Eymür'den Yalçın Bayer'e cevap
Abone olMİT'in eski üstdüzey yöneticilerinden Mehmet Eymür, www.atin.org isimli sitesinde Hürriyet Yazarı Yalçın Bayer'in köşesinde yayınlanan iddiaları cevapladı.
Dünkü Hürriyet gazetesinin manşeti Alaattin Çakıcı'nın bir
yakını ile telefon irtibatı tespit edilen üst düzeydeki bir MİT
görevlisi ile ilgiliydi. -Yine "Vatan İçin"- MİT görevlisi,
savcılıktaki sorgusu sırasında vücudundaki izleri gösterip, ‘vatan
için kurşun yediğini’ anlatmış ve görüşme nedeni olarak da MİT’in
Türkiye’de bir politikacıya suikast yapılacağı haberini aldığını,
suikast girişimini önlemek için suikastı hazırlayan Alaattin
Çakıcı'nın adamı ile ilişki kurduğunu belirtmiş. Yani MİT'in üst
düzey görevlisi Çakıcı'ya yakını vasıtasıyla "Aman lütfen bu
politikacıya suikast yapma" demiş... -Para ve Tehdit- Ancak konuşma
bandı MİT'in üst düzey görevlisini yalanlıyormuş. Kaydedilen
telefon görüşmesinde parasal konular konuşuluyor, MİT görevlisi,
Çakıcı’nın adamına ‘Ona söyle, adamı arasın, senin üzerine
karabulut gibi çökerim desin’ diyormuş. Yani Çakıcı'nın birisini
tehdit etmesini istiyormuş. Tehdit edilmesi istenilen kim acaba? O
günlerde Çakıcı bana da tehdit mesajları yolluyordu da... Bu arada
MİT devreye girmiş ve savcılığa resmi bir yazı göndererek yasa
gereği Başbakanlık izni olmadan mensuplarının yargılanamayacağını,
sorgulanan MİT görevlisinin faaliyetlerinin bilgileri dahilinde
olduğunu bildirmiş. Demek ki sadece devletin güvenliğini değil,
Mafya ile ilişkileri de koruma altına alan yasalar da varmış...
Demek ki MİT Müsteşarı bütün olan bitenden haberdar... -Yine Kaşif-
Tesadüf bu ya, aynı günlerde Atasagun'un özel operasyonlarda sağ
kolu olan ve her türlü kanunsuz faaliyete adı karışan Kaşif
Kozinoğlu da İstanbul'da savcıya ifade vermiş. Belki de başka bir
konu ile ilgilidir... Bu arada genç ve başarılı araştırmacı
yazarlardan Faruk Mercan Aksiyon dergisinde "Asala operasyonunda
yoktum" başlığı altında Çakıcı ile yaptığı bir mülakatı yayınlamış.
Bu mülakatta Çakıcı çoğunlukla doğru cevaplar vermiş. -Hükümet
Düşüren Adam- "Amerikalılara çok cazip geldim. Elinde telefonla
hükümet düşüren bir adamdım." demiş. Çakıcı sadece Amerikalılar
için değil, birçok istihbarat teşkilatı için cazip bir eleman.
Sadece hükümet düşürmüyor, devletin en üst kadrolarıyla içli dışlı,
birçok siyasiyi-bürokratı maaşa bağladığını söylüyor. Devletin en
hassas organlarında istediğini işten aldırıyor, istediğini üst
görevlere getirttiriyor. İhaleleri yönlendiriyor, bakanlarla senli
benli konuşuyor, başbakanları tehdit ediyor. Emrinde adam
öldürmeye, yaralamaya hazır bir sürü adam var. Türkiye'nin başta
gelen iş adamları ile, basın patronlarıyla, gazetecilerle rahat
görüşebiliyor. Medyanın en zorlu isimleri bile onun hakkında bir
şey yazarken dikkatli davranıyorlar. İstihbarat teşkilatları için
bundan iyi bir alet olur mu? Nitekim bir yerde "Fransız polisi beni
elde etmek istedi" demiş. Bence daha başka devletler de vardır.
