Evlat acısı...

Biri bana söyleyebilir mi, bir insan evladını kaybettikten sonra kaçacak bir yer bulabilir mi?

Nesrin YILMAZ nesriny@internethaber.com

Sanırım omuzlara binecek en büyük yüktür evlat acısı...

Dün trafik kazasında kaybettiği oğlunun tabutunu omuzlarken dünyanın en büyük yükünü aldığını düşündüm omuzlarına Ergenekon sanığı Fatih Hilmioğlu'nun...

Yürekte koca bir delik açacak kadar büyük bir acı...

Sızısı hiç dinmeyecek, yerine hiçbir sevincin yapıştıralamayacağı bir yara..

Bir mutlu anla yamalanamayacak kadar derin bir kesik...

Evinden çocuklarından, yuvasından uzak bir adamı katbekat sarsacak bir yürek yangını...

Suçu henüz sabit olmayan bir adama verilecek en büyük ceza nedir bu durumda?

Acısını en sevdiklerinden uzakta yapayalnız, kimsesiz bir hücrede yaşamak.

Ve cezayı kestiler, aslına bakarsanız kanımca cezasını kanıtlamadan en büyük cezayı vermek istediler!

Vicdandan, merhametten zerre nasip almamış, büyük ihtimalle kalbini sevgi yerine, empati yerine kin çukuruna dönüştürmüş birinin alacağı karar!

Biliyorsunuz, Fatih Hilmioğlu “kaçabileceği” şüphesi nedeniyle acısının ilk günü bile evinde geceleyemedi.

İnsan evladı ölmüşken nereye kaçabilecekse, hadi diyelim ki kaçmak istedi.

Devlet basit bir önlemle de bu girişimi zaten önleyebilirdi.

Öyle değil mi?

Peki izahı var mı, Allah aşkına içinde bir gram mantık bulunan bir açıklama yapılır mı?

Hangi duygudan yoksun gönlün alabileceği bir karardır bu!

Düşünüyorum...

Evladını toprağa vereceği sabahın gecesinde yalnız kalmak, sevdiklerine sarılıp ağlayamamak hangi suçun bedeli olabilir!

İnsan ancak hamuru nefretle yoğrulmuşsa bu kararı verebilir!

Evlat acısından bahsediyoruz, daha yirmi iki yaşındaki oğlunu kendisi de hapishanedeylen kaybetmiş, acıların acısını yaşamış bir babadan söz ediyoruz, evde ondan teselli bekleyen aile fertlerinden bahsediyoruz!

Biri bana söyleyebilir mi, bir insan evladını kaybettikten sonra kaçacak bir yer bulabilir mi?

....

Fatih Hilmioğlu'nun yaşadıklarına, yaşadığı acıya, körpecik hayatını kaybeden oğluna üzüldüğüm kadar üzüldüm bu kararı veren yargıca da...

Öyle ki, içinde sevgi kırıntısı olmayan, nefretin yuva yaptığı bir kalp taşıyan, belli ki intikam için nefes alıp veren bir adam o...

Dünyanın bu en büyük acısı karşısında bile bu kadar “soğuk” karar verebilen bu kişi dilerim eğer varsa evlatlarıyla mutlu uzun bir hayat yaşasın...

Dünyanın en büyük bu acısıyla hiç sınanmasın...

Ama ona şunu da söylemek isterim;

Lütfen evlatlarının gözlerinin içine her baktığında Fatih Hilmioğlu'nun acısını hatırlasın!

twitter.com/nsrnylmz