Eski MİT'çi Altaylı meğer kız kardeşine...
Abone olEski MİT’çi Enver Altaylı’nın yakalanmadan önce, yakalanmasını önlemek amacıyla köyde yaşayan kız kardeşine yeni bir telefon hattı aldırıp Almanya ile görüştüğü ortaya çıktı.
Bir dönem MİT’te görev yaptıktan sonra ayrılan tutuklu
Enver Altaylı, ifadesinde ilginç bilgiler verdi. Yakalanmamak için
kız kardeşine yeni telefon hattı aldıran Altaylı, FETÖ'nün Türkiye
sorumlusu Mustafa Özcan’la görüştüğünü söyledi.
FETÖ'cü MİT'çi yurt dışına kaçırma iddiası
FETÖ’den açığa alınan bir MİT mensubunu yurtdışına kaçırmayı
planladığı iddiasıyla tutuklanan eski MİT’çi Enver Altaylı'nin
ifadesinin ayrıntıları, Miliyet yazarı Tolga Şardan'ın yazısında
yer aldı.
FETÖ’nün ABD’deki etkin isimlerinden Bilal Ekşili ile hazırladığı
kitabı için görüştüğünü öne süren Altaylı, eski MİT’çi Mehmet
Barıner’in yurtdışına kaçırılmasını planladığı iddiasını ise kabul
etmedi. Altaylı, darbe girişiminin yapıldığı 15 Temmuz gecesi
Ankara’da olduğunu, Erol Olçok’u aradığını ancak ulaşamadığını,
Mücahit Aslan ve Polis Akademisi’nde akademisyen Furkan Torlak ile
görüştüğünü bildirdi.
Almanya ile görüşmüş
Bir dönem MİT’te görev yaptıktan sonra ayrılan, ancak istihbarat
dünyasında tanınan eski MİT’çi Enver Altaylı’nın yakalanmadan önce,
yakalanmasını önlemek amacıyla köyde yaşayan kız kardeşine yeni bir
telefon hattı aldırıp Almanya ile görüştüğü ortaya çıktı.
Yeni hat ile sadece Almanya’da Serhat Ilıcak adlı kişiyi aradığı
anlaşıldı. Hakkındaki FETÖ iddiası kapsamında Manavgat’ta yakalanan
ve Ankara’da tutuklanan Altaylı, polis ve savcılık ifadelerinde
ilginç bilgiler verdi. Aynı zamanda Alman vatandaşı olan Altaylı,
her iki ifadesinde özetle şunları aktardı:
MİT’e giriş: 1968’de MİT’e girdim. Eğitim sonrası
Almanya’ya gönderildim. 1973’te MİT’ten ayrıldım. Avrupa’da Türk
dernekleri kurup federasyon haline getirdim. 1977’de Türkiye’ye
dönüp Hergün gazetesi genel yayın yönetmeni oldum. 1980’de
Türkiye’yi terk ettim. 1986’da Alman vatandaşı oldum. 1989’da
Sovyetler’in dağılma sürecinde Özbekistan’a gittim. 1991’de
Türkiye’ye döndüm. Cumhurbaşkanı Özal’a danışmanlık yapdım. Daha
sonra Süleyman Demirel ile devam ettim. Demirel, Çankaya’ya
çıktıktan bir süre sonra yanından ayrıldım.
Belfast’ta yaşıyor: Son bir yıldır daha sık
Belfast’ta vekalet savaşları konusunda Hukuk Çatışma ve Barış
Enstitüsü’nde çalışmalar yapıyorum. Prof. Michael Semple ile
birlikte çalışıyorum. yaptığım çalışmalar nedeniyle bir çok ülkeye
seyahat ettim. Finansın büyük kısmını kızım Zeynep karşılıyor.
Aylık ortalama 20 bin lira gelirim var.
15 Temmuz gecesi: 15 Temmuz günü, 26 yıllık
arkadaşım olan ve ailemden gördüğüm Nizamettin Afşar’ın
Çankaya’daki evindeydim. Ben Ankara’ya sık sık gelir, dostlarımla
buluşurum. Ben o gece Polis Akademesi’nde akademisyen Furkan
Torlak, eşim ve Mücahit Aslan’la görüştüm. Önce Erol Olçok’u
aradım. Ulaşamayınca Mücahit Aslan’ı aradım. İlerleyen saatlerde
Olçok’un İstanbul’da darbe girişimi sırasında öldüğünü üzüntü ile
öğrendim.
Gözaltına alınma: Torunumla yemen yerken
ikametimin arandığı haberini aldım. Sağlık kontrolümü yaptırmak ve
biraz dinlenmek için kız kardeşimin Korkuteli Yazır Köyü’ndeki
evine gittim. İlaçlarımı aldım. İki gün kaldıktan sonra teslim
olmayı planlamıştım. Ancak, polisler gelerek beni gözaltına aldı.
Kaçacak olsam aranan damadım Metin Can Yılmaz’ın teslim olmasını
avukatım aracılığıyla istemezdim.
