Evlilik yıldönümünde kızlık zarı hediye eden var
Abone olJinekolog terapist Opr. Dr. Gökçen Erdoğan, Habertürk yazarı Kutlu Esendemir'e Türkiye'deki cinselliği ve yeni trendleri anlattı.
'in haberine göre, Türkiye’de cinsellik adeta onlarca yıldır
süren bir kriz. Genelde erkek perspektifinden bakılan ve sömürülen
bu alanda yok olansa daima kadınlar. Jinekolog, terapist ve
Operatör Dr. Gökçen Erdoğan, kadın cinselliğine yoğunlaşmış bir
hekim. Uzun bir süredir bu alanda çalışan Dr. Erdoğan’la, kadın
cephesindeki cinselliği ve son dönemcinsel estetikteki yeni
trendleri konuştuk.
Türkiye’nin cinsel profiline baktığınızda kadın açısından
nasıl bir tablo ortaya çıkar?
Uçların yaşandığı bir ülke Türkiye. Bir tarafta orgazmın
ne demek olduğunu bilmeyen Ayşe Hanım, diğer tarafta, “Eşimbana
yetmiyor onu nasıl ateşlendirebilirim?” diyen Fatma Hanım. Bize
ulaşamayan çoğunlukta olduğunu düşündüğüm gizli bir grup damonoton
bir cinsel hayat süren orta grup. Prensipleriyse ne acı ki,
“Görevimi yaparım, adamım keyfine bakar” şeklinde.
Bu tablo, bölgesel farklılıklar gösteriyor mu?
Şikâyet tahterevallisinde İç Anadolu ve Doğu Anadolu ağır
basıyor. İlişkiye girememe ya da ilişkiye girmede zorlanma olarak
bilinen vajinismus, aile baskısı ve çevre baskısı daha yoğun olarak
yaşanan bu bölgeleri mesken tutmuş adeta. İçinizde cinselliği
çözmüş olsanız bile, gizli bir güç sizi bilmiyor gibi yaşamaya ve
zamanla bedenin bile bunu inkârına zorluyor bu bölgelerde.
Ne gibi?
Etrafınızda yükselen sesler, “Kızımbacaklarını ört, eteğini
kapat ve erkeklere dikkat et” olduğunda fark etmeden ilerideki
cinsel hayat etkileniyor. Beyin bunu yapmaya zorluyor bedeni.
Günler geçiyor, ilişki zamanı geldiğinde sonuç vücudun başkaldırısı
yani vajinismus oluyor.
Ya cinsel isteksizlik ve orgazm olamama
sorunları?
Bu sorunlar biraz daha kentvari oldu. Nedeni de şu: “İlişkiye
giriyor musun?” Evet. Öncesi, sonrası önemlimi? Bir sonraki aşamayı
dert eden kişiler biraz daha sosyoekonomik yönden güçlü olan,
kendini dinleyen grup. Erken boşalma ve sertleşme sorunuysa erkeğin
hayatı boyunca yüzde 60-70 oranında karşılaşacağı bir durumolduğu
için bölgesel farklılık göstermiyor.
‘İLİŞKİYE GİREMEDİĞİNİ ARTIK SÖYLEYEBİLİYOR’
Son 10 yılda, kadın cinselliği nasıl değişti? Kendini ve eşini
önemseme derecesi arttıkça bize olan başvuru sayısı artıyor. 5 yıl
öncesinde “Gebe kalamıyorum” şikâyetiyle gelen
vakaları sorguladığımızda, “Cinsel ilişki yaşayamıyoruz
ki” cevabını güç bela duyabiliyorken, şimdi biz sormadan,
“Biz ilişkiye giremiyoruz” diyebiliyorlar. O
yüzden belki de son 5 yıldır daha aktif olarak çalışıyoruz cinsel
sorunlarda. Son yıllarda özellikle cinsel isteksizlik ve orgazm
sorunlarına yoğunlaştık.
ÖĞLE ARASI ESTETİK YAPTIRIYORLAR
Sezaryen ve kürtajın kısıtlanması bu alanda oranları aşağı
çekmiş gözüküyor mu?
