Eski MİT'çi Cevat Öneş tezgahın adını koydu
Abone olEski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, PYD/YPG'yi koruma altına alan ABD'nin uzun vadeli hedefinin Birleşik Kürdistan olduğunu açıkladı.
Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, Ortadoğu'da
dönen tezgahı defişre etti. Terör örgütü PKK'nın Suriye kolu YPG'ye
kalkan olan ABD'nin niyetini anlatan Öneş, yeni hedefin Birleşik
Kürdistan olduğunu söyledi.
Öneş ile konuşan Milliyet yazarı Tunca Bengin, deneyimli istihbaratçının açıklamalarını köşesinde aktardı:
SÜPER GÜÇLERİN BİRLEŞİK KÜRDİSTAN ARZUSU
“ABD Ortadoğu’daki yeniden şekillendirilmeye çalışılan yapıda başat
güçlerden en önemlisi ve orada bir bağımsız Kürdistan’ın
yapılanmasında desteğini açıkça gösteriyor. Tabiki şimdilik
Kürdistan Bölgesel Yönetimi ABD’nin öncelikle desteklediği bir yapı
fakat bölgede Kürdistan Demokrat Partisi Barzani liderliği dışında
önem kazanan siyasi hareketler de var, Tabiki PKK ile PKK’nın
kontrolü altında bulunan Suriye’deki yapılanma YPG/PYD’de bunların
arasında. Bugün Kürtler arasında ayrılıklar, iktidar mücadeleleri
ve çok başlı bir görünüm var ancak hedefte süper güçlerin ya da
Ortadoğu politikasını etkileyen güçlerin ki buna bölge gücü olarak
İsrail’i de dahil bir Birleşik Kürdistan arzu ettiklerini görmek
gerekir. O bakımdan bugün PKK’ya, onun uzantısı YPG’ye olan ABD’nin
desteğini de bölgede yaratmak istedikleri Kürt siyasal yapısıyla
bağlantılı olarak değerlendiriyorum.”
Yani hedef Birleşik Kürdistan mı diyeceğiz?
“Uzun vadede evet. Bu orta ve uzun vadeli çatışmalar içerisinde
yeni devletler doğma ihtimali giderek güçleniyor ve bunların
birtanesi de bağımsız bir Kürt devleti ya da bağımsızlığa yakın bir
Kürt yapısı Irak’ta Suriye de. Bunların uzun vadede birleşik bir
yapıyı ortaya çıkarmaları süreci yaşanmaktadır. Bu şekillenmenin de
Türkiye’ye olan etkisi Türkiye’nin Kürt sorununu çözüp çözememe
kabiliyetiyle bağlantılı bir olay. O bakımdan Türkiye bu bölgesel
gelişmeler ve küresel politikaların bölgedeki etkilerini dikkate
alarak kendi içinde demokratik bir Türkiye’yi yaratmak zorunda. Bir
PKK’nın istediği gibi özerklikler değil, herhangibir Kürt siyasi
hareketinin istediği gibi federasyon yapısı değil. Bu her zaman
Türkiye için risktir ancak bunların üzerinde bir ülke bütünlüğünü
koruyan demokratik bir Türkiye’yi yaratıcı adımların süratle
atılması lazım. Bu da tek başına iktidarın yapabileceği bir şey
değildir.”
POZİSYON ALMA HAMLESİ
Öneş’in Suriye’de alenileşen bu PYD/YPG sevdasının Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın dünkü Putin ve 16-17 mayıstaki Trump görüşmeleri
öncesinde alevlenmesinin tesadüf mü yoksa bilinçli mi olduğu ve
DAEŞ sorununun artık geri plana mı düştüğüne yönelik sorularımıza
verdiği yanıtlar da şunlardı:
“Karşılıklı mesajlar veriliyor. Poziyonlarını almaya çalışıyorlar. Türkiye bu çatışan küresel güçler arasında mutlak surette bir dengeyi sağlamak zorunda.. IŞID Suriye’de, kısmen Irak’ta gücünü koruyor ancak meseleler o noktaya geldiki neredeyse unutuldu. Ama ortada bir tehdit olarak duruyor, ABD’de Rusya’da IŞİD’i öncelikli tehdit olarak bize gösteriyorlar...”
RAKKA OPERASYONU
“Cumhurbaşkanı’nın Trump’la görüşmesinden sonra sanıyorum tarih
netleşecek. Umarızki Türkiye koalisyonun dışında kalmasın ve kendi
başına Rakka operasyonuna yönelmesin. Yani ABD’nin ‘Peki PYD ile
operasyonu yapmak istemiyorum o zaman gelin sizin kara gücünüzü
havadan biz destekleyelim’seçeneği Türkiye’yi önü görülemez,
gelişmeleri kontrol edilemez bir çatışmanın içine de çekebilir.
Bunda Türkiye çok dikkatli olmak zorunda. Koalisyon güçleri içinde
her türlü destek ve yardım diğer ülkelerin güçleriyle eşit şekilde
tabiki verilebilir ama tek başına Ortadoğu çatışmalarının içine
çeken her hareket Türkiye için risk yaratır...”