Eski MİT'çi Enver Altaylı'nın ifadesi olay! Abdullah Gül ve Bülent Arınç’ın görüştüğü ismi açıkladı
Abone olİYİ Partili Vekil Ümit Özdağ'ın İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu'nun 'FETÖ'cü olduğu iması' sonrası ismi gündeme gelen Eski MİT’çi Enver Altaylı, FETÖ'nün ‘ikinci adamı’ Mustafa Özcan'ın Çankaya'da eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile en az 100 kez görüştüğünü iddia etti.
İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu’nun dayısı olan
eski MİT’çi Enver Altaylı’nın da aralarında bulunduğu 3 sanıklı
FETÖ davasına devam edildi.
Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Sincan Cezaevi Kampüsü içerisindeki salonda görülen duruşmaya tutuklu sanıklar Enver Altaylı ve Mehmet Barıner ile sanık avukatları katıldı. Daha önceki duruşmalarda olduğu gibi Almanya Büyükelçiliği'nden bir yetkili de duruşmayı takip etti.
"Gelirse benimle yargılanacağını biliyordu"
Oda TV'de yer alan habere göre, tanık ifadeleri sonrasında sanıklardan Enver Altaylı'nın çapraz sorgusu yapıldı. Mahkeme Başkanı Sebahattin Sarıdoğan, Altaylı'ya ait emniyet ifadesini okudu. Altaylı, gözaltına alınmasına ilişkin, "Yeğenim ve eşi hekimdir. Beni muayene etmeleri için gitmiştim. Manavgat'tan Korkuteli'ne gittim. Yakında bir doktor tanıdığım yoktu. Beni en iyi şekilde tanıyan onlardı. Kaçma kastım olsa oraya gitmezdim" dedi. Altaylı, Serhat Ilıcak ile bağlantısına ilişkin yöneltilen soruya da, "Serhat Ilıcak 50 sene her gün görüştüğüm kişidir. Kendisine teslim olacağımı söyledim. Serhat, burada bana karşı kumpas kurulduğunu biliyor. Gelirse suçsuz olduğu halde benimle birlikte yargılanacaktı" yanıtını verdi.
"Mustafa Özcan'la beni Süleyman Demirel
tanıştırdı"
Mahkeme Başkanının, Mustafa Özcan'ı tanıyıp tanımadığını sorması üzerine Altaylı şunları söyledi:
Mustafa Özcan'ı tanıyorum. Mustafa Özcan'la beni Süleyman Demirel tanıştırdı. Orta Asya'dan çocuklar gelmişti. Demirel aradı. Diyanet'ten birinin beni arayacağını söyledi. Mustafa Özcan da beni bu şekilde aradı. Zaman zaman kendisiyle görüştüm. Yüz yüze görüşmemizin nedeni hastane yönetim kurulu başkanıydı. Ben de kronik hastaydım. Özcan, 17/25 Aralık'a kadar Türkiye'de herkesin itibar ettiği birisi.
Abdullah Gül'ü suçlamak istemiyorum. Çankaya'da Mustafa Özcan'ın Abdullah Gül ile en az 100 görüşmesi, Bülent Arınç'ın Mustafa Özcan ile en az 200 görüşmesi vardır.
Mustafa Özcan ile 17/25 Aralık sonrası görüşmedim. 17/25 Aralık sonrası bir kez görüşmüş bunda da kendisiyle görüşmek istemediğimi söylemişimdir. Enver Altaylı'nın Fetullahçı olmadığını bütün Türkiye bilir. Rusçu, Çinci, ulusalcı çevreler cımbızla isimler çekiyor. Ben hayatımda hiç kimse ile suç amaçlı görüşme yapmadım.
"Cımbızla çekilip, 'Enver bu Fetullahçı ile görüşüyor' diyorlar"
Mahkeme başkanının, iddianamede adı geçen Salih Yaylacı ile irtibatını sorduğu Altaylı, "İddia makamı cımbızla HTS kayıtlarımdan irtibatları seçiyor. Abdulkadir Selviler, Doğu Perinçekler hakkımda yazılar yazdıkça sevenlerim artıyor. Cımbızla çekilip, 'Enver bu Fetullahçı ile görüşüyor' diyorlar. Sizin HTS kayıtlarınıza baksınlar. Meslekten atılan hakim savcılarla telefon kayıtlarınız da çıkar. Bu bir operasyondur. Ben Türk milliyetçisiyim. Bundan rahatsız olanlar yüzünden cezaevinde rehin olarak tutuluyorum” iddiasında bulundu.
