Evinizin kaderi 7 kişinin elinde
Abone ol'Afet Yasa Tasarısı'na göre hangi binalar yıkılacak? Sağlam bina ne olacak? Yedi kişinin verdiği 'yıkım' kararına itiraz mümkün mü?
Meclis Genel Kurulu'nda çarşamba günü görüşülmeye başlanan 'Afet
Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesine İlişkin Yasa Tasarısı',
ülkenin geleceği açısından büyük önem taşırken yoğun tartışmaları
da beraberinde getirecek gibi görünüyor.
Radikal'in haberine göre Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar bu yasayla ilgili daha önce yaptığı açıklamalarda, "Bu işi yasalara, bilime dayalı olarak belediyelerle birlikte yapacağız ve vatandaşlarımızı incitmemek birinci görevimiz" demişti. Bakan Bayraktar'ın bu sözleri kamuoyunda destek bulmuştu. Ancak sivil toplum örgütleri hazırlanan yasa taslağının birçok açıdan sakıncalı olduğu görüşünde.
İşte o yasa taslağı ve eleştiriler...
5 SORUDA AFET YASASI
Meclis'te görüşülen yasa tasarısı binlerce bina sahibini
ilgilendiriyor ancak kamuoyunun henüz bu konuda yeteri kadar
bilgisi yok. Radikal, tasarının can alıcı bölümlerini 5 başlık
altında topladı.
1- Hangi binalar yıkılacak?
Deprem açısından riskli bölgeleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile
belediyeler belirleyecek, Bakanlar Kurulu onaylayacak. Hem
belirlenen risk alanları içindeki binalar hem de riskli alanlar
dışında olup 'ekonomik ömrünü tamamlamış olan ya da yıkılma
veya ağır hasar görme riski taşıyan' binalar yıkılacak.
Proje gereği riskli alanlardaki sağlam binalar da bakanlık
kararıyla yıkılabilecek.
2- Riskli yapılar nasıl belirlenecek?
Halk riskli yapıları bedelini kendi karşılayarak tespit ettirecek.
Verilen süre içinde yapılmayan tespitleri bakanlık veya belediyeler
yapacak, masrafları yine vatandaş karşılayacak.
Tespite itiraz yedi kişilik bir heyet tarafından karara
bağlanacak: Bunlardan üçü bakanlıkta görevli kişiler,
dördü ise üniversitelerden öğretim üyeleri olacak. Bu heyet de
kararını verdikten sonra yıkım kararı değiştirilemeyecek. Zira
yasada açılan davalarda yürütmeyi durdurma kararı verilmesi
engelleniyor. Bu yüzden mahkeme yıkımın iptali yönünde karar verse
de yürütmeyi durdurma kararı engellendiği için dava sonuçlanana
kadar yıkım zaten gerçekleşmiş olacak.
Binalarını yıktırmayanları ise yasal işlem bekliyor. Tasarıda bu
konuda "Riskli yapıların tespiti, tahliyesi ve yıktırma iþ
ve iþlemleri ile deðerleme iþlemlerini engelleyenler hakkýnda,
iþlenen fiil ve halin durumuna göre 5237 sayılı Türk Ceza
Kanunu'nun (kamu düzeni) ilgili hükümleri uyarýnca başsavcılığa suç
duyurusunda bulunulur" deniliyor.
3- Riskli yapılar nasıl yıkılacak?
Öncelikle mülk sahipleri ile anlaşma yoluna gidilecek. Yalnızca
'anlaşma ile tahliye edilen' yapılarda oturanlara
geçici konut/işyeri tahsisi veya kira yardımı yapılabilecek. Şayet
mülk sahipleri verilen süre içinde riskli binayı yıkmazsa, yıkım
bakanlık tarafından gerçekleştirilecek, masrafı yine yapı sahibi
karşılayacak. Bu süreçte bakanlık, TOKİ veya belediye tarafından
talep edilmesi halinde, riskli binaların elektrik, su, doğalgazı
kesilecek, satışı ve kiralanması yasaklanacak. Enkaz bedeli
ödenmesinin usul ve esasları Bakanlar Kurulu'nca belirlenecek.
4- Bina yıkıldı... Sonra ne olacak?
Yıkımdan sonra o binanın ilgilileri kat maliki değil, arsanın
hissedarı haline gelecek.
Yapılacak projeyle ilgili karar verilirken hissedarların 3'te
2'sinin onayı yeterli olacak. Karara katılmayanların arsa payları
açık arttırmayla diğer hissedarlar arasında satışa çıkarılacak.
Diğer paydaşlar almazsa bakanlık tarafından rayiç bedel ödenecek.
TOKİ, ihale edilecek arsanın bedelini SPK'ya bağlı ekspertizlerle
belirleyecek.
Eğer bir ay içinde ortak anlaşma sağlanıp karar verilemezse acele
kamulaştırma yoluna gidilecek.
Anlaşmayla tahliye edilen, yıktırılan veya kamulaştırılan
yapılardaki hak sahiplerine bakanlık tarafından işyeri, arsa veya
konut sertifikası verilebilecek.
Bunlardan konutunu ve işyerini kendi imkânlarıyla yapmak veya
edinmek isteyenlere de kredi verilebilecek. 775 sayılı Gecekondu
Kanunu'na göre yoksul veya dar gelirli olarak kabul edilenlere
verilecek olan konut veya işyerleri, borçlandırma suretiyle de
verilebilecek.
