Eski hakem Erdemir'den bomba itiraflar

Süper ligde ilk yıl yönettiği bir karşılaşma öncesinde dolaylı yönden şike teklifi aldığını ve bunu büyük kızgınlıkla aldığını reddettiğini açıkladı.

Önce İhsan Türe bugün de Orhan Erdemir... Şike soruşturmasıyla birlikte eski defterler açıldı. Futbolun geçmişteki karanlık yüzüne ilişkin eski hakemlerin itirafları gelmeye devam ediyor.

SATILDIM MI SATILMADIM MI?

 Erdemir 1994 yılında meydana gelen şike teklifini Bugün gazetesine böyle anlattı:

"1994 yılında lise arkadaşım beni telefonla aradı. Bir kulüp başkanı ile dostluk kurmuş. O başkan 'Aman Ermedir bize bir şey yapmasın' demiş. Buun bana söylerken telefonu yüzüne kapattım. O günden beri de konuşmuyorum. Maça çıktım ilk yarıda pozisyon penaltıydı ve ben de o külübün lehine penaltı düdüğü çaldım. Ama gol olmadı. 2. yarıda bir penaltı pozisyonu daha yaşandı. O telefon konuşması bilinçaltına yerleşti bir kere. Kafamın bir köşesinde satıldım mı satılmadın mı baskısı var. 2 penaltıyı da versem benden sonra o kişi kulüp başkanını arayacak belki de 'Bak istediğimizi yaptı ver parayı' diyecekti. o düşüncelerle penaltıyı veremedim. Bu bastıyı hissettim bilinçaltında. İlk penaltı kaçırılmıştı. Karşılaşma sıfır sıfır sona erdi."

HOCAM ONU KARIŞTIRMA

Sigorta şirketi sahibi olan Erdemir, bir yöneticiyle yaşadığı diyaloğu anlattı:

"Birisi 'fabrikalarım var. Sigortamı sana yaptırayım' önerisinde bulundu. Ona 'hakem olmasam bu işi verir misiniz' dedim. Aldığım yanıt 'hocam onu karıştıma' olmuştu. Ben de 'sen de beni bu işlere karıştırma' demiştim."

'İKİNİZİN DE BAŞARILI OLMASINI İSTİYORUZ' DEDİLER

Hakem Orhan Erdemir 2000 yılında Fiorentina-Tirol İnnsbruck  karşılaşmasına atanmasını anlattı:

Bana 'Terim de bizim evladımız. Sen de. İkinizin de başarılı olmasını istiyoruz' denildi. 'Beni başka hakemlerle karıştırmayın. Türk hakemliğini temsil etmeye gidiyorum. İsterseniz UEFA'ya mazeret bildireyim' cevabını verdim. Buna rağmen 'biz sana güveniyoruz' ifadesi kullanıldı. Maça çıktım ve Terim sürekli bana itiraz etti. Kuralı uygulayıp onu atmak zorunda kaldım. Mücadele sonrasında vatan haini ilan edildim. Federasyon ve MHK beni susturdu ve 'olay bitmiştir' dediler. "