Evlilik kursu!
Bugünden itibaren 2012'ye dair hiçbir kehanet haberi okumak ve
izlemek istemiyorum.
Kıyamet senaryoları ve savaş çığırtkanlığından nasibimizi
yeterince aldık geçtiğimiz yıl.
Umarım 2012, barıştan fazla söz edeceğimiz, barış senaryoları
üreteceğimiz, maneviyatın yükseleceği bir yıl olur..
Aile ve sosyal politikalar bakanı Fatma Şahin, aile içi şiddeti
önlemek ve aile mutluluğunu sağlamak için, ilginç bir öneri gündeme
getirdi.
Bakan Şahin diyor ki; Mesela bir araba kullanırken bile kursa
gidiyorsunuz, sertifika alıyorsunuz, nasıl araba kullanmanız
gerektiğiyle ilgili. Ama evlilik birliği dediğiniz, ömür boyu devam
edilmesi gereken ve toplum açısından çok önemli bir müessese.
Evlilik birliğini güçlendirmenin yolu çiftlerin bir ön eğitimden
geçmesi. Yaşanması ihtimali olan sorunları baştan söyleyip bunu
nasıl yöneteceğini, buna karşı nasıl davranacağını anlatacağımız
bir modeli ortaya koymamız lazım.
Bakan Şahin'in kelepçe önerisini okuduğumda da, bu haberi
okuduğumdaki aynı şaşkın ifadeyi takındığımı düşünüyorum.
Şahin'e sormak istiyorum.
Ön eğitim bilinci nasıl verilecek ?
Mesela; Bir çift evlenmeye karar verdi. Tıpkı, ehliyet almak
isteyen bir vatandaş gibi (ehliyet örneği Bakan Şahin' e ait).
Bu çift, evlenebilmek için, ilk önce bir kursa mı tabii
tutulacak? (Ehliyet için öyle)
Diyelim ki evet.
Kursta başarılı olamazlarsa, ''siz bu evlilik merakınızdan
vazgeçin, zira mutlu olmanız imkansız '' denilecek mi ?
Ha ! Diyelim kursta ''siz ideal çiftsiniz, evlilik hayatında
ciddi sorunlar yaşamazsınız, evlenebilirsiniz '' önerildi.
Vatandaşta ehliyeti sıfır yanlışla aldı.
Yine soruyorum bakan Şahin'e.
Trafik terörü ve her gün trafikte hayatını kaybeden yüzlerce
kişi, ehliyet sınavından geçmedi mi ?
Evlilik birliğini güçlendirmenin yolu gerçekten eğitimden mi
geçiyor ?
Bu da çok karmaşık bir konu.
Günümüzde evlilik terapistleri ciddi anlamda çoğaldı. Ve
terapiye giden çiftlerde arttı.
Ve en çok boşananlar, yine bu tür terapistlere
başvuranlar...
Burada iki sınıftan söz edilebilir.
Evlilik terapistlerine gitme bilincinde olan, bunu hayata
geçiren ve evliliği boşanma ile en çok sonuçlanan bir sınıf.
Ve; bu bilinçte olmayan, bundan faydalanamayan, kadına şiddetin,
istismarın, cinayetlerin, en çok yaşandığı sınıf.
Günah keçisi Facebook
Divorce- Online adlı hukuk firması verileri, Facebook'un boşanma
davalarının en güçlü kanıtlarından biri haline geldiğini
gösteriyor. Firmaya göre, boşanma dilekçelerinde yer alan Facebook
kelimesi, son iki yılda yüzde 50 arttı.
İnsanlar eski sevgililerine facebook yoluyla ulaşıyor. Bazen
masumca başlayan mesajlar, eşler tarafından görülebiliyor ve
boşanma nedeni olarak gösterilebiliyor.
Facebook, özellikle evliler için kritik bir platform.
Boşanmaların artması, sosyal medyanın hayatın içine bu kadar
girmesiyle de doğru orantıda.
Artık çalışmayan, evde oturan bir kadın dahi, facebook üzerinden
dünya ile bağlantıya geçebiliyor. Oradaki dünyayı keşfediyor,
eşinden duymadığı güzel sözler tatminini orada yaşıyor.
Elif Şafak'ın ''Aşk'' adlı romanını okuyanlar
''Ella'' karakterini anımsayacaklardır.
Evli, çocuklu ve ailesine çok düşkün bir kadının, kendinden
kilometrelerce uzakta, görmeden ve dokunmadan aşık olduğu, daha
sonra internette masum mesajlarla başlayan,eşinden görmediği ilgi
ve sevgiyi bu kişide bulduğunu sanıp, aşkı uğruna ailesini terk
eden bir kadın anlatılıyor romanda.
Sonuç; ülkemizdeki ''Ella'' ların çoğalmaması
için, evlilik terapisi, evlilik öncesi kurs v.s. değil, evlilik
bilincinin aşılanması gerekiyor.
Kendi adıma, Facebook ve ona benzer platformları özellikle evli
çiftler için tehlikeli buluyorum.
Bakan Şahin şöyle bir öneri getirebilir;
Evlilik kurumunu kurtarma operasyonu adına, evlenecek çiftlere
bu tür platformları kullanmamalarını önerebilir. Aksi halde, tam
buradaki çatlak gitgide büyüyecektir.