Eski JİTEM komutanının dizleri titredi
Abone olDiyarbakır'da 1992 yılında öldürülen yazar Musa Anter cinayetiyle ilgili davanın ilk duruşması başladı.
Mahkeme salonundaki tek sanık Gevrekçi'nin dizlerinin
duruşma boyunca titremesi dikkat çekti. Davaya müdahil olan Musa
Anter'in oğlu Dicle Anter, sanık Gevrekçi'nin titremesiyle ilgili,
"Boşuna dememişler güç gidince korku başlar" dedi.
Diyarbakır 7'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşma, sanıkların
kimlik tespitiyle başladı. Anter'le birlikte uğradığı silahlı
saldırıdan yaralı olarak kurtulan ve dosyada mağdur sıfatıyla yer
alan yazar Orhan Miroğlu, duruşmaya hem tanık hem de müdahil olarak
katıldı. Mahkeme heyeti, Adana Cezaevi'nde kalan sanıklardan Hamit
Yıldırım'ın, araç ve personel eksikliği gerekçesi duruşmada hazır
edilmediğini belirtti. Yıldırım'ın avukatı, duruşmanın
ertelenmesini talep etti; ancak bu talep reddedildi. Cinayetin
tetikçisi olmakla suçlanan ve olaydan 20 yıl sonra Şırnak'ta
yakalanan sanık Hamit Yıldırım, duruşmaya görüntülü olarak katıldı.
Sanıklar 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım ve Aziz Turan (Abdulkadir
Aygan) duruşmaya gelmedi. Mahkeme heyeti, duruşmada, Diyarbakır
Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 30 sayfalık
iddianameyi okudu.
İDDİANAMEYE GÖRE JİTEM
İddianamede, Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı'nın 1987 tarihinde, İçişleri Bakanlığı onayıyla kurulduğu, bu yapının 1988 yılında güçlendirilerek isminin 'Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele Grup Komutanlığı' (JİTEM) olarak değiştirildiği belirtildi. 1990 yılında İstihbarat Grup Komutanlığı olarak Ankara, İzmir, Diyarbakır ve Van'da toplam 4 grubun Genelkurmay oluruyla kurulduğu ifade edildi. Güçlendirilme ve isim değişikliğinin geçici görev ve deneme şartıyla yapıldığı bildirilen iddianamede, Mayıs 1990'da geçici ve deneme maksatlı başlatılan uygulamaya son verilerek 30 Kasım 1997'ye kadar görev yapan bu yeni yapının teşkil edildiği ifade edildi.
JİTEM'in özellikle Güneydoğu illerinde güçlü bir teşkilata sahip olduğu vurgulanan iddianamede, "1990-2002 yılları arasında Diyarbakır Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı'na bağlı görev yapan tim komutanlıkları ile ilgili olarak; 14 Mayıs 1990'da İçişleri Bakanı onayıyla kurulan 4 İstihbarat Grup Komutanlığı'ndan birinin Diyarbakır 3'üncü İstihbarat Grup Komutanlığı olduğu (diğerleri Ankara, İzmir, Van ), Diyarbakır 3'üncü İstihbarat Grup Komutanlığı'nın kuruluşunda bunların; Mardin 1 'inci, Silopi 2'nci, Diyarbakır 4'üncü, Batman 6'ncı İstihbarat Tim Komutanlıkları olmak üzere 4 istihbarat tim komutanlığının bulunduğu, 18 Temmuz 1991'de Ankara'da bulunan İstihbarat Gruplar Komutanlığı karargâhının lağvedilmesi üzerine, Diyarbakır 3'üncü İstihbarat Grup Komutanlığı'nın Diyarbakır'da konuşlu bulunan Jandarma Asayiş Komutanlığı'na bağlandığı görülmektedir." denildi.
JİTEM KOMUTANI SORGUYA GİRER, İŞKENCE YAPAR
İddianamede,JİTEM'in, terör örgütü işbirlikçilerinin ev ve iş adresleri, varsa otolarının plakası, işe gidiş dönüşleri, saatleri her şeyi tespit ettiği vurgulandı. İddianamede, şu bilgiler yer aldı: "Görevlendirilen ekip riske girmeden şahsı en elverişli anda kendisine sivil polis süsü vererek araca bindirir. Eğer hedef, arabaya binmemek için direnirse şahsa karşı duruma göre şiddet uygulanır. Şahsın başı öne eğdirerek çevreyi görmesi engellenir. JİTEM'e yaklaşıldığında şahsın gözleri bir bez bantla bağlanır. Elleri de arkadan bağlanır veya kelepçelenir. Mümkün olduğu kadar kimse görmeden şahıs JİTEM'in kapısından içeri alınır ve hücreye konulur. Şahsın konumuna göre hemen veya daha sonra sorgu faslına geçilir. Duruma göre bazen JİTEM komutanı bizzat sorguya katılır ve kendi elleriyle işkenceli sorgu yapar. İşkence yapmayan personele, amirleri tarafından şüphe ile bakılır. Sorgudaki işkence sınırsızdır: Kaba dayak atma, Filistin askısı, sorgudaki kişinin ayaklarından tavana asılması, ayaklarına araba lastiği bağlanıp tavana asılması, çırılçıplak soyularak vücudunun üzerinde sigara söndürülmesi, üzerine soğuk su dökülmesi, günlerce aç ve susuz bırakmak, tehdit ve şantaj, küfür ve hakaret vb. yöntemler uygulanır. "
ANTER PKK'YA PARA VERMEYİNCE HEDEF OLDU
İddianamede, Musa Anter'in, Nevruz'da askerler ile birlikte ateşin üzerinden atlaması sebebiyle PKK tarafından suçlandığı vurgulandı. PKK'nın, Anter'den yardım adı altında 5 milyon TL istemesinin tanık beyanlarına dayandırıldığı iddianamede, Anter'in bu parayı ödemediği, daha sonra bu para miktarının ceza olarak 20 milyon TL'yı çıkarıldığı vurgulandı. Bu parayı da vermemesi üzerine örgütün, Anter'e, 'bütün mal varlığına el koyduğunu' belirten bir yazı gönderdiği kaydedildi.
Mahkeme salonundaki tek sanık Gevrekçi, duruşma boyunca rahat olmayan tavırlarıyla dikkat çekti. Ankara'da infaz edilen JİTEM'ci Ahmet Cem Ersever'in Diyarbakır'da JİTEM komutanı olduğu dönemde yardımcılığını yapan emekli Albay Gevrekçi'nin dizlerinin sürekli titremesi dikkat çekti. Duruşmaya müdahil olan Musa Anter'in oğlu Dicle Anter, sanık Gevrekçi'nin durumuyla ilgili "Boşuna dememişler güç gidince korku başlar." dedi.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 1992 yılında öldürülen yazar Musa Anter cinayetine ilişkin hazırladığı iddianamede 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım bir numaralı sanık olarak yer alıyor. İddianamede Yeşil ile birlikte 4 kişi hakkında 'taammüden adam öldürmek' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu, 'halkı isyana ve birbirini öldürmeye teşvik' suçundan da 20 yıla kadar hapis cezası isteniyor. İddianamede ayrıca JİTEM'in suç örgütü olduğu vurgulanarak örgütün yapısı hakkında detaylı bilgiler veriliyor.