beklemesin.
STAJ SÜRESİNE BORÇLANMA HAKKI VERİLMELİDİR...
Her ne kadar devletimizde bu konuyla ilgili, "stajyer ve çıraklık sigortası, yaşlılık-mamullük ve ölüm sigortası kollarına tabi tutmayıp bu kapsamda prim ödenmediğinden, staj süresi ve giriş tarihi emeklilikten sayılmaz" diye genel bir kanı olsa da bu düşünce aslında hayatın olağan akışı ile çelişmektedir.
Çünkü stajyerler ve çıraklar gerek geçmişte gerekse günümüzde iş hayatımızın önemli bir parçasını oluşturmaktadır.
Meslek lisesi ve yüksekokul stajyerlerine, "aynen askerlik borçlanmasında olduğu gibi" staj döneminin borçlanılması yönünde bir hak verilmesi, hem devletin kasasına para girmesine hem de bu kişilerin senelerdir devam eden "haklı mağduriyetlerinin giderilmesine" olanak sağlayacaktır.
Nasıl ki 1987 yılında merhum Turgut Özal hükümeti zamanında TBMM tarafından çıkarılan bir yasa ile isteyenler, çıraklar ve meslek lisesi stajyerleri staj sürelerini borçlanabilmişler ise bugün de staj mağdurlarına böyle bir hakkın verilmesi zor olmayacaktır.
Özetle; hem "EYT'liler" hem "staj mağdurları" hem de (sayıları az olduğundan seslerini pek duyuramayan) "doğum borçlanması mağdurları" meclisimizden yasal bir düzenleme beklemektedir.
Emeklilik yaşının düşürülmesi, artırılması, sigortalılık başlangıç şartlarının değiştirilmesi gibi birçok sosyal güvenlik hakkı ancak kanunla düzenlendiği için;
Meclisimizin bu mağduriyetlere kayıtsız kalmaması, bu tür mağduriyetlerin ülkemizin gündeminden tamamen çıkartılması, gelecekte de bu tür sorunların ortaya çıkmaması için çok yönlü bir çalışma yapılması ve kalıcı çözümleri içeren kanunların çıkartılması yerinde olacaktır.