Özel GSM hattı: Kız kardeşimin yanına gittiğimde
kendi telefonumdan ararsam yerimin tespit edileceğini düşünerek
kardeşim Şükran Yılmaz’a yeni bir telefon hattı almasını söyledim.
Kız kardeşim yeni bir hat alarak bana getirdi. Almanya’da aradığım
numara Serhat Ilıcak’a aittir. Gözaltına alındığımda aileme
yardımcı olmasını talep ettim. Yeni telefon hattıyla sadece Serhat
Ilıcak’ı aradım. Hiçbir farklı konu görüşmedik.
Gülen’i tanımam: Ben Fetullah Gülen’i hiç
görmedim. Tanımam. Hiç irtibatım olmadı. Ancak medyadan ve açık
kaynak bilgilerinden örgütün elebaşı olduğunu okumuştum. FETÖ’nün,
darbe girişimine kadar böyle bir şey yapabilecek kapasitede bir
yapı olduğunu hiç düşünmedim. Devlet içindeki bu tür yapıları ülkem
için tehlikeli bulduğum için her zaman karşı durdum. Uyarılması
gerekenleri zaman zaman uyardım.
FETÖ yöneticisiyle görüşme: Sadece Mustafa
Özcan’la irtibatım oldu. Örgütün yurtdışı yapılanması hakkında
hazırladığım kitabım ile ilgili Bilal Ekşili ile temasım oldu.
Bilal Ekşili ile yaklaşık 10-13 yıl önce tanışmıştım. Kendisi
Türkiye’ye heyet getirip götürüyordu. Antalya’da bir heyetle
birlikte kendisini tanadım. Son altı ay içinde kitabımla ilgili
temasa geçtim.
FETÖ’cü Özcan’la tanışma: 1990’lı yıllarda
Süleyman Demirel’e Orta Asya’da danışmanlık yaptığım sırada
tanıştım. Orta Asya Cumhuriyetleri’nden çok sayıda öğrenci gelince
yerleştirme sorunu ortaya çıktı. Ben bu konuda Demirel’i
bilgilendirdim. Bana, “Seninle Diyanet’ten birisi irtibata geçecek
ve yardımcı olacak” dedi.
‘Talep Özcan’dan geldi’
Beni arayan kişi Mustafa Özcan’dı. Bana, bu öğrencilerin yurtlara
yerleştirilmesinde yardımcı olacağını söyledi. Sonuç olarak
öğrenciler çeşitli yurtlara yerleştirildi. Mustafa Özcan,
İstanbul’da görev yapıyordu. Ancak, ayda bir bazı bürokratlar ve
siyasilerle görüşmek için Ankara’ya geliyordu. Ben de kendisi ile
çok sık olmamak kaydıyla görüşüyordum. Görüşme talebi Özcan’dan
geliyordu. Hiçbir zaman benim bu kişiyle görüşme talebim olmadı.
2005’te kızım Dilara’yı istemek için şu anki damadım Metin Can
Yılmaz ve ailesi geldiğinde yanlarında Mustafa Özcan da vardı. Ben
ve eşim bu durumdan rahatsız olduk.
Telefon görüşmeleri: (Gezi olayları, dersanelerin
kapatılması süreci, 17-25 Aralık süreci gibi dönemlerin öncesi ve
sonrasında Özcan’la yoğun telefon görüşmeleri yaptığı, eşine ait
telegonla iki kez görüştüğü iddiasına yanıt olarak) İddia edildiği
gibi bu görüşmeleri yapmadım. İddiaları kabul etmiyorum.
FETÖ’cü MİT’çinin kaçırılması olayı
“Eski MİT’çi Mehmet Barıner’i tanımıyorum. Kendisi ile bir kez
görüştüm. Bu görüşme güvenli hat üzerinden oldu. Damadım Metin Can
Yılmaz beni aradı. MİT’ten atılan bir arkadaşının olduğunu,
FETÖ’den ihraç edildiğini, üniversiteden tanıdığını söyledi. Ben
de, “Örgüt ile hiç teması olmuş mu? Bir abisi, imamı var mı? Bir
faaliyeti olmuş mu?” diye sordum. Damadım, “Hayır olmamış” dedi.
Benim bu konu hakkında böyle bilgim oldu.”
‘Sıkıntı yapmayın’
(Tutuklanan eski MİT’çi Mehmet Barıner’in ‘Beni Metin’in
kayınpederi Enver Altaylı WhatsAPP üzerinden aradı. Bana ‘sıkıntı
yapmayın, müsterih olun, yolculuğunuz iyi geçer’ dedi.
Ben de teşekkür ederek telefonu kapattım’ şeklindeki ifadesinin
sorulmasına yanıt olarak): Görüştüğümüz doğrudur. Ancak, içeriği
kabul etmiyorum. Yaptığım telefon görüşmesinde, “Sen devletin temel
kurumunda çalışan bir insansın, bildiğim bir şey varsa git kurumuna
her şeyi anlat. FETÖ’ye karşı görev iste. Bu yönde çalış”
dedim.