Sezaryen konusunda belki ama kürtaj konusunda oranların azalacağını
düşünmüyorum. Hayatta en zor kararlardan biridir gebeliğin
sonlandırılması ya da dramatize ederek söyleyeyim: Bebeğin
alınması. Bu aşamaya gelene kadar karar çok defa süzgeçten
geçirilmiştir ve hekime gelinmiştir. Eğer bu karar verilmişse
kanımca hiçbir güç kadını ya da erkeği bu fikirden caydıramaz.
Cinsel estetikte hastalardan hangi talepler
geliyor?
Öğlen arası estetikleri dediğimiz bu operasyonlarda vücudunun
bir bölümünden rahatsızlık duyan kadın, yarımsaat sonra bunu aşmış
olarak klinikten ayrılıyor. “Dudaklarımdaha küçük olmalı”
ya da “Biraz daha dolgun istiyorum” diyor. “Eşimilişki sırasında
rahatsız oluyor, vajinamı daraltabilirmiyiz?” isteği
oluyor. “Orgazmsorunu yaşıyorum, G noktası dolgusuyla bu
sorunu çözebilirmiyiz?” talebi geliyor. Bunlara, “Evet” demek son
derece keyifli.
Cinsel estetikte yeni trendler neler?
Cinsellik farklı bir âlem. Kimsenin sınırı yok. Sadece var
olduğuna inanmayı ve başkalarını da buna inandırmayı seçebiliyor
insan. Ama yok. Arap ülkelerinden gelen bir talep var. Adamın
yıllardır birlikte olduğu kadının bekaretini yeniden bozma isteği.
Eşi bunu kadına söylüyor, kadın da kabul ediyor. Bize gelip “kız
olma”yı istiyor. Evlilik yıldönümünde, kızlık zarı diktirip eşine
sürpriz hazırlayanlar var. Bu artık ülkemizde de yaygınlaşmaya
başladı. Belki de bir başlangıç. Cinsel hayata ivme ya da farklılık
ne dersek diyelimbir renk katıyor. Partnerlerin onayı biz doktorlar
için yeterli oluyor.
Bu kişiler hangi yaş aralığından?
Cinsel hayatı monotonlaşmış, renklendirmek için bir hareket ya
da ortamisteyen ailelerde daha çok oluyor. Özellikle 40-45 yaş
arası kadınlar bu istekle diğer yaş gruplarından daha çok geliyor.
Bu hembir değişiklik hemde eşlerine farklı bir heyecan oluyor.
Kendini taze bir genç kız gibi hissettiğini söyleyen de var. Eşinin
kendisine verdiği değeri en başa saracağını düşünen de... Hatta
hiçbir şey düşünmeden sadece değişiklik olsun diye yapanlar da
var.
KADINLARIN YARISINDAN ÇOĞU CİNSEL ORGANINI
BİLMİYOR
Bir cinsel terapist olarak en çok hangi vakalarla
karşılaşıyorsunuz?
Yüzde 100 başarımızı net olarak gördüğümüz vajinismus en fazla
ilgilendiğim sorun. Erkeklerde sertleşme sorunu ve erken boşalma
konusunda ekip olarak çalışıyoruz.
Terapilerde sizi en çok şaşırtan hangisi
olmuştu?
Yakın bir süre önce çok sevdiğim ve çoğu kişi tarafından da
bilinen bir kadın doğumcu arkadaşımın vajinismus sorunuyla bana
gelmesiydi. Şaşırtıcı olan bu işi bilen ve onlarca vakanın içinde
yaşayan bir hekimin bunu kendisinin de yaşaması ve seneler
geçmesine rağmen bu bataklıktan tek başına çıkamamasıydı. Sonuç:
Başarı. Fakat bu vaka bana bir kez daha şunu dedirtti: Bu
lanet sorun herkesi her yaşta bulup kurutabiliyor. Önemli olan bu
konuda sizi başarıya sürükleyecek bir otorite.
Ya erkeklerde?
İki partnerini de alıp gelen bir adam, sorunum şu demişti:
“Bu kadınla ilişkimi çok başarılı yaşarken bu kadınla erken
boşalıyorum. O zaman sorun kadında. O yüzden kadını tedavi edin.”
