Eski CHP'liden CHP'ye şok sözler

CHP'de çözüm süreci depremi yaşanıyor. Onanç istifa etti, Yılmaz disipline sevk edildi. Akit'e konuşan İnal Batu, "Parti sürece karşı çıkmanın cezasını çekecektir. CHP'den tamamen ümidimi kestim. Dağılıp gidecek" dedi.

Parti tabanının yüzde 63 oranında çözüm sürecine destek verdiği çıkışıyla dikkatleri üzerine çeken CHP Halkla İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülseren Onanç'ın, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun baskısıyla görevinden istifa etmesi büyük tepki çekti.
İşçi Partisi'nin peşine takılıp sürece karşı çıkan Kılıçdaroğlu'na sitemde bulunan Onanç'ın, PM üyeliği ve parti üyeliğinden de istifa etme düşüncesini yakın çevresiyle paylaştığı bildiriliyor. Bir TV kanalına konuşan Onanç, "CHP'de inandığım fikirleri savunacağım bir ortamın kalmadığını düşünüyorum" dedi.

BATU: BUNUN CEZASINI ÇEKECEK

Akan kanın durması amacıyla başlatılan çözüm süreci karşıtlığının CHP'yi bölebileceği dile getiriliyor.
Akit'e konuşan CHP eski Genel Başkan Yardımcısı ve Hatay Milletvekili İnal Batu, Onanç'ın istifasını "çok vahim bir gelişme" olarak nitelendirdi.
Anaların gözyaşının dinmesini amaçlayan çabaları desteklemek bir yana tamamen köstek olan CHP'nin bunun bedelini ödeyeceğinin altını çizen Batu, "Onanç'ın istifasını son derece olumsuz görüyorum. Genel olarak CHP'nin tutumunu fevkalade yanlış buluyorum. Parti bunun cezasını çekecektir seçim sandıklarında. Ona üzülüyorum. Çünkü CHP gibi bir ana muhalefet partisi lazım bu memlekete. Artık hiçbir umut vermiyor. CHP'nin tutumunu demokrasinin gelişmesi için çok sakıncalı görüyorum. Sadece bu çözüm sürecine karşı çıkması dolayısıyla eleştirmiyorum; bir de demokrasinin gelişmesine engel teşkil ediyor CHP'nin takındığı tutum. Çünkü anketler falan ortada. CHP'de bir umut da görmüyorum yani. Maalesef" dedi.

"TÜRKİYE'NİN GELİŞMESİNİN ÖNÜNDE ENGEL"

CHP'nin tamamen siyaset sahnesinden çekilmesi gerektiğini belirten Batu, "Yıllardır görüşüm şudur: CHP miadını doldurmuştur. Türkiye'nin, sosyal demokrasinin gelişmesinin önünde bir engeldir. Çünkü halkımız sol diye CHP'yi görüyor ve sosyal demokrasiye oy vermiyor. Türkiye'de demokrasinin kurtuluşu olarak CHP'nin artık siyaset sahnesinden çekilmesi ve yepyeni genç, yıpranmamış, sosyal demokrat kişilerden oluşan yeni bir partinin kurulmasını savunuyorum. Ama bu konuda bir ümidiniz var mı derseniz, cevabım maalesef hayırdır" ifadelerini kullandı.

"NE KILIÇDAROĞLU'YLA NE DE ALTERNATİFİYLE..."

Çözüm sürecinin CHP açısından bir kırılma noktası olduğunu kaydeden İnal Batu, partinin dağılıp gideceğini dile getirerek, şöyle konuştu: "Aldığı oylar ortada. CHP en fazla yüzde 23 oy almış. Ecevit'i hiç saymıyorum. Ecevit bambaşka bir siyasi akımın lideriydi. O da tabii büyük hatalar yaptı ve silindi. CHP'nin aldığı oylar ortada. Kendi başımdan geçti. 2002 seçimlerinde ANAP, DYP, MHP tamamen silinmiş, halk onları silmiş, baraj altına itmiş. İktidarda olmadığı için hiç yıpranmamış bir CHP vardı. Karşında ise yepyeni bir parti, hiç bilinmeyen insanlardan oluşan, başında eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın (Başbakan Erdoğan) olduğu bir parti vardı. Aldığı oy yüzde 19 CHP'nin. Yani en umutlu olması gereken dönemdeki tablo bu. Sonra da yüzde 22, yüzde 24. Olmuyor. Şimdi daha da kötü. Bir iki seçim başarısızlığı daha olursa kendi kendine dağılır gider yani. Birileri çıkar yeni bir parti kurar. Artık umut tamamen kesilince... Sonra yaşlanıyor CHP kadroları. Gençler artık rağbet göstermiyor. O yaşlılar ortadan çekildikçe CHP daha da zayıflıyor. Maalesef hiç umutlu değilim. Bu partinin ne Kılıçdaroğlu'yla ne de onun alternatifi gibi gözüken Baykalcılarla bir yere gideceğini zannetmiyorum."

YENİLİKÇİLER YÖNTEM BELİRLİYOR

Son günlerde ulusalcı kanadın hışmına uğrayan yenilikçi kanadın, Kılıçdaroğlu'nun Onanç'a yönelik tavrından rahatsızlık duyduğu öğrenildi.

Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz tarafından "CIA ajanı" olmakla suçlanan Sezgin Tanrıkulu, Binnaz Toprak, Şafak Pavey, Sena Kaleli, Alaattin Yüksel, Mustafa Moroğlu, Sencer Ayata, Hülya Güven, Aykut Erdoğdu, Melda Onur, Sedef Küçük ve Ayşe Danışoğlu gibi isimlerin nasıl bir yol izleyeceği merak edilirken, Kılıçdaroğlu'nun demokratlık söyleminin göz boyamadan ibaret olduğu da iyice gün yüzüne çıkmış oldu.