Afet Yasası çerçevesinde yıkılacak ve yapılacak binaların
değerlemeleri, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TOKİ veya belediye
tarafından yapılacak.
5- Yeni binalar nereye yapılacak?
'Afete maruz bölge' olarak ilan edilen yerlerdeki mesken ve
işyerleri afet tehlikesi olmayan bölgelere taşınacak. İhtiyaca göre
Hazine'nin ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının taşınmazlarından
tahsis ve devir yapılabilecek.
UZMANLAR NE DİYOR?
Tarlabaşı Derneği Av. Barış Kaşka: Tarlabaşı'nda uygulanan yasa ile bu tasarı arasında büyük benzerlikler var. Eğer bu yasa öyle uygulanacak ise Tarlabaşı'nda vatandaşın yaşadıkları tüm Türkiye'nin sorunu haline gelecek. Tarlabaşı'nda insanlar mülklerini piyasa değerinin onda birine özel bir firmaya satmak zorunda kaldı; katlı binalar, hanlar, oteller bir daire fiyatına idarenin ve özel şirketin oldu. Satmayanlara çok küçük yerler verildi ve büyük bir borç altına girdiler.
TMMOB Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp Muhcu: Yasayla imar ve çevre alanında yürürlükte bulunan tüm yasalar 'uygulanmayacak mevzuat' kılınacak, kentlerin tümü 'riskli alan' ilan edilebilecek. Bakanlık gerekli gördüğünde yıkabilecek, kamulaştırabilecek, kamulaştırma değerleri de reel değerler üzerinden değil, emlak vergisi bedelleri üzerinden yapılacak. Yapınızı yıktırmamak için direnemeyeceksiniz, aksi halde hakkınızda suç duyurusunda bulunulacak.
Sulukule Dereği Av. Hilal Küey: Bu tasarıya getirilecek en temel eleştiri 'asla mahkemede yürütmeyi durdurma verilemez' maddesi. Yürütmeyi durdurma kararının hangi koşullarda verileceği İdari Yargılama Usul Kanunu'nun 27'nci maddesinde düzenlenmiştir ve her olayın özelliğine göre hâkim tarafından karar verilir. Bu konuda idarenin önceden bir yasa maddesi düzenlemesi, yargının yetki alanına müdahale anlamını taşır, bu da anayasaya aykırıdır.
RİSKLİ OLMAYAN DA YIKILACAK
Yasada mimarlar ve şehir plancılarının eleştirdiği noktalar
şöyle:
Yıkım kararına itirazların bağımsız heyetler tarafından
değerlendirilmesi için gerekli koşullar sağlanmamış. Heyet,
bakanlık görevlileri ve bakanlığın seçtiği öğretim üyelerinden
oluşuyor.
Tasarının 3'üncü maddesinin 7'nci fıkrasında yer verilen
düzenlemeyle riskli yapıların yanı sıra risk taşımayan yapılar,
bakanlığın belirleyeceği sınırların içinde kalmaları durumunda
yıkılabilecek.
Risk alanlardaki yapıların tümünün elektrik, su ve doğalgazının
kesilmesi yoksul kesimler ve kiracıları mağdur edecek.
Tasarının 6. maddesine göre vatandaşın projeye karşı açacağı idari
davalarda yürütmenin durdurulmasına karar verilemez. Bu düzenleme,
yasal hakları kısıtlar, ciddi mağduriyetler yaratabilir.
Riskli denilen yapıların tespit, tahliye ve yıkımını engelleyenler
hakkında Türk Ceza Kanunu uyarınca işlem yapılması öngörülmüştür.
Suç tipi tanımlanmamış ve bir yaptırım öngörülmemiştir. Suç ve ceza
tanımlanmalı.
'Anlaşma ile tahliye edilen yapıların maliklerine veya
kiracılarına geçici konut veya işyeri tahsisi veya kira yardımı
yapılabilir' ifadesi, 'yapılabilir' gibi muğlak
tanımlamalar içeriyor. Anlaşma yapan bireylere yapılacak yardımlar
bakanlığın ucu açık takdir yetkisine terk edilmekte, yardım ve
enkaz bedeli ödenmesi konusu tasarı dışında bırakılmakta. Diğer
yandan düzenleme, anlaşmayı kabul etmeyecek geniş kesimlerin
barınma hakkını engelleyebilir.
Tasarı ile tüm kıyıları, ormanları, meraları, tarım alanlarını,
zeytinlik alanları ve hatta sit alanlarını koruma altına alan
yasalardan sınırsız biçimde vazgeçilmekte. Bu uygulanırsa doğal,
kentsel ve arkeolojik sit alanlarında inşaatın önü açılacak
demektir.
Belediyeler, eğer Bakanlar Kurulu kararı edinemezse Kentsel
Dönüşüm Projesi uygulayamayacak. Bu, farklı siyasi partilere mensup
belediyeler arasında ayrımcılık doğurabilir.
2B arazilerinin satışından elde edilen gelirlerin en fazla yüzde
90'ı dönüşüme aktarılacak. Bu alanların yapılaşma tehdidinden
korunması gerekirken bu yönde bir düzenleme orman alanlarının
daralmasına yol açacak.