ABD'li General Flynn ile bağlantısı
Donald Trump'ın eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn ile olan yakınlığına ilişkin de konuşan Altaylı, şöyle devam etti:
General Flynn entelektüel birisi. Bir kitap yazmıştı. Bunu yazmadan önce benimle tanıştı. Kendisiyle dost olduk. 'El-Kaide'yi siz ortaya çıkardınız' dedim. Benimle çok ilgilendi ve benimle çalışmak istediğini söyledi. Ben de dost kalabileceğimizi söyledim. Türkiye'nin jeopolitiği Batı ve Amerika ile dostluğu gerektirir. 'Pürüzleri gidermeniz lazım' deyince bunun ne olduğunu sordu. Ben de Fetullah Gülen olduğunu söyledim. 'Sınır dışı edemeyebilirsiniz ama kendisini ikna edin. Üçüncü bir ülkeye gönderebilirsiniz' dedim. Ben bir mesaj yazınca birkaç saat sonra cevap veren birisi Flynn. Ona, 'Siz Türkiye ile dost olun' demiştim.
İddianamede, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’e yazdığı mektupta Necip Hablemitoğlu cinayetine ilişkin de kullandığı ifadeler olduğu kaydedilen Altaylı, Hablemitoğlu’nu tanımadığını savundu.
Gülen'in, Abdullah Gül'e yazdığı belirtilen mektup
Mahkeme Başkanı, dershanelerle ilgili Fetullah Gülen'in, Abdullah Gül'e yazdığı belirtilen mektubun Altaylı'da ele geçirildiğine ilişkin tutanağı da sordu. Altaylı ise dijital verilerin delil olamayacağını öne sürdü. Mahkeme başkanının, FETÖ mensuplarının da kullandığı Signal programını kullanıp kullanmadığını sorması üzerine Altaylı, "Ben bunu yüklemedim. Yüklemiş de olabilirim. Birçok yabancı ile görüşmüşümdür. Ancak bir tek FETÖ yöneticisiyle görüşmedim. Signal, Twitter gibi bir program. Özellikle Amerika'da çok yaygın. Hem parasız hem de güvenli” yanıtını verdi.
Sinan Yorulmaz ile olan fotoğrafı
Altaylı, FETÖ'nün Mısır'daki görevli isimlerinden olduğu belirtilen Sinan Yorulmaz ile olan fotoğrafını, "Hanımımla Mısır seyahati yapmıştım. Cami ve türbeleri ziyaret etmek istedim. Rehber de kendisinin bunu yapamayacağını belirterek bir arkadaşının numarasını verdi.
Daha sonra Kahire ziyareti yaptım. Bu çocuğu aradım. Sinan Yorulmaz burada bana camileri gezdirdi. Bu cami ve türbe ziyareti sırasında fotoğraf çektirmiş olabiliriz" şeklinde açıkladı.
"Rasim Bölücek'i tanırım. Kendisi evladım gibidir"
Altaylı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun başdanışmanı Rasim Bölücek ile olan bağlantısını da, "Rasim Bölücek'i tanırım. Kendisi evladım gibidir. Çocukluğundan beri tanırım. Şu anda tahmin ediyorum Kemal Kılıçdaroğlu'nun danışmanı. Aynı sahalarda çalışıyoruz ve aile dostumdur. Rasim ile yaptığım hiçbir görüşmeyi reddetmiyorum. Rasim de Fetullahçı değildir" diye açıkladı.
Nedim Şener, Abdulkadir Selvi ve Ümit Özdağ’ı da ne biliyorlarsa mahkemede anlatmaları konusunda çağrıda bulunuyorum.
"Kozinoğlu’na yazmadım"
Mahkeme Başkanı, Kaşif Kozinoğlu ile ilgili olarak yazıldığı belirtilen mektubu da Altaylı’ya sordu. Kaşif Kozinoğlu'na Allah'tan rahmet dileyen Altaylı, şunları söyledi:
Kaşif Kozinoğlu ile ilgili kimseye mektup yazmadım. İlker Başbuğ ile ilgili olarak da kimseye mektup yazmadım. İlker Başbuğ'a da, böyle bir şey düşünüyorsa gelip davaya katılması konusunda avukatım aracılığıyla çağrı yaptım. Ayrıca Nedim Şener, Abdulkadir Selvi ve Ümit Özdağ’ı da ne biliyorlarsa mahkemede anlatmaları konusunda çağrıda bulunuyorum.