-Beşiktaş'la Başlangıç- Çakıcı "Beşiktaş spor kulübünün 1984’teki
kongresinde salon güvenliğini sağladığını ve başkan seçilmesine
katkısı olduğunu" söylemiş. Ancak kendisinden bu görevi yapmasını
kimlerin istediğini belirtmemiş. Bu kişiler MİT'teki Beşiktaşlı
bazı tanıdıkları olmasın? Biliyorsunuz o tarihlerde Nuri Gündeş'in
yardımcısı durumunda olan Şenkal Atasagun bile Galatasaray Lisesi
mezunu olmasına rağmen koyu bir Beşiktaş taraftarıydı...
"Beyrut’taki ASALA operasyonunda yokum" demiş Çakıcı. Beyrut'taki
değil, hiç bir Asala operasyonunda olmadı. Daha doğrusu, Çakıcı,
Şenkal Atasagun'un 16/07/1987 tarihinde Güvenlik Daire Başkanlığına
yazdığı resmi bir yazıda önermesi neticesinde, 03-12 Ağustos 1987
tarihleri arasında, Türkiye'nin yıllarca savaştığı bir terör
örgütüne karşı Avrupa'da yürütülmesi planlanan, ancak hedefin
bulunduğu bölgedeki polise sızdığı için iptal edilen bir
operasyonda, MİT'in numaralı elemanı olarak bir kaç adamı ile
birlikte yer aldı. Operasyon iptal edildiği için herhangi bir
katkısı olmadı. Benimle olan ve resmi kayıtlarda bulunan ilişkisi
bununla sınırlı. Ayrıca daha öncede belirttiğim gibi arandığı
tarihlerde ve Fransa'da yakalanmadan önce Şenkal Atasagun'un
başında olduğu başkanlık tarafından diğer bir Türk terör örgütüne
karşı yürütülen neticesiz bir operasyonda kullanılmış. -Doğrular ve
Yanlışlar- Bu bakımdan Çakıcı'nın “Hiçbir zaman MİT elemanı
olmadım” cevabı doğru değil. Keza Faruk Mercan'ın yazısında yer
alan MİT eski Müsteşar Yardımcısı Hiram Abas’ın 1980’lerin başından
itibaren Fransa ve Yunanistan'da ASALA operasyonlarını yönettiği de
doğru değil. Avrupa'da Çatlılarla yürütülen operasyonların
yöneticisi Nuri Gündeş ve İstanbul ekibi ile Ankara'da zamanın MAH
Başkan Yardımcısı. Ayrıca Avrupa'da görev yapan ve benim bir
yazımda "isimsiz kahramanlar" diye bahsettiğim bilinmeyen bir
"Türkmen" ekibi var. Çakıcı mülakatta “Bizler topluma zararlı
insanlarız.” demiş. Bence mülakatın en doğru bölümü bu kısım olmuş.
Hem de çok fazla zararlı. Şimdi başka bir konuya geçmek istiyorum.
