Eski Bakan Günay attığı Tweet’i savundu
Abone olEski Kültür ve Turizm Bakanı ve İzmir Milletvekili Ertuğrul Günay, sosyal medyada Ali İsmail Korkmaz hakkında yazdığı "Ali İsmail Korkmaz’ı...
Eski Kültür ve Turizm Bakanı ve İzmir Milletvekili Ertuğrul
Günay, sosyal medyada Ali İsmail Korkmaz hakkında yazdığı "Ali
İsmail Korkmaz’ı öldürenler hak ettiği cezayı almadan kimse bana
adaletten ve başka ülkelerin mazlumlarına merhametten söz etmesin"
mesajına açıklık getirdi.
Tatilini geçirdiği Antalya’nın Demre ilçesinde attığı tweet’i
yorumlayan Günay, Maide suresinden yaptığı alıntıyı paylaştığını
belirterek, "İnsanı haksız yere öldüren bütün insanlığı öldürmüş
olur. Bu ister bizim ülkemizde ister başka ülkede. Sonra da bu
korkunç olayı söyledim" dedi.
Ali İsmail Korkmaz’ın henüz 19 yaşında bir çocuk olduğunu ve 5-6
kişi tarafından dövülerek öldürüldüğünü, bundan daha vahim olanın
ise kamu görevlilerinin görüntüler ortaya çıkıncaya kadar olayı
saptırmaya ve gizlemeye çalıştıklarını aktaran Günay, valinin bu
süreçte yaptığı "Olayı kamuya yıkmaya çalışıyorlar" şeklindeki
açıklamasını ise vahim ve kabul edilemez olduğunu söyledi.
Görüntüler ortaya çıktıktan sonra kamuoyunda infial uyandığını
bildiren Ertuğrul Günay, Korkmaz’ı öldürenlerin hak ettikleri
cezayı almadan kimsenin adaletten söz etmemesi gerektiğini
savundu.
DÜŞMANLIKLAR YERLEŞTİRİLDİ COĞRAFYAMIZ İÇİNE
Adalete ve merhamete vurgu yaptığını savunan Günay, "Ülkemizdeki
yanlışı düzeltmeden, başka ülkelerin acıları konusunda birbirimizi
incitmeyelim. Elbette komşularımızdaki, tarihi bağlarımız olan
ülkelerdeki acılar bizim de yüreğimizi yakıyor. Suriye’deki
olayları acıyla, dehşetle üzüntüyle, ibretle takip ediyoruz.
Irak’taki olaylarda on yıllardır insanlar birbirini katlediyor.
İslam dünyasının başka düşmana ihtiyacı kalmadı. İnsanlar birbirini
öldürüyor ne yazık ki. Düşmanlıklar yerleştirildi coğrafyamızın
içine. Mısır’da çok önemli olaylar yaşanıyor. Hem darbe yapıldı.
Hem de darbeciler, masum halka çok acımasız davranıyorlar" şeklinde
konuştu.
HAKSIZLIKLARLA AYNI DUYGUSALLIKLA MÜCADALE ETMELİYİZ
Beynelmilel duyarlıkları olan birisi olarak, 2006’ yılında
İsrail’in Lübnan’a saldırdığı zaman Lübnan’a gittiğini, Bosna
savaşı sırasında Bosna’nın acılarına zor koşullar altında tanıklık
ettiğini ifade eden Günay konuşmalarını şöyle sürdürdü:
"Ama uluslararası duyarlılıklarımızın dünya kamuoyunda haklılık
yaratması için, kendi ülkenizdeki, haksızlıklarla da aynı
duyarlılıkla, aynı içtenlikle, aynı karalılıkla, aynı
duygusallıkla, aynı mantıkla mücadele etmeniz gerekiyor. Dicle
kıyısında bir kurt kapsa koyunu, gelir adli ilahi Ömer’den sorar
onu. Kaldı ki, on yıldan beri bu ülkeyi yönetiyoruz. Bu ülkedeki 17
yaşındaki çocuklar, 15 yaşındaki çocuklar bizim bu yönetimimizde
ergenliğe ulaştı. Onların bir hatası varsa, onun da
sorumlusuyuz".