Ben de sizler gibi her vakamda yeniden şaşırabiliyorum. Herkesin
başka bir hikâyesi var. Her gün öğreniyorum ve mesleğimin önemini
daha iyi kavrıyorum. İmdada yetişme duygusu, yatak odası söz konusu
olunca da çok önemli. İnanın buna.
Tabii terapiye girerken, insanların cinsel donanımını da
görüyorsunuz?
Nerede cinsel donanım... Donanım için bilgi olması gerekir.
Bilgi eğitimle alınır ki; hangi okulda hangi seviyede cinsel
eğitim! Türkiye, ilişkiyi sadece penis-vajen birlikteliği olarak
gören çiftlerle dolu. Görev yapılır ve biter. İşin duygusal boyutu
yok. 100 kadına, “Cinsel organınızı tanıyor musunuz?” diye sorsam
yarısından çoğu bunu bilmez. İnanabiliyor musunuz? Hatta hiç
bakmamıştır. Orada kaç tane delik olduğunu bilmez.
Bu kadar vahim mi durum?
Bir kadın memur, annesi öyle öğrettiği için bebeğin makatta
yerleştiğini, idrar yapılan delikten ilişkiye girildiğini, doğum
kontrol hapının daha iyi korusun diye vajinaya yerleştirildiğini,
bebek olmadığı için vajinal bölgeye ceviz yerleştirilebileceğini
sanıyordu.
‘Kadının hayal âlemi, özel ve güzeldir ama
anlatamaz’
Cinsellikte, hep erkeklerin fantezi dünyasında dolaştığı gibi
bir algı var. Olur mu?
Kadınların hayal dünyası renkli ama bunu dile getirebilmek
konusunda sorunları var. Ahh! Bir anlatabilseler ve yaşayabilseler
ne kadar özel ve güzel bir dünya yaratacaklar hayal âlemlerinde.
Fakat çocuğunun annesi fantezilerle dolu olamaz. Eşi yatakta
isteyici olamaz. “Basit kadın” olarak nitelendirilen bu özellikler
temiz aile kadınlarına yani anne sabahlığı giyen bir kadına
yakışmaz. İşte çevremizde çok yaygın olan bu düşünceler ne kadar
basit ve çürük ama buna rağmen ne kadar kabul görmüş...
Bizde kadınların düşleri renkli mi peki?
Hayal dünyasının anahtarı kadınlarda bunu bilmiyor musunuz? Biz
bu kapının deli dumruluyuz. Geçenden kamçı, geçmeyenden kelepçe
alıyoruz. Gecenin bir yarısında seksshop’u açtırıp erkek arkadaşına
giden kadından tutun, bir gecede yatak odasının tepesini ayna
kaplattıran kadınlar var. Yaş gününde havuz kapatan ve
havuzda ilk cinselliği yaşayan var. Dükkândan tüm siyah tül
çorapları alıp, erkeğe kaçırtmadan giydirdiği takdirde ödül
vereceğini söyleyen var... Daha ne detaylar, ne çok renk var; bir
bilseniz... Dünyada ne kadar kadın varsa o kadar renk
var.
Türkiye’de kadınların pornoya ilgisi nasıl ve genelde tercih
ettikleri porno türleri neler oluyor?
Kadınlar daha erotik filmlerden hoşlanıyor. Yumuşak geçişler,
romantizm, duygusal sahneler... Sonrasında cinsellik. Her sahnede
penis, vajen, zenci, grup; itici geliyor kadınlara. Fakat filmle
tahrik ülkemizde kadınları harekete geçirme yöntemlerinin başında.
Hele de 40-45 yaş monotonluğuna geçmiş orta yaş kadınları için
önemli bir uyarıcı. ‘Kadının şikâyeti: Aldatılma, erken boşalma ve
duygusuzluk’
Kadınların, eşleriyle ilgili olarak en çok şikâyet ettiği
konu erken boşalma mı?
Hayır! Başkasına boşalma. (Gülüyor) En çok bundan şikâyetçiler. Aldatılan kadın sayısı o kadar fazla ki, erkeği erken boşalsa ona bile razı olacak kadın. Eklemek isterim ki; erken boşalma ve bir de duygusuzluk en çok duyduğum şikâyetler.