Eski MİT'çiden Türkiye'ye 'cihat saldırısı' uyarısı
Abone olEski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, Paris dergi saldırısının ardından, Türkiye’ye ilişkin olası 'cihat saldırısı' uyarılarda bulundu.
Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, Fransa'nın başkenti Paris'te Çarşamba günü yaşanan kanlı 'Charlie Hebdo' dergi saldırısının ardından pek çok saldırı teorisi üretilmeye başlandı.
Son olarak, Türkiye’ye ilişkin olası bir 'cihat saldırısı' uyarısı bir eski MİT'çiden geldi. “Türkiye, cihatçı militanların geçiş güzergâhı bakımından öncelikli ve önemli bir ülke. Bu bakımdan riskler var” diyen eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, ülkede bulunan yerli ve yabancı cihatçılar konusunda da güvenlik kuvvetlerinin “tavizsiz olarak tedbir alması” gerektiğini kaydetti. Paris’teki katliam ve İstanbul Sultanahmet’teki eylem, gözleri Suriye ve Irak’ta savaşan “cihatçıların” Türkiye’ye yönelik faaliyetlerine çevirdi. Öneş, Irak ve Suriye’de savaşan cihatçıların Türkiye zarar verebileceğine işaret ediyor.
Cevat Öneş, bu konuda Cumhuriyet gazetesinden Alican Uludağ’a şunları kaydetti:
“Türkiye cihatçı militanların geçiş güzergâhı bakımından öncelikli ve önemli bir ülke. Bu bakımdan risk var. Esas son Suriye’deki gelişmelere paralel olarak Türkiye’nin yabancı unsurlarla iç içeliği önemle dikkate alınması gereken bir konu. Sadece geçiş güzergâhı değil, Türkiye’de bulunan Türkiyeli ve yabancı cihatçılar bakımından da güvenlik kuvvetlerinin tavizsiz olarak tedbirler alması gerekiyor. Türkiye’de, cihatçı Selefi düşüncenin yerleşmesi bakımından belki henüz çok büyük toplumsal tehdit yok. Ama cihatçı kadroların barınabilmesi için müsait ortamlara sahiptir. Bunların riskleri büyük olabilir.”
"TÜRKİYE'DE UYUYAN CİHATÇI HÜCRELERİ"
‘Sizce, Türkiye’de bu cihatçıların uyuyan hücreleri var mı’ sorusuna yanıt veren Cevat Öneş, “Uyuyan hücreler vardır. Özellikle Suriye ve Irak’taki gelişmeler karşısındaki bölgesel çatışmalar içerisinde bu unsurların Türkiye’de de kullanılması kuvvetle muhtemeldir. Güvenlik kuvvetleri ve siyasetin bu konu üzerinde önemle durması gerekir” dedi.
Türkiye’nin bu konuda savunma gücünü artırması gerektiğini söyleyen Öneş, “Güvenlik açığı var mı” sorusuna “Bu tip konularda hiç kimse yeterli olduğunu iddia edemez. Türkiye’nin güvenlik ve istihbarat sisteminin geliştirilmesine ihtiyaç olduğunu söylenebilir” ifadesini kullandı.
PARİS VE SULTANHEMT SALDIRILARI ANALİZİ
Paris ve Sultanahmet saldırılarına ilişkin “Çok karmaşık ve önemli gelişmeler” diyen Öneş, IŞİD’in ortaya çıkardığı durum ve bölgedeki yeniden şekillendirme arayışlarının Türkiye’yi de etkileyeceğini kaydetti. Sultanahmet olayının IŞİD-El Kaide ve türevleri ile bağlantılı olabilme ihtimalinin yüksek olduğunu söyleyen Öneş, her iki olayın güvenlik sorunları yanında ulusal, bölgesel ve küresel gelişmeler içerisinde “medeniyetler çatışması”nı da içinde barındırdığını kaydetti.
ESKİ MİT'ÇİDEN İKTİDAR ELEŞTİRİSİ
Üstü kapalı iktidarın söylemlerini eleştiren Öneş şunları söyledi:
“Özellikle bu karşı karşıya olduğumuz cihatçı Selefi hareketinin gerek bölgedeki gerek küresel olarak ortaya çıkardığı tehdidi dikkate aldığımızda meselelere İslami kavramlar içerisinden bakarak çözüm aramamız mümkün değildir. Esas bugün karşımıza çıkan soruna, çoğulcu demokratik sisteminin niteliklerini yükselterek, kavramların içini doldurarak çözümler aranmalıdır. Türkiye’de bugün meseleyi İslamın birleştirici unsuru olduğunu iddia edenlerin karşısında meseleye demokrasinin niteliklerinin geliştirilmesi, çözüm üretilmesi gibi bir gerçeklikle karşı karşıya olduğumuzu anlatmamız lazım.”
Böylesine ciddi gelişmeler karşısında siyasal ve güvenlik tedbirlerinin yanı sıra bunların dayanacağı toplumsal yapının birlikteliğinin ve mücadele kabiliyetinin artırılması gerektiğine işaret eden eski MİT Müsteşar Yardımcısı Öneş, Türkiye’nin son yıllarda içinden geçmekte olduğu sosyopolitik ayrışma ve iktidar mücadelesinin yarattığı siyasal ayrışmaya dikkat çekti. Öneş, “O bakımdan yaklaşan seçim sürecinde geçen kitleleri tahkim etme politikası ve oy kazanabilmek için milliyetçilik duygularını, ayrıştırma duygularını arttıran söylemlerden uzaklaşma ve demokratik sistemin geliştirilmesi istikametinde adımlar atılması gerekiyor. Buna Türkiye’nin çok büyük ihtiyacı var” diye konuştu.