Esma'nın elinde molotof yoktu!
Abone olBaşbakan Erdoğan Rize'nin Pazar ilçesinde halka hitap etti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Rize'deki programı kapsamında, Güneysu'daki evinden halkı selamlayarak ve çocuklara oyuncak dağıtarak Ayder'e doğru yola çıktı.
Yol üzerindeki ilçelerden Çayeli'nde vatandaşlara seslenen Erdoğan, cumartesi günü Rize'de 19 ayrı tesisin açılışını yaptıklarını belirterek, bir daha ki gelişlerinde Onkoloji Hastanesi'nin açılışını yapacaklarını bildirdi. Artık kanser hastalarının, Türkiye'nin değişik yerlerine gitmesini istemediklerini, onlara da gerekli müdahalelerin Rize'de yapılmasını istediklerini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Rize'miz on yıllarca hep ihmal edildi ama son 10 yılda Rize'mize hamdolsun çok şeyler kazandırdık. Kazandırmaya devam ediyoruz, edeceğiz. Eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette, ulaşımda, enerjide, tarımda, aklınıza ne geliyorsa... On yıllardır Rize'mizde bir çay sorunu yaşanıyordu. Her geçen yıl çayımızı her yönden daha ileriye doğru götürüyoruz. Organik çaydan beyaza çaya varıncaya kadar artık bir farklılık var. Artık çayımız, depolarda veya derelerde götürüp de çürütülmüyor. Artık çayımızın dünya piyasalarında farklı bir yeri var. Bu yeterli değil, daha iyisi olacak."
Eğitimde de Rize'nin Türkiye'nin sayılı illerinden birisi olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Hele hele 4 artı 4 artı 4 eğitim öğretim anlayışından sonra, ilköğretim, orta öğretim ve lisede artık Rize çok farklı bir yere geldi. İnşallah ilkokullarımız, orta okullarımız, tüm liseler ve meslek liseleriyle artık Rize çok daha güçleniyor, çok daha iyi bir yere geliyor. Üniversitemiz sürekli gelişiyor. Niye gelişiyor? Üniversitemizin de gerek akademisyenleri itibarıyla gerek inşallah altyapısı itibarıyla uluslararası bir kaliteye ulaşmasının da çalışmalarını yapıyoruz. Dün çok geniş kapsamlı bir üniversitenin vakıf meclisi çalışmasını yaptık. 500'e yakın Rizeli, geçmişinden bugüne değişik alanlarda faaliyet gösteren hemşehrilerimiz hatta Rizeli olmayan kardeşlerimiz o meclis toplantısına katıldılar. Çünkü her şey Rize için dedik, her şey Rize'de bu üniversitemizin kaliteli konuma gelmesi için dedik. Bunun için de çalışmalarımız yoğun bir şekilde sürüyor"
Rizespor'un da Süper lig'de oynadığına işaret eden Erdoğan, futbolun yanı sıra diğer branşlarda da yatırımların devam ettiğini bildirerek, "Şimdi bir bayanlar için bir de erkekler için yüzme havuzları, olimpik olarak yapılıyor. Onlar da bitmek üzere. Bütün bunlarla birlikte Rize'nin gençliği kötü alışkanlıkların sahibi olmayacak tam aksine kendi milli değerlerine, manevi değerlerine sahip bir gençlik olarak, Rize'nin gençliği temayüz edecek, ben buna inanıyorum. Rize, üniversiteler arasında da artık başarı grafiğini önümüzdeki yıllarda artıracak. Anadolu liseleriyle, Fen liseleriyle ve Anadolu meslek liseleriyle, Anadolu imam hatiplerle inanıyorum ki çok daha iyi bir konuma gelecek" diye konuştu.
SURİYE'DE 100 BİNİ AŞKIN İNSAN ÖLDÜ DÜNYA NEREDE?
"Olağan üstü bir durumdan geçiyoruz" diyen Erdoğan, bir tarafta Suriye bir tarafta da Mısır'da olanların görüldüğünü ifade ederek, şöyle devam etti:
"Suriye'de 100 bini aşkın insan öldürüldü. Dünya nerede? BM Güvenlik konseyi nerede? Sesi çıkmıyor. Biz konuştuğumuz zaman diyorlar ki, sana mı kaldı? Sen niye konuşuyorsun? Ben milletim adına konuşuyorum. Çünkü bunlar benim milletimin Çayeli'ndeki hemşehrilerimin ne düşündüğünden bunların haberi yok. Biz ise halkımızın nabzını tutarak geleceğe yürüyoruz. Bizim rotamızı siz çizdiniz. Siz böyle söylediğiniz için biz böyle söylüyoruz. Siz, Suriye'deki öldürülen kardeşlerimizin derdine derman olmak için bize yürü dediniz, biz yürüyoruz. Yani biz katil Esed'in yanında mı olacaktı? biz onun yandaşlarının yanında mı olacaktık? Çünkü biz şuna inanıyorduk. dünyada bir kişinin ölümüne rıza göstermek tüm insanlığın ölümüne rıza göstermek gibidir. Dolayısıyla buna müsaade edemezdik. Onun için çok koşacağız, çok çalışacağız. İşte o sabileri gördük, o yavruları gördük, kimyasal silahlarla öldürdüler, bunların vücutlarında bir tane mermi yoktu, mermi izi yoktu, kan yoktu ama bunlar kimyasal silahla şehit edilmişlerdi. 2 bine yakın yavru, sabi şehit edilmişti. Buna rıza göstermek mümkün mü?