-Çakıcıyı Yurtdışına Kim Kaçırttı?- Çakıcı ile ilgili olarak
yıllardır yazılanlara, yayınlanan ses bantlarına, resmi evraklara
rağmen birisi çıkar da ısrarla Çakıcı'yı yurt dışına "Mehmet Eymür"
kaçırttı derse o insanı nasıl nitelendirir siniz? Ben ya hiç bir
şeyden haberi olmayan bir ahmaktır veya konuyu başkalarının üstüne
yöneltip birilerini korumaya çalışan bir kukladır derim. Hürriyet
gazetesinin köşe yazarlarından Yalçın Bayer, hikayesini asılsız bir
temele dayandırarak ısrarla Çakıcı'nın kaçışında rolüm olduğunu
söylüyor. Adam sanki benden iyi biliyormuş gibi Çakıcı’yı Rodos’a
kaçıran yatın sahibi Mehmet Salih Hantal’ın benim ortağım olduğunu
iddia ediyor. Ben böyle bir ortağım yok diyorum ama o yine de aynı
şeyi köşesinde yazıyor. "Beşiktaş Kulübü’nde Çakıcı’ya vizeyi alan
Kerem Eymür, Mehmet Eymür’ün yeğeni" diyor. Diyor ama, Çakıcı'ya
vize aldığını iddia ettiği Kerem Eymür'ün savcılıkça neden
ifadesinin bile alınmadığını soramıyor. Kendi gazetesinde
yazılanlardan bile haberi yokmuş gibi davranıyor. Onun için "çok
içiyor" derler ama, ben bu yazıların içkinin tahribatı neticesinde
yazdığını sanmıyorum. Bence "bu hiç bir şeyden haberi yoku, aptalı"
oynamanın bir nedeni olmalı. Kendisi gibi sözde emekli bir
istihbaratçı bulmuş, köşesinde paslaşıp duruyorlar. Yalçın Bayer
soruyor: Devletin güvenliği için ciddi sıkıntı yaratan yozlaşma ne
zaman başladı? Her şeyi bilen emekli İstihbaratçı cevaplıyor: 20
yıl kadar gerilere gidin... Hükümetlerin düşürülmesine kadar devam
etti bu süreç... Bu konuda birçok belge ortaya çıktı; dönemin
Kontrterör Daire Başkanı olan Mehmet Eymür’ün adı öne çıkıyor
burada. Mesut Yılmaz, muhalefette olduğu dönemde Tansu Çiller’in
emriyle Mehmet Eymür tarafından konutunun dinlendiğini söylemedi
mi? Alaattin Çakıcı’nın yakalanmasından sonra ABD’den merkeze
çağrılan Eymür, emeklilik kararına karşı direnince şeker
fabrikalarına müşavir olarak atanmadı mı? Çakıcı ile ilişkilerine
gelirsek... Doğan Yurdakul-Cengiz Erdinç’in ‘ÇETE’LE’ adlı
kitabında Abdullah Çatlı’nın ekibinde Abdurrahman Buğday, Sami
Hoştan, Haluk Kırcı, Mehmet Gözen ve Sedat Peker’in isimlerinin yer
alması bir tesadüf mü? Çatlı ve ekibine kimler sahip çıktı o zaman?
Hatırlanırsa, bu isimlerden Haluk Kırcı, Bahçelievler’de 7
TİP’linin öldürülmesi olayında yer aldı. Mahkûmiyeti ile ilgili
tartışmalar sırasında tahliye edildikten sonra o da bu hükümet
döneminde yurtdışına kaçtı. Şimdi nerededir acaba? Yargıya intikal
eden uyuşturucu kaçakçılığı, adam kaçırma, haraç alma ve çeşitli
kurşunlama olaylarını çok yaşadı Atatürk’ün Türkiyesi. Bayer:
Mehmet Eymür, ABD’den yayın yaptığı İnterneti sitesinde Faik
Meral’i ‘esprili, zeki, gayretli bir istihbarat memuru olarak
tanıdım’ diyor. Emekli İstihbaratçı: Ben de okudum... Dahası var
ama onun MİT Müsteşarlığı’na gelmek için çok uğraştığını ve bazı
temaslarda bulunduğunu duyduğunu yazmış; hatta Alaattin Çakıcı ile
münasebeti olamayacağını düşünüyormuş. Ancak sonunda ‘Vah be
memleket nerden nereye gelmiş... Olmadı Faik, olmadı. Sen birkaç
kuruşluk menfaat için benliğini, kimliğini yıllarca çalıştığın
mesleğini satmışsın. İyi bir istihbaratçı ve terör uzmanıydın Faik,
yazık oldu sana’ diyor. Timsahın gözyaşları değil mi? Bayer: Peki,
Eymür’ün ‘Çakıcı ile ASALA’ya karşı birlikte çalıştığı filan yalan.
