Eski bakanlar savunma yaptı
Abone olTBMM Genel Kurulu’nda haklarında soruşturma önergesi verilen eski Bakanlar Zafer Çağlayan, Egemen Bağış ve Muammer Güler iddialara cevap ver...
TBMM Genel Kurulu’nda haklarında soruşturma önergesi verilen eski Bakanlar Zafer Çağlayan, Egemen Bağış ve Muammer Güler iddialara cevap verirken, Erdoğan Bayraktar konuşmamayı tercih etti. Görüşmeler sonrasında yapılan gizli oylamada, AK Parti grubu tarafından verilen 4 eski bakan ile ilgili Soruşturma Komisyonu kurulması önergesi kabul edildi.
TBMM’de 4 eski bakan hakkındaki soruşturma önergelerinin görüşmelerinde kendisini savunmak için söz alan eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, 17 Aralık’ta uygulanmaya çalışılan sistematik bir itibarsızlaştırma kampanyası ile karşı karşıya kaldığını söyledi. Gizlilik kararı olmasına rağmen hakkındaki asılsız iddialara cevap vereceğini söyleyen Çağlayan, “27 yıllık bir sanayicilik geçmişi olan bir işadamıyım. 2007 yılından beri bu kutsal çatı altında çeşitli görevleri üstlendim. Ben ülkemizin ticaretine, ihracatına, istihdamına katkı yapan her işadamı ile ilgilendim. Benim makamımı, hatta özel kalemimi işadamlarına tahsis ettiğim söylendi, ben bu iddiayı kabul ediyorum. Bu suç ise bu suçu 20 yıldır işlediğimi kabul ediyorum” dedi.
5 aydır aile boyu sıkıntı yaşadıklarının altını çizen Çağlayan, “Büyük bir yalan ile karşı karşıyayız. Bu ülke için canımız feda olsun. Bu güne kadar bazı milletvekillerinin ve taraflı basının diline dolamış olduğu saat konusuyla başlamak istiyorum. Bahse konu saatin şahsım tarafından alındığını ve bedelinin tarafımca ödendiğini belirtmiştim. Şahsım ile bazıları yakışmayan ifadeler kullandı. Bir kez daha anlatıyorum, bu saat tarafımca alınmış. Bedeli tarafımca ödenmiş ve mal beyanıma girmiştir. Rıza Sarraf’ın uçağı ile gittiğim iddiasına gelince siz insanların suçlu olup olmadığını nerden biliyorsunuz, ben en azından bilmiyorum. Defalarca hac ve umre ziyareti yaptım. Söz konusu ziyaretimi ben acenta üzerinden gerçekleştirdim, bu ziyaretin tarafımca ödendiğini size belgeleri ile gösteriyorum. Umre konusunun bu iftiralar içinde yer almasının sebebi aziz Türk milletinin manevi duygularını istismar etmektir. Geçin bu işi, bu işten size ekmek çıkmaz” diye konuştu.
İstanbul Atatürk Havalimanı’na gelen bir uçakta bulunan altın ile ilgili şahsına yönelik yapılan işlemle ilgili adli ve idari soruşturmaları engellediği yönündeki iddialara cevap veren Çağlayan, “Gana’dan gelen bir uçak, yükü ile ilgili olarak Gümrük İdaresi’ne gerekli belgeleri sunamadığı için bu durum Gümrük İdaresi’nce tutanağa bağlanmıştır. Daha sonra eksik belgeler tamamlanmış ve uçak Dubai’ye gitmiştir. Gerek gümrük, gerekse savcılıkta yapılan tüm işlemlerde adım dahi geçmezken, söz konusu iddia ile adım ilişkilendirilmiştir. Herhangi bir idari soruşturmaya engel olmadım. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı kovuşturmaya yer olmadığına hükmetmiştir. Ortada 1 liralık vergi kaybı ve kaçağı yoktur. Altın ithali, gümrük vergisi ve KDV’ye tabi değildir. Kaldı ki, bu teşebbüsü yapanların benimle ilgisi yoktur” şeklinde konuştu.
