Etnik siyaseti canlandırmak yanlış
Abone olCumhuriyete sahip çıkılması gerektiğini belirten Baykal, etnik siyaseti yeniden canlandırmanın yanlış olacağını söyledi.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, etnik siyaseti yeniden
canlandırmanın yanlış olacağını bildirerek, ''Türkiye bu konudaki
yanlışları yenmeye çalışacak, büyük mesafe alacak, köşeye sıkışmış
birileri (acaba bana hayat suyu olur mu?) diye onun peşine
takılacak? Türkiye'nin 80 yıllık uluslaşma sürecine zarar vermekte
hiçbir tereddüt yaşamayacak, yazıklar olsun...'' dedi. Baykal,
partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, yerel
seçimler dolayısıyla gündeme gelen ittifak tartışmalarını
değerlendirdi. Deniz Baykal, bugüne kadar farklı siyasetler içinde
yer alan insanların ''ANAP'lıyım, DYP'liyim, DSP'liyim'' demeden
''Bu seçimde Türkiye'ye sahip çıkacağız'' anlayışı içinde CHP
safları içinde elele verme kararı aldıklarını söyledi. Bunun
herkesi mutlu ettiğini kaydeden Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Türkiye'nin buna ihtiyacı var ve bütün toplumu kucaklamak
istiyoruz. Kimsenin geçmişiyle ilgili kafamızda dışlayıcı anlayış
kesinlikle yoktur. Herkesin Türkiye'ye yeni bir anlayışla sahip
çıkması gerektiğine inanıyorum. Hep birlikte yeni siyaseti ortaya
koymak gerektiğine inanıyorum. Bunun için kimseyi dışlamıyor,
herkesle kucaklaşmak gereğine inanıyorum.'' KİMLİK SİYASETİ
Siyasetin fikirler üzerinde yapıldığını belirten Baykal,
Türkiye'nin bugün ihtiyaç duyduğu fikrin ''Türkiye'ye, Cumhuriyete
sahip çıkmak'' olduğunu bildirdi. Bunu yaparken siyaseti ''kimlik
siyaseti''ne dönüştürmemeye dikkat edilmesi gerektiğini kaydeden
Baykal, şöyle konuştu: ''En çok üzerinde durmamız gereken konunun
bu olduğuna inanıyoruz. Siyaset fikirle yapılır, kimlikle yapılmaz.
Siyaset; etnik kimlikle, dinle, mezheple yapılmaz. Senin siyasetin
ne? Etnik kimliğim, ırkım, mezhebim, dinim dersek, demokrasiyi
yaşatabilir miyiz, ulusal bütünlüğü ayakta tutabilir miyiz? Laiklik
artık, siyasette din istismarını ve mezhep istismarını bırakmak
demektir. Laik anlayışı özümsemek demek, insanların dine, mezhebe
sahip olmamasını öngörmek değil... Türkiye'de mezhebe dayalı
siyaset yapma girişimleri hep başarısızlıkla sonuçlandı. Türkiye,
din temelinde siyaset yapma anlayışını da başarısız kılmalıdır,
kılacaktır, inşallah... Ve o olduğunda Türkiye'nin önü
açılacaktır.'' ETNİK SİYASET Etnik temelde siyaset yapma anlayışını
da çok sakıncalı bulduğunu, bütün etnik gruplara saygı duyduğunu
bildiren Baykal, ''Hepsinin başım üstünde yeri var'' dedi. Bunun
yanlış olduğunu ifade eden Baykal, Türkiye'nin bunu da aşacağını
söyledi. Baykal, etnik siyaseti yeniden canlandırmanın yanlış
olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Buna destek
vermenin bir anlamı var mı? Türkiye bu konudaki yanlışları yenmeye
çalışacak, büyük mesafe alacak, köşeye sıkışmış birileri (acaba
bana hayat suyu olur mu?) diye onun peşine takılacak? Türkiye'nin
80 yıllık uluslaşma sürecine zarar vermekte hiçbir tereddüt
yaşamayacak, yazıklar olsun... Bu model CHP'yi ilgilendirmiyor,
dediğim zaman bir de CHP'yi suçlayacaksın, hayırlı olsun sana
kardeşim, hayırlı olsun. Bu CHP... Biz CHP'yi hiç kimseye
kiralamayız, leasing yoluyla da vermeyiz... Biz Türkiye'yi
kucaklamak istiyoruz, ama o temelde değil.'' ''HERKESLE KUCAKLAŞMAK
İSTİYORUZ'' Baykal, herkesle kucaklaşmak istediklerini, ancak bunun
için ''Cumhuriyet'e inanma, Atatürk'ü sevme ve yüreğinde sosyal
adalet duygusunun bulunma'' koşullarını aradıklarını da bildirdi.
Türkiye'yi bağımsız bir devlet olarak onurla başının üstünde
tutabilenleri ''Geçmişte ANAP'lıymışsın, falan seçimde
DYP'liymişsin, MHP'ye oy verdiğini biliyorum, DSP'ye gitmişsin,
Aramızda yerin yok'' anlayışıyla reddetmeyeceklerini bildirdi.
Namuslu, Türkiye'nin geleceğinde etkin olmak isteyen ve aradıkları
koşulları taşıyan herkese ellerini uzattıklarını kaydeden Baykal,
çağrısının partileri, siyasetçileri de kapsadığını ancak daha çok
vatandaşlara yönelik olduğunu da belirtti. Baykal, bu insanlarla
kucaklaşmak, elele vermek istediklerini bildirerek, ''Biz
ayrışmanın değil, kaynaşmanın siyasetini yapıyoruz. Dışlamanın
değil, bütünleşmenin siyasetini yapıyoruz. Biz Cumhuriyet'in,
Aatütürkçülüğün, çağdaşlaşmanın siyasetini yapıyoruz, öyle de
yapmaya devam edeceğiz. Kimse kusura bakmasın, bu yolda
kararlıyız'' diye konuştu.