Eylemcilerin hayatı tehlikeye atıldı!
Abone olSağlık Bakanlığı, Gezi Parkı olaylarında sahte doktorların eylemcilerin hayatını tehlikeye attığını söyledi.
Gezi Parkı olaylarını işleyen ve protestolar sırasında ambulansların yetersiz kaldığını iddia eden İngiliz Lancet dergisini tekzip eden Sağlık Bakanlığı, stratejik noktalarda hazır tutulan ambulanslar yerine "ilk yardım istasyonu" denilen yerlerde müdahale edilen hastaların hayatının riske atıldığını bildirdi.
Doktor olduğu öne sürülen ve bu merkezlerden birinde tutuklanan şahısların pek çok suçtan sabıkasının bulunduğu ve sağlıkla alakalarının olmadığı da belirtildi.
Sağlık Bakanlığı, Gezi Parkı odaklı olaylarla ilgili yayınında, "Ambulansların yetersiz kalması nedeniyle sağlıkçıların Twitter üzerinden örgütlenerek eylem bölgelerinde ilk yardım merkezleri kurduğunu, polisin sağlık personeli ve revirlere saldırmasıyla durumun vahim bir hal aldığını, polis tarafından darp edilen bir gönüllü tıp öğrencisinin yoğun bakımda tedavi gördüğünü" öne süren Lancet dergisine tekzip gönderdi.
Olaylarla ilgili "yanlış ve yanlı" bilgi içeren, gerçeklikten uzak yorumun yayınlanmasının büyük bir hayal kırıklığı yarattığı ifade edilerek, şöyle denildi:
"İnsan hayatının kutsallığı göz önünde bulundurulduğunda, sağlık sisteminin performansı Türk hükümetinin reform ajandasında son on yılda en üst sırada olmuştur. Bu dönemde ulusal ve uluslararası otoritelerce takdir toplayan pek çok reform yapılmış olup acil sağlık hizmetleri bu reformlarda öncelikli olmuştur. Buna bağlı olarak acil sağlık hizmetlerindeki gelişme çok açıktır."
İstanbul'daki ambulans sayısının son on yılda yaklaşık 7 katına çıktığı, dil, din, ırk ve ideolojik fark gözetilmeksizin acil sağlık hizmetlerinin kara ve hava ambulanslarıyla herkese ücretsiz sunulduğu belirtilerek, İngiliz dergisinin alkol konusundaki düzenlemelerle ilgili iddialarına da yanıt verildi.
Alkol tüketimi hakkında yapılan son yasal düzenlemelerin, DSÖ’nün Alkolün Zararlarına Yönelik Çözümlemesine paralel olduğu, Finlandiya ve İrlanda gibi pek çok AB üyesi ülkeye nazaran daha yumuşak uygulamalar içerdiği kaydedildi.
-Gezi Parkı odaklı olaylar-
Sağlık Bakanlığının, ilk dakikadan itibaren olaylara odaklandığı, ambulans sisteminin alarma geçirildiği ve ihtiyacı olanlara münkün olduğunca hızlı ulaşabilmek için belirlenen stratejik noktalarda hazır tutulduğu bildirildi.
Ambulanslarla hastanelere nakledilen hasta sayısının İstanbul'da 534, Türkiye'de ise bin 221 olduğu belirtilerek şöyle denildi:
"Ambulansların protesto alanlarına ulaşamadığı iddiası tamamen yanlış ve gerçeklikten uzaktır. Bununla birlikte ambulansların hizmet sunumu esnasında sağlık personeli, aşmak zorunda kaldığı pek çok engelle yüzleşmek zorunda kalmıştır. Protestocular, alışveriş alanları, otobüsler ve kamu binalarına zarar vermekle kalmamış, İstanbul da dahil ülkenin pek çok yerinde ambulanslara da saldırılar düzenlemişlerdir. Bu saldırılar sırasında sağlık personeli, nakledilen hastalar ve yakınları da zarar görmüştür. Sonuç olarak 45 ambulans hasarlanmış olup bunlardan 11 tanesi kullanılamaz durumdadır."
Bu rakamların, protestocuların saldırılarına rağmen ambulansların hazır olduğunun ve olay yerinde hizmet sunduğunun en önemli kanıtı olduğuna işaret edilerek, kayıtlar ve ambulanslarla nakledilen hasta istatistiklerinin analiz edilmesiyle bu durumun görülebileceği, iddia edildiği gibi yoğun bakım ünitesinde tedavi gören tıp fakültesi öğrencisi bulunmadığı belirtildi.
Bakanlığın Lancet'e gönderdiği tekzip yazısında şöyle denildi:
"Protestocular ilkyardım istasyonu adı verdikleri merkezler kurmuş olup bu merkezlerde sağlık personeli olduğu öne sürülen şahısları çalıştırmışlardır. Bu nedenle kimlik tespiti yapılamamış ve tıbbi kayıtlar tutulamamıştır. Ayrıca bu merkezler kalifiye olmayan kişilerin çalıştırılması ile de malpraktislere (yanlış sağlık uygulaması) açık olmuştur. Protestocular ambulans çağırmak yerine hastaları bu merkezlerde tutmak suretiyle hastaların hayatlarını riske etmişlerdir. Doktor olduğu öne sürülen ve bu merkezlerden birinde tutuklanan şahısların adli kayıtlara göre pek çok suçtan sabıkalı oldukları ve sağlıkla alakalı olmadıkları tespit edilmiştir. Böylece bu merkezler hastaların gerçekten ihtiyaç duydukları ilkyardımı almalarına mani olmuştur."
Yazıda, Lancet gibi önemli akademik bilimsel dergilerden birinde, böyle bir yorumun isim verilmeden ve suçlanan Türk Hükümeti yetkilileri ile irtibata geçilmeden yayınlanmasının muamma, kafa karıştırıcı ve anlaşılması zor bir durum olduğuna da dikkat çekildi.