Rıza Sarraf’ın İran’a yaptığı ihracatta Halkbank’ın komisyon oranının düşürülmesi ve kolaylık sağladığı iddiasına cevap veren Çağlayan, “Ortada tipik bir yargısız infaz çalışması vardır. Ortada konu ile ilgili olarak savcılığın talebiyle Halkbank tarafından yapılan bir teftiş ve soruşturma bulunuyor. Halkbank yaptığı raporla bunları ortaya koymuştur” ifadelerini kullandı.
EGEMEN BAĞIŞ: “ARTIK SUSMAYACAĞIZ, YUTKUNMAYACAĞIZ”
Hakkındaki iddialara cevap vermek üzere kürsüye çıkan eski Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, “Bu kürsüde böylesine çirkin ve adice kurgulanmış iftiraların hedefinde yer alıyor olmaktan üzüntü ve acı duyuyorum” diyerek, 17 Aralık’tan bu yana gözü dönmüş bir örgütün sistematik bir itibarsızlaştırma çabasına maruz kaldığını söyledi. Şahsına, ailesine, partisine önceden planlanmış olduğu belli olan bir linç kampanyası başlatıldığını ifade eden Bağış, “Hukukun en temel ilkeleri, masumiyet karinesi ayaklar altına alındı. Bizleri ve partimizi itibarsızlaştırmak için organize bir algı operasyonuna girişildi. Tehditle, şantajla bizi susturamayanlar 17 ve 25 Aralık darbe girişimi ile bu sefer aslı astarı olmayan çirkin iftiralarla hakkımızda siyasi darağaçları hazırlamaya kalktı. Başbakanımızın dediği gibi, Allah düşmanımızın bile şereflisini nasip etsin. Bu iddialar ve iftiraların gündeme gelmesinin akabinde yüce Meclis’in huzuruna çıkıp bu kürsüden hesap vermiştik. Herkes konuştu, biz sustuk, iftiralar, yargısız infazlar devam ederken, biz milletin kürsüsünde kendimizi anlatmayı tercih ettiğimiz için bugünü bekledik. Artık susmayacağız, yutkunmayacağız. Bize bu hain kumpası kuranlarla ilgili mücadelemizi bundan sonra da sürdürmeye devam edeceğiz. Gerçekler er ya da geç ortaya çıkacak. Hiçbir zaman dokunulmazlığımızın arkasına saklanacak tıynette olmadık” dedi.
“Ne garip bir çelişkidir ki, dün bize ilticacı yaftası vurmaya çalışanlar, siyasi bir montaj ses kaydı üzerinden bizim imanımızı sorgulamaya kalktılar” diyen Egemen Bağış, paralel yapının daha önceden dinleyip, havuzunda tuttuğunu söylediği, 20 yıllık arkadaşı ile telefon görüşmesinin arşivden çıkartılıp montajlandığını ve bu montaj üzerinden imanını sorgulatmaya kalktıklarını belirtti. Bağış, “O kayıt aleni bir montajdır, mahkemeler nezdinde girişimlerimiz ilk günden başlamıştır. O ihanet merkezlerinde üretilen montaj ve dublajlarla insanlar lekeleniyor. Bizim imanımızı sorgulamak kimsenin haddi değildir, sizin hiç haddiniz değildir. Şahsımın bir işadamından rüşvet aldığı iddiası alçakça kurgulanmış bir iftiradır” diye konuştu.
Rıza Sarraf’ı 5 yıldır tanıdığını belirten Egemen Bağış, Rıza Sarraf’tan rüşvet aldığı iddialarına yönelik, “Bu iftira külliyen yalandır, iftiradır. Rıza Sarraf’ın babasına İtalya vizesi başvurusuna yardımcı olmam konusunda yardımcı olmam konusunda 500 bin dolar almışım. Güler misin ağlar mısın? 12 yıllık siyasi hayatım boyunca bende birçok kişinin vize almasına yardımcı oldum. Rıza Sarraf’ın babası için bir vize yardım talebi aldım, vizeye başvurmadılar bile” şeklinde konuştu.
CHP’li bazı milletvekilleri, Egemen Bağış’ın konuşmasını sırtlarını kürsüye dönerek protesto ettiler.
