Eski fotoğraftan yeni dersler
Abone olHıncal Uluç 1935 yılına ait aile fotoğrafındaki başı açık kadınlarla övündü. Uluç aile fotoğrafını köşesinde yayınlayarak, başını örten Balçiçek'e teessüflerini bildirdi.
Hıncal Uluç'tan, İran gezisinde başını örten Balçiçek Pamir'e
laiklik dersleri. 1935 yılında çekilmiş aile fotoğrafını köşesinde
yayınlayarak okuyucularıyla paylaşan Hıncal Uluç bir taşla iki kuş
birden vurdu. Uluç, bugünkü yazısında Emre Aköz'ü iğnelerken,
Balçiçek Pamir'e de teessüflerini bildirmeden edemedi. İşte Uluç'un
'çoklu okumalara' açık yazısı: Bir eskimiş fotoğraf!.. Kızkardeşim
Serpil yolladı sayfamda gördüğünüz eski fotoğrafı.. Bizim aile..
Ama beni geçin, daha ağabeyim Öcal dünyada yok.. Yıl 1935.. Bunun
altını çizin.. Yıl Bin Dokuzyüz Otuzbeş!.. En arka sırada Taha
Enişte var. Kilis Ortaokulu beden eğitimi hocası.. Yanında teyzem,
eşi Mukadder.. Onun yanında dimdik duran Paşa Dayı.. Hani Paşa
Dayımın Kirazları.. General Aşir Atlı.. Onun yanında teyzem
Galiye.. Teyzemin yanında da annem Suat.. Subay, babam.. Fuat
Uluç.. Yanındaki Hüsnü dayım.. Ahmet Taner Kışlalı'nın babası..
Asıl önemli kişi, bu resmi buraya almamın sebebi anneannem ikinci
sırada soldan üçüncü.. Paşa Dayımın önünde oturuyor.. Şimdi
teyzem.. Annem ve Anneanneme bakın.. Teyzemle annemin başları
açık.. Anneannemin başında Bay Vitali'nin Şen Şapkasından alınmış
gibi duran, çağın modası bir şapka var.. Anneannemin sağındaki iki
başı açık kadın kız kardeşleri, Paşa dayının eşi Hanife ve
Resmiye.. Hem de.. Yıl 1935!.. Anneannem, teyzem ve anneme
dönelim.. Bu üç kadın, zamanın Kilis Müftüsü Muharrem Efendi'nin
eşi ve kızları.. Kilis müftüsü deyip geçmeyin.. Muharrem Efendi bir
İslam alimi.. Şeyhülislamlık teklif edilmiş, "Ben Kilisimi
terketmem" diye geri çevirmiş.. Ben ilkokulda idim, hala Suudi
Arabistan başta, din adamlarından kurulu heyetler gelirdi herbir
İslam ülkesinden, dedemden tefsir almak için.. Öyle bir Müslüman
dünya lideri, İslam alimi işte.. Sakın ola, "O zaman Atatürk devri,
mecburen, falan filan" yorumlarına kalkmayın. Paşa dayının önündeki
siyah elbiseli "Nene" ye bakın.. Paşa Dayı'nın annesi.. Başörtülü
o, ama baş örtüsü.. Sıkmabaş değil.. Ama anneannem değil. Bir
tercih meselesi yani.. Baskı falan yok!.. İstese, ya da Müftü Dedem
"Hanım" dese, o da örterdi.. Bu fotoğrafı buraya Balçiçek Pamir'e
ithaf ederek koydum.. Balçiçek, bizim mesleğin en sevdiğim, en
heyecanla izlediğim gazetecilerinden.. Yıllardır tanırım.. Ben,
mesleğine bu kadar aşık gazeteci az gördüm.. Onda kendi ilk
yıllarımı bulurum hep.. Birkaç gün evvel uğradı.. "Hıncal ağabey
siz ne düşünüyorsunuz" diye.. Hani sıkmabaş ve uzun mantolu
kıyafete girip İran'a gitmiş, bu resim de birinci sayfamızda boy
göstermişti ya.. "Ben Emre Aköz'ün 'Takoz Kafalılar'ındanım"
dedim.. Şaşırdı.. Beklemiyordu. "Yapmamalıydın" dedim.. "Ama Hıncal
ağabey.. Meslek.. Gazetecilik.." "Çıplaklar kampına yollasalar
seni, birinci sayfanın tepesinde çırılçıplak fotoğrafının çıkmasını
kabul eder miydin" dedim.. "Hıncal ağabey, demogoji yapma" dedi..
"Yapmıyorum, bir soru soruyorum.." "Etmezdim tabii.." "O zaman bazı
sınırların olduğunu, olması gerektiğini kabul ediyorsun demektir.
İran'a da başka birisi gidebilirdi.. Ya da sen, başını İran ya da
Anadolu kadınları gibi bir başörtüsü ile şöyle bir örterdin,
saçların önde görünerek. Haber filmlerinde görüyoruz. Tahran'da
genç kızlar sokakta nasıl dolaşıyorsa öyle.. Sen İran dahil,
dünyanın hiçbir ülkesinde benzeri görülmeyen, sadece bizde belli
bir tarikatın ve onu izleyen Siyasal İslamın simgesi olan bir
kılığa girdin.. Benim takoz kafam da bir Cumhuriyet kızının, her ne
sebeble olursa olsun bu ödünü vermesini kabul etmedi, mesele bundan
ibaret!.." Yazı: Hıncal Uluç Kaynak: Sabah