Estetik sevdalı Pinkie
Abone olKadın yönüyle Benazir Butto çok farklı bir portre... Bilinmeyen yönleri ile Butto;
Fransız gazeteci Gourret’in ‘Başörtünün İçyüzü Benazir’ kitabında Benazir Butto ile ilgili ilginç bilgiler yer alıyor. Kitapta anne babasının ‘Pinkie’ diye çağırdığı, Joan Baez dinleyen, fala meraklı, estetik ameliyat geçirmiş bir Butto portresi var.
Anne-babası ona doğumunda “eşi olamaz” veya “kimseye benzetilemez” anlamını taşıyan Benazir adını verdi. “Pinkie” ise pembe teninden dolayı annesiyle babasının Benazir’e taktıkları ad. Yazar, 15 yaşında Amerika’ya öğrenime giden Benazir’i Amerikalı şarkıcı Joan Baez’e benzetiyor: “1977’deki hükümet darbesine değin, Benazir Oxford’da neşeli, açık, idealist, şakalaşmayı seven bir öğrenci hayatı sürmektedir. Blucin ve sweat- shirt giymektedir. Kestane şekerini, çikolatayı ve hayatı oburca tüketir. Biraz erkek çocuksu yönüyle, o çok dinlediği Amerikalı şarkıcı Joan Baezvari bir görünümü vardır.”
TÜM FALCILARA VE TÜM ERMİŞLERE DANIŞIR
"Çelişkilerle, karşıtlıklarla dolu bu otoriter İkizler (21 Haziran’da doğmuştur), astrolojiye, falcılığa pek meraklıdır. Annesi Nusret bana gülerek, “Dünyadaki tüm falcılara ve tüm ermişlere danışır o” diyor.
BURKA YERİNE BLUCİN VE SWEAT- SHİRT
“Babası Zülfikar, Benazir’i erken yaşta uluslararası politikayla tanıştırmaya başlar. Ülkenin kuzeyindeki küçük dağ kasabası Muri’de İngiliz rahbelerin yönettiği bir okulda orta öğretimini tamamladıktan sonra, Buttoların kızlarından, öğrenimini dış ülkelerde sürdüren ilki oluyor.
Babası ondan önce yolu açıyor. Hukuk öğrencisi olarak Kaliforniya’da Berkeley Üniversitesi’nde ve Oxford’da ve Londra’da bulunmuştu. Benazir de 1969’da, 15 yaşında ABD’ye ayak bastı. “Annesiyle birliktedir. Babası gibi Berkeley’e kaydolmak istese de, babası bu isteği onaylamaz: Kaliforniya güneşinin onu yolundan döndürmesinden çekindiği için, iklimi sert bir üniversiteye gönderir: Massachustes’te, Harvard’a. Gerçek anlamıyla bir devrim. O zamana değin, Butto kadınları, toprak derebeylerinin kadınları, hep kapalı yaşayagelmişlerdir. Erişkin yaşa gelince hepsi de keten çarşafa bürünmek zorundadır: Tepeden tırnağa onları örten burkaya...
1977’deki hükümet darbesine değin, Benazir Oxford’da neşeli, açık, idealist, şakalaşmayı seven bir öğrenci hayatı sürmektedir. Blucin ve sweat- shirt giymektedir. Kestane şekerini, çikolatayı ve hayatı oburca tüketir. Biraz erkek çocuksu yönüyle, o çok dinlediği Amerikalı şarkıcı Joan Baezvari bir görünümü vardır.
ÖÇ ALMAK İÇİN GÜZELLEŞMEK
Birkaç estetik ameliyatla, Benazir, burnunu, dişlerini, dişetlerini, çene kemiklerini düzelttirdi. Sonuç gözalıcı oldu: sıradan görünüme sahip genç kadın, bir tanrıça yüzüyle çıktı bu ameliyatlardan...
Pakistan’da dış görünüş pek önemlidir hatta birinci derecede önemli. Kadınların elinde bırakılan tek silah, o değil mi? Benazir bunu çok iyi anlamıştı. Kendisinin güzelliğe duyduğu büyük tutkunun da ötesinde, kalabalıkları, ülkeleri, devlet başkanlarını alevlendirmek, coşturmak için çekiciliğinden yararlanma sanatında usta olup çıktı.