Başka ülkelerdeki insanlar için gözyaşı dökmeyi saygıyla
karşıladığını kaydeden Günay, "Ben de duygusallığı olan bir
insanım. Ancak bizim ülkemizde ölen çocuklar için de ‘Allah rahmet
etsin’ dememiz, onların ölmemesi için gerekli ortamı, barışçıl
söylemi geliştirmemiz gerekiyor. Bunu yapmadan, kendi ülkemizde
adaleti tahsis etmeden başka ülkelerdeki acıları paylaşmanın çok
inandırıcı olmayacağı kaygısını paylaştım. Keşke bu Gezi olayları,
Mayıs ayında başladığı zaman hep birlikte duyarlılık
gösterebilseydik. Keşke Sayın Başbakan, ‘Ben ağaca da kıymam,
insana da kıymam. Bir bina projesini gözden geçiririm. Varsın
olmasın’ deseydi. Kaldı ki, Osmanlı dönemine ait bizim için
tarihsel, simgesel, manevi özelliği olmayan bir kışla binası. ‘Bu
olmasın, ama insanımızın da burnu kanamasın diyebilirdik’ hep
birlikte. Ama bir inada gelindi. Bu inat, Türkiye’ye ciddi
maliyetler getirdi" ifadelerini kullandı.
DIŞ POLİTİKADA AÇMAZA GİDİYORUZ
Dış politika hakkında da uzmanların ve Başbakan’ın yakın çevresinin
bir takım mazeretler bulmaya çalıştığını, bir yalnızlaşmaya doğru
gidildiğini ileri süren Ertuğrul Günay, şöyle konuştu:
"Maalesef mevzi kaybettiğimizi itiraf etmemiz gerekir. Dış politika
uzmanları, bizim partimizden de bunu itiraf ediyorlar. Dış
politikada çok ciddi bir sıkıntıya, çok ciddi bir açmaza gidiyoruz.
Duygusallık çok önemli bir şeydir, insani bir şeydir. Saygıyla
karşılıyorum. Ama dış politika duygusallık kaldırmıyor. Dış
politika ideolojik yaklaşımlar kaldırmıyor, dış politika ön
yargıları kaldırmıyor. Hem uluslararası çıkarlarınızı çok iyi
görmeniz, uzun vadeli bakmanız, insanlık değerleri konusunda
ödünsüz bir çizgi tutturmanız gerekiyor. Bizim bu alandaki
politikamızı gözden geçirmemiz gerektiği çok açık."
"MECLİS EKİM AYINDAN ÖNCE AÇILMALI, GÜNEYDOĞU’DA VAKUM VAR"
Meclis’in açılışı için Ekim ayının beklenmemesi gerektiğine
inandığını belirten Günay, parlamentonun Eylül ayı ortasında
toplanarak gündemdeki sorunları konuşması gerektiğini ifade etti.
Suriye ve Mısır’a gösterilen haklı ilginin yanında Türkiye’nin
Güneydoğusu’nda gelişen sorunlara da eğilmek gerektiğini kaydeden
Günay konuşmasını şöyle tamamladı:
“Çözüm süreci adı altında, kendi yurttaşlarımızın bir kesimi ile
demokratik haklar çerçevesinde bir insanlık düzeni kurmaya
çalışırken, orada oluşturulan bir vakum var. Bizim coğrafyamızın
dışından, bizim coğrafyamıza doğru oluşturulmaya çalışılan bir
otorite oluşturma çabası var. Bütün bunları bizim parlamentoda açık
yüreklilikle tartışmamız gerekiyor. Eylül ayının ortasını bile
beklemeden Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin toplanmasını çok büyük
içtenlikle arzu ediyorum."
(İHA)