Eylemci temsilcileri taleplerini açıkladı
Abone olBaşbakanvekili Bülent Arınç ile görüşen Taksim Dayanışması üyeleri, taleplerini kamuoyuna açıkladı.<br/>Başbakanvekili Bülent Arınç ile görü...
Başbakanvekili Bülent Arınç ile görüşen Taksim Dayanışması
üyeleri, taleplerini kamuoyuna açıkladı.
Başbakanvekili Bülent Arınç ile görüşen Taksim Dayanışması üyeleri,
görümenin ardından ise çıkışta gazetecilere açıklamalarda bulundu.
İstanbul Gezi Parkı protestolarıyla başlayan olayların son bulması
için hükümete ilettikleri talepleri bir metin halinde gazetecilere
aktaran Taksim Dayanışması üyeleri, İstanbul, Ankara Hatay valileri
ve emniyet müdürlerinin görevden alınmasını istedi.
İlk konuşmacı olarak söz alan Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp
Muhcu, yaşanan olaylarla ilgili olarak şunları söyledi:
"27 Mayıs 2013 tarihinde saat 22.00 sularında Taksim Gezi Parkı’nın
fiilen yıkılması girişimi sonrası yaşanılan toplumsal duyarlılık
karşısında hükümetin izlediği polis şiddeti nedeniyle başta Taksim
İstanbul olmak üzere bütün yurtta, yurttaşlar demokratik
tepkilerini ortaya koymaktadır. Öncelikle hayatını kaybeden
Abdullah Cömert ve Mehmet Ayvalıtaş’ın ailelerinin acılarını
paylaşıyor, yaralanan binlerce yurttaşımıza acil şifa dileklerimizi
iletmek istiyoruz.
Ne yazık ki, toplumun demokratik ve insan hakları eksenli
taleplerinin barışçıl ve demokratik şekilde ortaya konmasına karşı
iktidar şiddet, baskı ve yasakçı politikalarına devam etmektedir.
Tek bir yurttaşımızın burnunun kanamadığı, gerilimlerin ortadan
kalkarak demokratiktaleplerin dillendirilebildiği bir toplumsal
iklime bir an önce kavuşmak için yoğun çaba harcadığımızın
bilinmesini isteriz."
İŞTE TALEPLER
Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Tayfun Kahraman ise,
Taksim Dayanışması üyeleri adına daha önce hazırladıkları metni
okuyarak, hükümetten yerine getirmesini istedikleri talepleri
sıraladı. Tayfun Kahraman’ın okuduğu metinde ise şu talepler yer
aldı:
"Taksim Dayanışması olarak aşağıdaki taleplerin hükümet tarafından
biran önce yerine getirilmesi için somut adımların atılmasını
bekliyoruz:
Gezi Parkı, park olarak kalmalıdır. Taksim Gezi Parkı’na Topçu
Kışlası adı altında ya da başka herhangi bir yapılaşma
olmayacağını, projenin ital edildiğine dair resmi bir açıklamanın
yapılmasını, Atatürk Kültür Merkezi’nin yıkılmasına ilişkin
girişmlerin durdurulmasını;
Taksim Gezi Parkı’ndaki yıkıma karşı direnişten başlayarak halkın
en temel demokratik hak kullanımını engelleyen, şiddetle bastırma
emrini veren, bu emri uygulatan ve uygulayan, binlerce insanın
yaralanmasına, iki yurttaşımızın ölmesine neden olan sorumlular,
başta İstanbul, Ankara, Hatay Valileri ve Emniyet Müdürleri olmak
üzere tüm sorumluların görevden alınmasını, gaz bombası ve benzeri
materyallerin kullanılmasının yasaklanmasını;
Ülkenin dört bir yanında direnişe katıldığı için gözaltına alınan
yurttaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını, haklarında hiçbir
soruşturma açılmayacağına ilişkin açıklama yapılmasını,
1 Mayıs alanı olan Taksim ve Kızılay başta olmaz üzere Türkiye’deki
tüm meydanlarımızda, kamusal alanlarımızda toplantı, gösteri, eylem
yasaklarına ve fiili engellemelere son verilmesini; ifade
özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılmasını talep ediyoruz.
Bunun yanı sıra; 27 Mayıs 2013 saat 22.00’den bu yana ülkemizin
meydanlarında, caddelerinde sokaklarında ve tüm kamusal alanlarında
yükselen tepkilerinin içeriğinin, ruhunun, beklentilerinin,
taleplerinin yetkililer tarafından fark edilmesi gerektiğini
düşünüyoruz. Yaşananları ’marjinallikle’ açıklamaya çalışmak
görmezlikten gelmek anlamına gelir. Gezi Parkı’na müdahale ile
simgeleşen iktidar anlayışının yurttaşlarımızda ’yaşam tarzına ve
inançlarına müdahale ve hor görülme’ biçiminde algılandığı ve buna
kadını, erkeği, genci, yaşlısı ile büyük bir toplumsal tepki
gösterdikleri; ’biz varız, buradayız ve taleplerimiz var’ biçiminde
yanıt verdikleri görülmektedir.
Yükselen bu tepkinin içeriğinin; ’başta 3. köprü, 3. havalanı,
Kanal İstanbul, AOÇ ve HES’ler olmak üzere ekolojik değerlerimizin
talınına ve güncel olarak Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma
Kanunu Tasarısı’na ilişkin itirazların, ülkemize ve bölgemize
ilişkin savaş siyasetine karşı duruşunu ve barış talebinin, Alevi
yurttaşlarımzıın hassasiyetlerinin, kentsel dönüşüm mağdurlarının
haklı taleplerinin, kadın bedenleri üzerinde denetim kuran
muhafazakar erkek politikalarına karşı yükselen sesin, üniversite,
yargı ve sanatçılar üzerindeki baskılara karşı direncin, başta Türk
Hava Yolu işçileri olmak üzere tüm emekçilerin hak gasplarına karşı
taleplerinin, tüm cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığına
karşı mücadelenin yurttaşların eğitim ve sağlık hakkına ulaşımının
önündeki tüm engellerin kaldırılması istemleri’ olduğunu iktidar
sahiplerine iletmek istiyoruz."
(İHA)