MUAMMER GÜLER: “BU SORUŞTURMA ÖNCEDEN KURGULANAN SENARYONUN ORTAYA KONULMASIDIR”
Hakkındaki iddialara cevap vermek için kürsüye gelen eski İçişleri Bakanı Muammer Güler, soruşturmanın başlangıcından operasyon aşamasına gelinceye kadar hukuksuzluk, aykırılık, yetki aşımı, yanlışlıklar içerdiğini söyleyen Muammer Güler, “Bu soruşturma adli nitelik taşımaktan öte, önceden kurgulanan senaryonun ortaya konulmasıdır. Bu operasyon gizli değil, yetkili ve görevli makamlardan gizlenmiş bir psikolojik harekat, itibarsızlaştırma ve hedefi belli bir algı operasyonudur. Gizlilik ve kısıtlılık kararı bulunan, müdafilerinin bile ince yetkileri olmayan dosya ayrıntılarının kasıtlı şekilde saptırılarak kamuoyuna yansıtılması soruşturmanın önceden hedeflenmiş amaçlar için kullanıldığını açıkça ortaya koymaktadır. Kanuna açıkça aykırı biçimde aylarca yürütülen, bakanların şüpheli olarak addedildikleri bu soruşturmadan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısının bilgisi yoktur. Gizli olduğu için yayınlanmayan Emniyet Genel Müdürlüğü Operasyon Yönetmeliği’ne de uyulmamıştır. Adli yargılama hakkı ihlal edilmiştir. Oğlumun ve diğer şüphelilerin ifadesi dahi alınmadan, Mali Şube Müdürü, görevden ayrılanlar, 18 Aralık tarihinde gözaltından 1 gün sonra 309 sayfalık bir dosya hazırlanıyor, yeni gelen görevlilere imzalatılmak isteniyor. İmzalamadıkları zamanda 18 tarihi itibariyle savcılığa teslim ediliyor. Bu rapor fezlekeye esas teşkil eden rapordur, hukuka aykırı, derhal imhası gereken delillere yer veren, suçüstü yapma olanağı varken yapmayan adli kolluğun sadece maddi olgu ve durum tespitiyle yetinmek yerine bu raporda bakan olarak şahsımı ve hükümetimizi kamuoyunda olumsuz bir algı oluşturacak tanımlarda bulundukları görülüyor. Bu görevliler kendilerini savcı, hakim, TBMM Soruşturma Komisyonu yerine koyarak, kesin bir şekilde suç nitelemesi yapmışlardır. TBMM Soruşturma Komisyonu’nun yetkisi kapsamındaki bu işlemlerin adli kollukça yapılmış olması açık bir yolsuzluktur” dedi.
“17 Aralık’ta oğlumla yaptığım iddia edilen telefon görüşmesi, maalesef benim konuşma yaptığım telefon ile o sırada arama yapan avukatın telefonları bu listede yok. Bu çok hazin bir şeydir” diyen Güler, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı ile kendi cep telefonundan yaptığı konuşmanın dahi basına sızdırıldığını ifade etti. Güler, “Bir bakanın ve bir Cumhuriyet Başsavcısının telefon konuşmasını kim dinleyebilir ve hangi yetki ile bunu basına sızdırabilir. Bu soruşturmada bir bakan şüpheli olarak addedilmiş, hakkında 8.5 ay soruşturma yapılmıştır. Bir bakan şüpheli olarak addedilemez, bir bakan hakkında Cumhuriyet Başsavcısı soruşturma yapmaya yetkili değildir” diye konuştu.
Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, soruşturma önergelerinde hakkında isnat edilen suçlarla ilgili konuşmama kararı aldı.
AK Parti grubu tarafından Egemen Bağış, Erdoğan Bayraktar, Muammer Güler ve Zafer Çağlayan hakkında verilen soruşturma komisyonu kurulması önergesi yapılan gizli oylama sonrasında kabul edildi. Yapılan oylamada 469 milletvekili oy kullandı. 453 milletvekili kabul oyu verirken, 9 milletvekili ret oyu verdi, 6 milletvekili çekimser, 1 milletvekili boş oy kullandı.
(İHA)