Eski komutandan iğrenç darbe duası!
Abone olDeniz Harp Okulu komutanlığından istifa ettikten sonra Aydınlık'a yazar olan Türker Ertürk, Mısır darbesi için "Darısı başımıza" diye dua etti.
İNTERNETHABER (ÖZEL İÇERİK) -
Aydınlık'a köşe yazarı olan emekli Tuğamiral Türker Ertürk skandal
bir yazıya imza attı.
Deniz Harp Okulu Komutanlığından istifa ettikten sonra Doğu
Perinçek'in Aydınlık saflarına katılan Ertürk, Mısır'daki darbeye
övgüler dizip "darısı başımıza" diye dua etti.
Bugünkü köşe yazısının başlığını da bu şekilde atan Ertürk,
"Mısır'daki darbenin de 'darbe' değil gerçek halk hareketi
olduğunu" iddia etti.
Tuğamiral Türker ERTÜRK KİMDİR? Tuğamiral Türker Ertürk 1992 yılında Silahlı Kuvvetler Akademisi ve 1999 yılında Roma’da Nato Savunma Koleji eğitimlerini tamamladı. 1992-1994 yılları arasında Dz.K.K.lığı Harekat Milli Plan Subayı, 1998-1999 yılları arasında Donanma Komutanlığı Tatbikat ve Eğitim Kısım Amirliği, 1999-2000 yılları arasında Yıldızlar Suüstü Eğitim Merkezi Komutanlığında Taktik Geliştirme Grup Başkanlığı, 2000-2003 yılları arasında Londra Silahlı Kuvvetler ve Deniz Askeri Ataşeliği, 2003-2004 yılları arasında Eğitim Filotillası Komodorluğu, 2004-2005 yılları arasında Deniz Harp Okulu Öğrenci Alay Komutanlığı, 2005-2006 yılları arasında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Komuta Kontrol Daire Başkanlığı görevlerini yapan Tuğamiral Türker Ertürk 30 Ağustos 2006’da Tuğamiral rütbesine terfi ederek Karadeniz Bölge Komutanlığı’na atanmış ve bu görevi 2 yıl süreyle sürdürmüştür. Tuğamiral Türker Ertürk evli ve iki çocuk
babasıdır. |
İşte skandal yazıdan bölümler;
ERDOĞAN'IN RUH İKİZİ
Mursi'yi gerçekten iyi tanıyabilmek için Erdoğan ile
beraber düşünmemiz gerekir. Birbirlerinin ruh
ikizleridir dersek yanlış olmaz. Mursi de Erdoğan da
demokrasiyi amaç değil araç olarak, yani hedefe ulaşıncaya kadar
binilecek tramvay olarak görmüşlerdir.
İktidar aygıtını ellerine geçirince tek amaçları, daha fazla
otoriter bir yönetim kurmak ve muhaliflerinin demokratik
taleplerini görmemek olmuştur. Her ikisinin de siyasi görüşü
siyasal İslam olup devleti mümkün olduğu kadar daha fazla
Islamileştirmeye çalıştılar.
ikisinin de milli egemenlik kavramı çağdışıdır ve demokrasi
anlayışlan sadece sandıktan ibarettir. Halbuki sandık, demokrasinin
en önemli enstrümanı değildir. Dini istismar etmek ve seçimler
öncesinde para, yiyecek malzemesi ve erzak dağıtımı yoluyla oy
çalmak ortak yaklaşımlarıdır.
Erdoğan'ı cok
üzmüş!
Mısır'da halk hareketi sonucunda Mursi ve Müslüman
Kardeşlerin devrilmesi, sanırım Erdoğan'ı çok üzmüş ve kendi
akıbeti açısından derin bir düşünceye sevk etmiştir. Çünkü Erdoğan
gençliğinden beri Müslüman Kardeşler örgütüne sempati duyan,
Mısır'da ve diğer Arap Baharı ülkelerinde iktidara gelmelerini
alkışlayan bir konumda olmuştur. Ayrıca Mursi'nin, iktidara
geldiğinden beri Erdoğan ve AKP ile akıl alıp akıl verme ve yol
haritası çizme ilişkisi içinde olduğu herkesin malumudur.
MISIR'DAKİ DARBE
DEĞİL
GERÇEK HALK
HAREKETİYMİŞ
Mısır'da Mursi'nin iktidardan uzaklaştırılmasına yol açan
müdahale bir darbe değil, gerçek bir halk hareketidir ve
devrimdir. Umarım, sonraki gelişmeler Mısır halkının
yararına olur. Durumun aynı zamanda emperyalizmin yönlendirmesine
de açık olduğunu bilmemiz gerekir.
"DARISI
BAŞIMIZA"
Ülkemizde Erdoğan 11 yıllık icraatlarına karşı birikimin
bir sonucu olan halk hareketini hunharca ve vahşice
bastırmaya çalışıyor, halkı birbirine düşürüyor, eli
sopalı militanlarını halk hareketinin üzerine gönderiyor, rüşvetle
ikna edilmiş ve bindirilmiş kıtalar ile karşı mitingler düzenliyor,
antidemokratik yüzde 10 barajında diretiyor, Suriye'de eli kanlı El
Nusra teröristleriyle işbirliği yapıyor, diktatörlük peşinde
koşuyor ve en son seçimlerde yüzde 49,83'le çıktığı için buna bizim
milli irade ve demokrasi dememizi istiyor!
Mursi diktatörünün bir halk hareketi ile devrilmesi bize gösteriyor
ki, Doğu Akdeniz'in güneyinde demokrasi şimdilik satıh yapmaya ve
yüzünü göstermeye başladı.
Darısı başımıza, Doğu Akdeniz'in kuzeyinde bulunan ülkemizde
olması...