Euro mu, TL mi?

Abone ol

TL’nin gelecekte değer kaybedeceğine ilişkin beklenti ne zaman yeterince güçlenirse, TL o zaman değer kaybedecektir.

Bugünlerde cevabını aradığımız en temel sorulardan birisi TL’nin değeri. Bu konudaki ekonomik analizi yapabilmek için siyasi istikrarsızlık ya da savaş gibi dışsal şokların olmadığı koşulları varsaymamız gerekiyor. Dalgalı kur sisteminde bir ülkenin parasının bugünkü reel değerini belirleyen iki önemli faktör vardır. Reel faizler hala çok yüksek Birincisi, o ülkedeki reel faiz oranının diğer ülke ya da ülkelerle olan reel faiz oranı farkıdır. Bir ülkedeki reel faiz oranı ne kadar yüksekse, o ülkenin parası o kadar değerlenir. İkincisi, o paranın gelecekte beklenen reel değeridir. Bir ülke parasının gelecekteki değer kaybı beklentisi ne kadar çoksa, o paranın bugünkü değer kaybı da o kadar hızlanır. Bir ülke sürekli ve artan oranda dış ticaret açığı ya da fazlası veremez. Bir ülke parasının orta ve uzun dönemdeki değeri o ülkenin dış ticaretini dengeye yaklaştıran değerdir. Bu çerçevede, Türkiye verilerine baktığımızda, TL’nin hala yüzde 20 - 25 arasındaki reel faize sahip olduğunu görüyoruz. Savaş riskinin bittiği, siyasi risk algılamasının azaldığı bir ortamda çok cazip olan bu faiz, TL’nin değer kazanımındaki en önemli neden olarak duruyor. Bu durumda, TL’nin değerlenmesi, TL’nin gelecekte beklenen değeri yeterince düşene kadar devam edecektir. Yukarıda belirttiğimiz gibi TL’nin gelecekteki değeri, Türkiye’nin dış ticaret açığı ya da genel olarak cari işlem açığını dengeye yaklaştıran değer olacaktır. Şubat ve Mart ayına ilişkin dış ticaret ve cari işlem verileri, hızlı ve riskli değerlere yönelebilecek açık sinyali veriyor. Önümüzdeki aylarda bu daha net ortaya çıkacaktır. Dolayısıyla, TL’nin gelecekte değer kaybedeceğine ilişkin beklenti ne zaman yeterince güçlenirse, o zaman TL’nin hem nominal hem reel olarak değer kaybı ortaya çıkacaktır. Kritik unsur sermayi girişinin sürmesi Burada, Türkiye’ye özel bir durumu vurgulamamız gerekiyor. Cari işlem açığı artan bir ülkede bunu finanse eden sermaye girişi artar. Sermaye girişi sürdüğü müddetçe, artan döviz arzı o ülkenin parasının değer kaybını önler. Cari açık belli bir noktayı aştıktan sonra, artan risk nedeniyle, sermaye girişi azalır hatta çıkışı başlar. Sermaye çıkışını belirleyen, yukarıda bahsettiğimiz o ülke parasının gelecekteki değerine ilişkin beklentilerdir. Türkiye’nin önemli bir özelliği yabancı para kullanımından kaynaklanan yüksek döviz ikamesidir. Piyasaya döviz arzı sadece yabancılar yoluyla değil, içerideki kurum ve bireylerin dövizden TL’ye geçmesinden de kaynaklanmaktadır. İçinde bulunduğumuz dönemde yerli yatırımcının TL’nin gelecekteki değerine ilişkin beklentisi, TL’nin bugünkü değerini belirleyen önemli bir faktördür. Geçtiğimiz haftalarda yaşanan ters para ikamesinin nedenleri detaylı tartışılabilir, önemli olan bundan sonra ne olacağıdır. Ters para ikamesinin önemli bir göstergesi DTH mevduatların seyridir. Aşağıdaki tabloda savaş öncesi ve sonrası seçilmiş tarihlerde yurtiçi DTH mevduatların miktarı var. Savaş öncesi 44,5 milyar dolar seviyesinde olan DTH’ların savaşın en sıcak günlerinde 41,2 milyar dolar seviyesine gerilediğini, savaşın sona ermesiyle yavaş yavaş artarak 2 Mayıs tarihinde 42,1 milyar dolar seviyesine çıktığını görüyoruz. Döviz arzınızda yavaşlama gözlenebilir Döviz tevdiat hesaplarında düşüşün durması ters para ikamesinin de, artma eğiliminde olmadığını gösteriyor. Son verilerin 2 Mayıs tarihli olması nedeniyle biraz ihtiyatla yaklaşılması gereken bu tespit doğruysa, önümüzdeki dönemde döviz arzında bir yavaşlama ortaya çıkabilir. Turizm’den gelecek döviz arzının da beklenenden az kalma olasılığı yüksektir. Artacak cari açık baskısı döviz talebini ve TL’nin gelecekteki değeri beklentisini etkileyecektir. Buna bağlı olarak da TL’nin değer kaybı süreci başlayacaktır. Ters para ikamesi devam ederse, TL’nin değerlenme sürecini durdurmak güç olabilir. Düşünsenize, 2-3 milyar dolar DTH bozdurulunca döviz piyasası nasıl etkileniyor. Kazara, önümüzdeki aylarda 15 - 20 milyar dolar DTH bozdurulsa TL’nin hali ne olur sizce ? Acaba bir gün 1 TL = 1 $ olur mu !! Ya da bir gün enflasyonu tek haneli değerlere düşürürsek, ters para ikamesinin boyutu döviz piyasasını nasıl etkileyecek ? Bunlara bir süre sonra daha fazla kafa yormamız gerekecek, neyseki şimdilik böyle sorunlarımız yok !! Artan cari işlem açığı ve yavaşlayan ters para ikamesi ile beraber TL’nin değer kaybetme sürecine gireceğini bekleyebiliriz. Bankaların ikinci çeyrek bilançolarına ilişkin hesaplarını da dikkate alırsak, bu sürecin hızlanması Haziran sonrasına beklenebilir. Dalgalı kur sisteminde TL’nin çok büyük değer kaybını beklememiz gerekiyor. Fakat, kayıp büyük olmasa bile hızlı olabilir. Yazının başlığını euro mu, TL mi diye koymuştuk. ABD’nin cari işlem açığında azalma ortaya çıkana kadar euro’nun değerlenme süreci yavaşda olsa devam edebilir. Türk Lirası’nın değer kaybının euro’ya karşı daha fazla hissedilme olasılığı yüksektir. Merkez bankasının faiz indirimlerini doğru zamanda yapacağını varsayarsak, kur konusunda yapılabilecek tek şey beklentilerimizi doğru oluşturmaktır. Yani, yüksek cari açık sürdürülemez. Kaynak : NTV

Günün Önemli Haberleri