Et yakında uzaydan ithal edilecek
Abone olSadece Türkiye değil dünya üzerinden birçok ülke, iç üretim ihtiyacını karşılamadığı için dış ülkelerden et ithaline yöneliyor.
Türkiye’nin et ithaline yüzde 225 oranında vergi uygulaması
piyasadaki doğal rekabet ortamını önlediğinden yerli etin fiyatı
spekülatörler tarafından yapay olarak çok yukarı seviyelere
çekilmiş durumda. Özellikle dünya çapındaki toptan ve perakende et
satış fiyatları incelendiğinde Türkiye’deki suni artış ve
fiyatlardaki çarpıklık gözler önüne seriliyor.
Dünyanın önde gelen et üretici ve ihracatçısı Brezilya’da kilosu
ortalama 3 dolara satılan etin kilosu Türkiye’de 17 dolar
seviyelerine tırmanıyor.
Birçok ülke, iç üretim ihtiyacı karşılanamadığından et ithaline
yöneliyor. 2010 yılında ekonomik durgunluğun yavaşlamış olması
birçok ülkenin et ithaline yeniden yeşil ışık yakacağının
göstergesi. Rusya’da et üretimi yavaşladığından, halka arzı
dengeleyebilmek için 2011 yılında et ithalinde yüzde 11 oranında
büyüme bekleniyor. Dünyanın en büyük et ithalatçısı Amerika’nın et
ithalinin ise yüzde 4 oranında artacağı hesaplanıyor. Avrupa’da da
durum pek farklı değil ve 2010’daki et ithali artışı yüzde 4’lerde
seyredecek. Daha az gelişmiş ülkelerden örnek vermek gerekirse
Venezuela’nın et ithali yıl sonunda yüzde 60 civarında artmış
olacak. İthalatın bu şekilde artmasında global ticaretin
liberalizasyonu, daha verimli üretim tekniklerinin sağlanması ve
dünya nüfusundaki artış oldukça önemli etkenler.
Brezilya gibi önde gelen et ihracatçıları geliştirdikleri verimli
üretim teknikleri, teknoloji, finansman olanakları ve
yatırımcıların desteğiyle, üretimlerini her geçen yıl daha da
artırıyor. Benzer iklim koşullarına sahip Arjantin, ekonomik
belirsizlik, yatırımcıların ilgisizliği, yüksek faiz oranları ve
hayvanlarda baş gösteren bazı hastalıklar dolayısıyla et
ihracatında komşusu kadar başarılı olamıyor.
Dünya çapında et fiyatlarında bir yükseliş olduğu inkâr edilemez
bir gerçek. Bunun ana nedenlerinden biri, hayvan yemi fiyatlarının
buğday türevi mahsullerin bio-dizel üretiminde yoğun şekilde
kullanılmasıyla yukarı seviyelere çekilmesi. Ayrıca kriz
dolayısıyla 2009 yılında ellerinde kalan ürünleri zararına satan
çiftçiler 2010 yılında temkinli davranarak daha az ekim
yaptıklarından bu yıl ve önümüzdeki yıl yem ve et fiyatları daha da
yükselecek. Bu yükseliş trendi başlamadan önce Türkiye’de yapıcı
adımlar atılarak kısa vadede et ithalatına müsaade edilmesiyle
fiyatların daha gerçekçi seviyelere çekilmesi, hayvancılık ve yem
üretimiyle uğraşan çiftçilere teşvik sağlanması ve et piyasasında
fiyatların serbest piyasa temellerine oturtulması amacıyla Et ve
Balık Kurumu’nun gözetimlere devam etmesi gereklidir. Et üretiminde
kalıcı bir çözüm aranıyorsa yem üreticilerine teşvikler sağlanması
ve yem ithalindeki kotaların gevşetilmesi de oldukça önemli
hususlardır.
Öte yandan ithalatın fiyat konusunda avantajları olduğu gibi ithal
etin kaynağının iyi araştırılmaması durumunda dezavantajları da
oldukça büyük olacaktır. Yem fiyatlarının az önce bahsettiğim
şekilde yukarı çekilmesi birçok çiftçiyi yoğun hormon kürleri
kullanarak daha kısa zamanda daha verimli hasılat elde etmenin
peşine düşürdü. Durum böyle olunca doğal olarak yemin kalitesi
düştü, hayvanların diyeti negatif yönde değişti ve dolayısıyla da
etin kalitesi düştü. Amerika, Kanada ve Avrupa ülkeleri gibi
gelişmiş ülkelerin et ithali konusundaki kıstasları oldukça katı ve
belli standartların altındaki etlerin ülkeye girişi kesinlikle
imkânsız. Mesela 2005 yılında Brezilya’da büyükbaş hayvanlarda baş
gösteren ayak ve ağız hastalığı üzerine Rusya, Amerika ve Avrupa bu
ülkeden et ithalini yasakladı. Ancak Mısır, İran, Çin ve Suudi
Arabistan gibi Orta ve Uzak Doğu ülkeleri bu gibi konulara gelişmiş
ülkeler kadar ehemmiyet göstermediğinden Brezilya’dan et ithaline
devam ettiler ve üretici ülkeye ekonomik anlamda yardımcı oldular.
Başka bir örnek vermek gerekirse, Amerika’da yetiştirilen
hayvanların yüzde 90’ına hormon verilerek büyümeleri hızlandırılıp
yağsız et oranı artırılıyor. Durum böyle olunca, Avrupa,
Amerika’dan gelen etleri de sıkı bir kontrolden geçiriyor.
Sonuçta Türkiye’deki et piyasasında bir dengesizlik olduğu
tartışılmaz bir gerçek. Ancak atılacak adımların uzun vadede iyi
değerlendirilmesi ve uzun vadede en olumlu sonuçları doğuracak olan
yöntemlerin uygulanması hem halkın her kesiminin sofrasında besin
değeri yüksek ete yer vermesine yardımcı olacak hem de
hayvancılıkla uğraşanların olumsuz yönde etkilenmesi
önlenecektir.
(Aksiyon)