BENAZİR’E AŞIK MISINIZ?
Kocası Asif Zardari bir gazetecinin, “Benazir’e aşık mısınız?” sorusuna şu yanıtı verir: “Kim değil ki?”
Anne-babası ona doğumunda “eşi olamaz” veya “kimseye benzetilemez” anlamını taşıyan Benazir adını verdi. “Pinkie” ise pembe teninden dolayı annesiyle babasının Benazir’e taktıkları ad. Yazar, 15 yaşında Amerika’ya öğrenime giden Benazir’i Amerikalı şarkıcı Joan Baez’e benzetiyor: “1977’deki hükümet darbesine değin, Benazir Oxford’da neşeli, açık, idealist, şakalaşmayı seven bir öğrenci hayatı sürmektedir. Blucin ve sweat- shirt giymektedir. Kestane şekerini, çikolatayı ve hayatı oburca tüketir. Biraz erkek çocuksu yönüyle, o çok dinlediği Amerikalı şarkıcı Joan Baezvari bir görünümü vardır.”
TÜM FALCILARA VE TÜM ERMİŞLERE DANIŞIR
"Çelişkilerle, karşıtlıklarla dolu bu otoriter İkizler (21 Haziran’da doğmuştur), astrolojiye, falcılığa pek meraklıdır. Annesi Nusret bana gülerek, “Dünyadaki tüm falcılara ve tüm ermişlere danışır o” diyor.
BURKA YERİNE BLUCİN VE SWEAT- SHİRT
“Babası Zülfikar, Benazir’i erken yaşta uluslararası politikayla tanıştırmaya başlar. Ülkenin kuzeyindeki küçük dağ kasabası Muri’de İngiliz rahbelerin yönettiği bir okulda orta öğretimini tamamladıktan sonra, Buttoların kızlarından, öğrenimini dış ülkelerde sürdüren ilki oluyor.
Babası ondan önce yolu açıyor. Hukuk öğrencisi olarak Kaliforniya’da Berkeley Üniversitesi’nde ve Oxford’da ve Londra’da bulunmuştu. Benazir de 1969’da, 15 yaşında ABD’ye ayak bastı. “Annesiyle birliktedir. Babası gibi Berkeley’e kaydolmak istese de, babası bu isteği onaylamaz: Kaliforniya güneşinin onu yolundan döndürmesinden çekindiği için, iklimi sert bir üniversiteye gönderir: Massachustes’te, Harvard’a. Gerçek anlamıyla bir devrim. O zamana değin, Butto kadınları, toprak derebeylerinin kadınları, hep kapalı yaşayagelmişlerdir. Erişkin yaşa gelince hepsi de keten çarşafa bürünmek zorundadır: Tepeden tırnağa onları örten burkaya...
1977’deki hükümet darbesine değin, Benazir Oxford’da neşeli, açık, idealist, şakalaşmayı seven bir öğrenci hayatı sürmektedir. Blucin ve sweat- shirt giymektedir. Kestane şekerini, çikolatayı ve hayatı oburca tüketir. Biraz erkek çocuksu yönüyle, o çok dinlediği Amerikalı şarkıcı Joan Baezvari bir görünümü vardır.
ÖÇ ALMAK İÇİN GÜZELLEŞMEK
Birkaç estetik ameliyatla, Benazir, burnunu, dişlerini, dişetlerini, çene kemiklerini düzelttirdi. Sonuç gözalıcı oldu: sıradan görünüme sahip genç kadın, bir tanrıça yüzüyle çıktı bu ameliyatlardan...
Pakistan’da dış görünüş pek önemlidir hatta birinci derecede önemli. Kadınların elinde bırakılan tek silah, o değil mi? Benazir bunu çok iyi anlamıştı. Kendisinin güzelliğe duyduğu büyük tutkunun da ötesinde, kalabalıkları, ülkeleri, devlet başkanlarını alevlendirmek, coşturmak için çekiciliğinden yararlanma sanatında usta olup çıktı.
BENAZİR’E AŞIK MISINIZ?
Kocası Asif Zardari bir gazetecinin, “Benazir’e aşık mısınız?” sorusuna şu yanıtı verir: “Kim değil ki?”