Evliliğe 16 yaş sınırı!
Abone olYargıtay, erken yaşta evlilikler ile ilgili davalarda, mahkemelerin, Türk Medeni Kanunu'nun ilgili maddelerine uyması gerektiğine hükmetti.
Yargıtay, erken yaşta evlilikler ile ilgili davalarda,
mahkemelerin, Türk Medeni Kanunu'nun ilgili maddelerine uyması
gerektiğine hükmetti.
Bugünkü Resmi Gazete'de yayımlanan Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin
kararında, bir annenin henüz 16 yaşını doldurmamış kızının
evlenmesine izin verilmesi istemiyle açtığı davada, babanın icazeti
de alındı.
İstemi yerinde bulan yerel mahkemenin kararı, temyiz edilmeyince
kesinleşti. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı hükmün
''kanun yararına bozulması'' isteminde bulundu.
İstemi görüşen Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 4721 sayılı Türk Medeni
Kanunu'nun 124/2. maddesi uyarınca ''Ancak, hakimin olağanüstü
durumlarda ve pek önemli bir sebeple 16 yaşını doldurmuş olan erkek
ve kadının evlenmesine izin verebileceğine, olanak bulundukça
karardan önce ana ve baba veya vasinin dinlenmesi gerektiğine''
dikkati çekti.
Evlenmesine izin verilmesi istenilen genç kızın dava ve hüküm
tarihinde 16 yaşını doldurmadığı vurgulanan kararda, ''Mahkemece,
yasal şartın oluşmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi
gerekirken Medeni Kanunun 124/2. maddesi hükmüne aykırı olarak
evlenmeye izin verilmesi usul ve yasaya aykırıdır'' denildi.
Daire bu gerekçelerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun
yararına bozma isteminin kabulüne, hükmün sonuca etkili olmamak
üzere bozulmasına oy birliğiyle karar verdi.
''EVLAT EDİNMEDE RIZA OLMALI''
Resmi Gazete'de yayımlanan bir diğer Yargıtay kararında da, evlat
edinmeyle ilgili bazı kriterler belirledi.
2008'de açılan bir davada, evlat edinme istemini kabul eden asliye
hukuk mahkemesinin kesinleşen kararı, Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığının ''hükmün kanun yararına bozulması'' isteminde
bulunması üzerine Yargıtay'a geldi.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin kararında, evlat edinme davalarında,
asliye hukuk mahkemesinin görevi, aile mahkemelerinin kuruluşuyla
sona erdiğinden, davaya mahkemece ''Aile Mahkemesi'' sıfatıyla
bakılması gerekirken bu hususa dikkat edilmemesinin doğru
bulunmadığı belirtildi.
Kararda, Medeni Kanun'daki, ''evlat edinmeye, ancak esaslı sayılan
her türlü durum ve koşulların kapsamlı biçimde araştırılmasından,
evlat edinen ile edinilenin dinlenmelerinden ve gerektiğinde
uzmanların görüşünün alınmasından sonra karar verilir'' ve ''Ayırt
etme gücüne sahip olan küçük, rızası olmadıkça evlat edinilemez''
hükümlerine vurgu yapıldı.
Bu hükümler gereğince, küçüklerin mahkemece dinlenmeleri,
ilköğretim çağında olmaları nedeniyle ayırt etme gücüne sahip olup
olmadıkları gözlenerek evlat edinilmeye rıza gösterip
göstermediklerinin sorulması gerekirken, duruşmaya da katıldıkları
halde beyanları alınmadan davanın kabulüne karar verilmesi usul ve
yasaya aykırı bulundu.
Daire, bu gerekçelerle Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma istemini yerinde
buldu.
YABANCI MAHKEMELERİN KARARININ TANINMASI
Yabancı bir mahkeme tarafından verilen boşanma kararının
Türkiye'deki bir aile mahkemesince tanınması ve kesinleşmesi
üzerine de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ''kanun yararına
bozma'' isteminde bulundu.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin bu konudaki kararında da,
Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 36.
maddesi uyarınca, diğer eşe husumet yöneltilmesi, tanıma talebini
içeren dilekçenin bu kanun hükümlerine uygun olarak duruşma günü
ile birlikte karşı tarafa tebliğ edilmesi, duruşma gününde de basit
yargılama usulü hükümlerine göre incelenerek karara bağlanması
gerektiği belirtildi.
Mahkemece, anılan hükümlere aykırı olarak, taraf teşkili
yapılmaksızın duruşma açılarak karşı tarafa savunma imkanı
sağlanmadan davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya
aykırı bulunduğu, bu gerekçeyle hükmün sonuca etkili olmamak
üzere bozulmasına oy birliğiyle karar verildiği bildirildi.
''YAŞ DÜZELTMESİYLE İKİZ''LİK YARGITAY'DAN
DÖNDÜ"
Yargıtay, doğum tarihinin düzeltilmesi için açılan davada istemi
yerinde bulan yerel mahkemenin kararıyla ikiz haline gelen
kardeşlerle ilgili de ''kanun yararına bozma'' kararı verdi.
İki oğullarından birisi adına doğum tarihinin düzeltilmesi için
dava açan anne-babanın bu istemi yerinde bulununca, her iki çocuğun
doğum tarihleri gün, ay ve yıl olarak aynı oldu. Bu karar da temyiz
edilmeyince kardeşler ikiz haline geldi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kararı kanun yararına
temyiz etmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 18. Hukuk
Dairesi, doğum tarihinin düzeltilmesine ilişkin davaların, diğer
kayıt düzeltme davaları gibi kamu düzeni ile yakından ilgili
bulunduğuna, hakimin istemle bağlı kalmayarak kendiliğinden de
yapacağı araştırma ile elde edeceği bulgulara göre ve diğer
kayıtlarla çelişki meydana getirmeyecek şekilde karar vermek
durumunda olduğuna dikkati çekti.
Doğum tarihinin düzeltilmesine karar verilmesiyle iki çocuğun ikiz
durumuna geldiğine işaret edilen kararda, mahkemece, yaşının
tashihi istenilen kardeşlerin birlikte bir sağlık kuruluşuna sevk
edilerek, ikiz olup olmadıkları ve yaşları hususunda alınacak
raporla durumun aydınlatılması gerekirken, eksik araştırma ile
karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtildi.
Yargıtay, bu gerekçeyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının temyiz
itirazını yerinde bularak hükmün sonuca etkili olmamak kaydıyla
kanun yararına bozulmasına karar verdi.