‘İsmi hiç bilinmeyen o sessiz hakiki kahramanlara haksızlık edip
yeni kahramanlar, efsaneler yaratma’ demesine ne diyorsunuz? İlginç
değil mi? Emekli İstihbaratçı: Kendisini ortaya çıkan bu işlerin
içinden sıyırmak istiyor. Alaattin Çakıcı’yı Rodos’a kaçıran yat
sahibi Mehmet Salih Hantal’ın, Antalya Varsak’ta Polar buz
fabrikasında ortaklığı yok muydu? Beşiktaş Kulübü’nde Çakıcı’ya
vizeyi alan Kerem Eymür, Mehmet Eymür’ün yeğeni değil miydi? Bayer:
Çakıcı’ya ilk kaçışında yardımcı olan Pekin’deki MİT görevlisi
Yavuz Ataç... Emekli İstihbaratçı: Dış Operasyonlardan Sorumlu eski
Daire Başkan Yardımcısıydı. Çakıcı’ya, ilk kaçışında ‘kırmızı’
pasaport temin etmekten hakkında soruşturma açılınca emekliliğini
istemek zorunda kaldı. MİT’te bir ara dengeler değişince
Çakıcı’nın, Ataç’ı MİT Müsteşarlığı’na getirttirmek istemesi ilginç
değil mi? Atatürk’ün kurduğu ve cumhuriyetin en temel kurumunda bu
yaşananlar çok üzücüdür. Mehmet Eymür bu hükümet döneminde Şenkal
Atasagun’un yerine MİT’in başına geçmek için kulisler yürütmüş,
ancak başarılı olamayınca yeniden Amerika’ya dönmüştür. Bu olanlar
karşısında eski MİT Müsteşar Yardımcısı Hiram Abas’a yanarım
bugün... Kimse kahramanlık yapmasın, Ermeni terörü için gerçek
savaş verenlere karşı günah işlemesin. Onlardan bugün ikisi halen
hayatta; biri asker biri de sivil... Sanırım yaşananları ibretle
izliyorlardır. Evet biz de bu lafları ibretle izliyoruz. Tabii ki
hukuki yola başvuracak ve Yalçın Bayer'den bu yazdıklarına sahip
çıkmasını ve ispatlamasını isteyeceğim. Onun için şimdilik Mehmet
Salih Hantal’ın ortağım olduğu, Çakıcı’ya vizeyi yeğenim Kerem
Eymür'ün aldığı saçmalıklarının üstünde durmak istemiyorum. Zaten
daha önce cevabını verdim. Ayrıca Yalçın Bayer ve istihbaratçı
dostu bu düğüne davetli miydi bilemem ama, Beşiktaş'ın eski
yöneticisi Serdar Bilgili'nin Çakıcı ile, kız kardeşinin düğününe
gidecek kadar iyi ilişkiler içinde olduğu yandaki resimden
anlaşılıyor. Bence Bayer ve değerli dostu emekli istihbaratçı bu
resmi de bir değerlendirmeli. Merak ettiğim iki konu var. Birincisi
bu hükümet döneminde Şenkal Atasagun’un yerine MİT’in başına geçmek
için kimlerle temas edip kulisler yürüttüğüm? İkincisi Ermeni
terörü için gerçek savaş veren ve halen hayatta olan biri asker
biri de sivil kahramanlar kimler? Yalçın Bayer ve istihbaratçı
dostu bizi biraz aydınlatsalar. Ümit ediyorum ki Çakıcı kısa sürede
iade edilecek ve ciddi bir soruşturma ile kamuoyunca bilinmeyen
bazı bilgiler su yüzüne çıkacaktır. Endişem Çakıcı'nın devlet ve
yönetim içindeki irtibatlarının bilinenden çok daha derinlerde
olmasındandır. Zaman içinde Çakıcı'nın tahmin edemeyeceğiniz
yükseklikteki isimlerle irtibatı çıkarsa şaşırmayınız. Zira Çakıcı
olayı bu günün değil yılların birikimi neticesindedir.