Bu coğrafyanın insanı evvelden beri yardım etmeyi, paylaşmayı
elindekini ikram etmeyi, misafire sofrasında yer açmayı görev
bilir. Çünkü bu güzel hasletler bizlerin genlerinde var.
Yapılan paylaşım, verici olmak, fedakarlık yapma gücü oldukça
kıymetli
Fakat bizim sahip olduğumuz imkanlar, maddi gücümüz sınırlıysa,
sadece kendi evladımızı tedavi edecek durumdaysak,
Aldığımız maaşla kıt kanaat geçiniyor, yarı aç yarı toksak.
Çocuğumuzu hayata tutundurmaya çalışıyorsak, hatta bazı ilaçlarını
almaya gücümüz yetmiyorsa, alması gereken tedavi gerektiği gibi
aldırılamıyorsa...
Bütün bu zorlukları yaşarken başka bir uzaktan akrabanın
çocuğunun da ileri düzey hasta olduğunu, ev sahibinin evden
attığını, işşiz ve evsiz kaldıkları haberini aldığınızda ne
yaparsınız?
Öz evladınızı tam anlamıyla tedavi ettiremezken, uzaktan
akrabanın çocuğunu tedavi ettirmeye mi çalışırsınız?
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Gazze’deki kanser hastalarının
tedavi için Türkiye’ye getirileceğine dair bir açıklama yaptı.
Tabi ki zor durumda olana destek vermek gerekir, bu insana
yakışandır.
Türkiye’deki sağlık sektörü, doktorların yükü, mesai saatlerinin
yoğunluğu, çalışma ve maaş performansı arasındaki makas gibi pek
çok mayınlı alan varken,
Ahmet Davutoğlu’nun öngörüsüyle içine çekildiğimiz Suriye sorunu
ve bu sorunun sonucu olarak milyonlarca Suriye’linin maddi yükü
varken,
Bu yükün altında ezilerek çalışan SGK daha ne kadar direnebilir
iflas etmemek için,
Bizim insanımız sağlık hizmetine erişmekte her geçen gün
zorlanıyorsa,
Hastanelerden randevu aylar sonrasına veriliyorsa,
Kanser hastalarına dahi yeterli özen gösterilemiyorken,
Ağır kanser vakalarında bile ilaca ulaşımda kolaylık söz konusu
değilken,
Kanser hastalarına akıllı ilaç denilen ilaçlarla yapılan
tedaviler iyice sınırlandırılmışken,
Akıllı ilaç tedavisini uygun gören komisyon kararı varken bile
maddi yetersizlikten dolayı ilaç temin edilemeyen hastalar bile
akıllı ilaçtan mahrum bırakılıyorken ya da bırakılmak
zorundayken,
Bu ülkenin öz vatandaşı bu zorlukları yaşarken Gazze’den hasta
getirilmesi ne kadar doğru ki?
Varsa böyle bir imkan, bütçe, para bizim hastalarımıza harcansın
öncelikli olarak.
Tabi ki imkanlar ölçüsünde oradaki hastalara ve hastanelere
destek verilmeli ama eve lazım gelen camiye
haramdır sözü unutulmadan.
Ölen Filistinliler Değil Dünya İnsanlığı
“Türkiye yüz binlerce Filistinli’yi getirecek” propagandası
yaygara edilerek yapılıyor. Gazze’de öldürülen 10 binden fazla
insan var. Çocuklar ve kadınlar katlediliyor. Dünya insanlığının
umurunda değil. Sessizlik hakim.
Türkiye, Filistinlileri getirecek iddiası maksatlı. Bilinçli bir
amaca hizmet ediyor. Türkiye’nin 7 Ekim’den bu yana çözüm arayışına
olumlu cevaplar verilmiyor.
Ayrıca Türkiye Filistin’lilerin, Filistin’de kalmasını istiyor.
Gazze’lilerin Gazze’den çıkarılmaması için çalışıyor. Gazze’yi
boşaltıp, Filistinlileri Sina Çölü’ne sürmek, Ürdün’e göndermek
İsrail’in planları arasında.
Bu önerilere Mısır Devlet Başkanı Sisi, karşı çıktı. Böyle
bir durumda yaşanan savaşın Mısır’a sıçramasına neden olacağını
savundu.
Ürdün Başbakanı Khasawneh, “Ürdün, Filistinlilere yönelik
sürgün girişimini savaş ilanı sayacaktır” diye sert bir açıklama
yaptı.
Filistinlilerin Gazze’den çıkarılması büyük bir mülteci sorununu
da beraberinde getirir.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, ABD Dışişleri
Bakanı Blinken’la görüşmesinde bunu net bir şekilde ifade
ediyor. Gazze’nin kuzey ve güney diye ikiye bölünmesine ve
Gazzelilerin yerlerinden edilmesine karşı olduğumuzu ifade
ediyor.
İsrail’e dur demek varken
Filistinlilere olduğun yerde kal demek …