ESMA'NIN ELİNDE MOLOTOF YOK
Mısır'ın 70 yıl otokratik rejimin yönetimlerde kaldığına işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"70 yıl üzerine, demokrasiye geçiş yapıldı. Bunun neticesinde yüzde 52 ile Mursi, Mısır halkı, iktidara getirildi. Bir yıl tahammül edemediler. Bu nasıl insanlık? Bu nasıl demokrasi? Bu nasıl insanların milli iradesine saygı duymak? Öyle bir saygı yok. Türkiye'de de aynı anlayış var bazı kesimlerde, Batı'da da aynı anlayış var. Batı, bu testi de kaybetti. Bu imtihanı da kaybetti. Düşünebiliyor musunuz, 17 yaşında Esma kızımız, sniper silahıyla, keskin nişancılar tarafından, bu silahla şehit ediliyor ve Esma'nın kardeşi Ammar, o da dün tutuklanarak içeri alınıyor. Niye? Çünkü onlar oylarının namusuna sahip çıkmak istiyorlardı. Bunların elinde silah yok, Esma'nın elinde çakı yok, Esma'nın elinde pala yok, molotof yok hiç bir şey yok. Esma'nın elinde sadece dua var. Buna rağmen şu anda bakıyorsunuz, binlerce Mısırlı kardeşimiz şehit edildi, 10 bini aşkın Mısırlı kardeşimiz şu anda cezaevinde, liderler hapislerde."
Cezaevinden çıkarılan Hüsnü Mübarek'in son derece mutlu olduğuna vurgu yapan Erdoğan, "Zevkten dört köşe. Niye çünkü şu anda Sisi midir nedir malum, siz biliyorsunuz zaten, şimdi bunlar bir araya geldiler. Dayanışma halindeler" dedi.
"Ama şunu bilin; alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste. Mazlumların ahının yerde kalmaz" ifadelerini kullanan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Zalimler, hiç bir zaman payidar olmaz. Firavunlar payidar oldu mu? Bir sinek bile Nemrud'un işini bitirdi. Firavun, Musa'yı büyüttü, sarayında. Ondan sonra Musa, onun işini bitirdi. Bilesiniz ki her Firavun'un bir Musa'sı vardır. Bunu böyle bilin. İnşallah bunların da Musa'ları yakındır, gelecektir. Ve ben diyorum ki; hak ve halk e rgeç hakim olacaktır."
"Bu seçimler bizim için çok çok önemli"
Seçimlere 7 aylık bir süre kaldığını hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi:
"Bu seçimler bizim için çok çok önemli. Hem içerde hem dışarda. Rahat olacağım da, ben diyorum 'yüz de elli değil. Çıkalım daha yukarı da. Çıkalım'. Şimdi Çayeli'nde yüzde 75'i bulduk. Ama ben diyorum ki 'niye yüzde 75 olsun' değil mi? Nereye gidelim, bunları yakalayalım ama sadece Çayeli'nde de kalmayalım. Çayeli'nin İstanbul'u var, var değil mi? Ankara'sı var, İzmir'i var. Nerede Çayelili varsa onlara ulaşmamız lazım. Nerede Rizeli varsa onlara ulaşmamız lazım. Dayanışma yapacağız geometrik karşılığı olacak bunun. İnşallah ele ele vereceğiz, omuz omuza vereceğiz, Türkiyemizi çok daha güçlü bir noktaya inşallah ulaştıracağız. Çünkü birileri güçlü Türkiye istemiyor. Çünkü biliyorlar ki, güçlü bir Türkiye olursa tarih yeniden ayağa kalkacak bunu görüyorlar. Öyleyse kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Çok çalışıyoruz daha da çalışacağız. Nasıl ki Ovit Dağını deliyorsak, nasıl ki oradan İspir'e, Erzurum'a ulaşıyorsak, inşallah önümüzdeki engelleri de böyle aşacağız."
"Biz Ferhat'tan ilham aldık" ifadesini kullanan Başbakan Erdoğan, "Ferhat nasıl dağları deldi de Şirin'e ulaştıysa, biz de inşallah dağları deliyoruz ve Şirin'e, yani milletimize ulaşacağız. Hiç endişeniz olmasın" dedi.
Vatandaşlara Rabia selamı yaptıran Başbakan Erdoğan, "Beraber yürüdük biz bu yollarda" şarkısını vatandaşlarla birlikte söyledi.
Alanda gösteri yapan horon ekibini bir süre izleyen Erdoğan, yanına gelen vatandaşlarla da hatıra fotoğrafı çektirdi.