Eski bakan Azimet Köylüoğlu'nun ifadesi ortaya çıktı 20 gün boyunca...
Abone olTelefon dolandırıcılarının son kurbanı 82 yaşındaki eski bakan Azimet Köylüoğlu oldu. Bankalardaki tüm birikimini kaptıran Köylüoğlu, 15 milyonluk evini vekalette sorun çıkınca kurtardı.
Teledolandırıcılara yarım milyon lira kaptıran, Sarıyer
İstinye'deki lüks bir sitede bulunan yaklaşık 15 milyonluk evini de
dolandırıcılara kaptırmaktan kıl payı kurtulan Eski Devlet Bakanı
Azimet Köylüoğlu'nun ifadesi ortaya çıktı.
Sabah'ın haberine göre Köylüoğlu ifadesinde, "Bir telefonumu sürekli açık bırakmamı istediler. Böylece beni dinleyip, kayıt altına aldılar. Eğer telefon kapanırsa, saat başlarında arayıp 'Alo' dememi istediler. Başkası aradığında ise bana, 'Kim aradı, neden aradı' tarzında sorular sordular. Evimin pencere ve kapılarını kapatmamı, evde oturmamı söyleyen bu kişilerin aralıksız bir şekilde kontrolü ve baskısı altında kaldım. 20 gün boyunca bana ve yakınlarıma ait bilgileri tarafıma söyleyip, yakınlarım üzerinden beni tehdit ve hakaretlerle baskı altına aldılar. 20 gün boyunca bu şekilde yaşadım" diyerek yaşadığı kabus dolu günleri güvenlik birimleriyle paylaştı.
İstanbul Bebek'te 79 yaşındaki Prof. Dr. Ahmet Demirel'in 10 günde 10 milyon, ünlü sosyolog Prof. Dr. Nilüfer Narlı'nın da 500 bin lira ve altınlarını dolandıran teledolandırıcıların son kurbanı Eski Devlet Bakanı Azimet Köylüoğlu oldu. 82 yaşındaki eski bakan, kendisini arayan ve savcı ile polis numarası yapan tele-dolandırıcılara bankalardaki tüm birikimini kaptırdı. Eski bakan, az daha oğluna ait İstanbul Sarıyer İstinye'de lüks bir sitede yaklaşık 15 milyon liralık dairesini de dolandırıcılara devrediyordu. Evin satışı vekalette sorun çıkınca yapılamadı. Köylüoğlu, avukatı aracılığıyla güvenlik güçlerine sunduğu şikayet dilekçesinde nasıl dolandırıldığını ve yaşadığı kabus dolu 20 günü anlattı.
İlk temas 24 Ağustos'ta
Köylüoğlu'nun
anlatımlarına göre dolandırıcılar ilk kez 24 Ağustos'ta kendisiyle
temasa geçti. Köyluoğlu'nun kullanımındaki 2 ayrı cep telefonu
sürekli birden farklı telefon numarasından aranarak tedirgin
edildi. Dolandırıcıların ismi ise Ferhat S. ve Yusuf Y. idi.
Dolandırıcılar, Köylüoğlu'nu iki telefonundan bir tanesini sürekli
açık tutmaya zorladı. Böylece ne konuştuğunu, kimlerle görüştüğünü
öğrenip kayıt altına aldılar. İşte 20 gün boyunca türlü hakaret ve
psikolojik şiddete maruz kalan Köylüoğlu'nun nasıl dolandırıldığına
dair ifadeleri ve psikolojik şiddete maruz kaldığı o korkunç süreç:
Özellikle yakınlarıma kötülük yapılacağı yönünde tehdit ve
hakaretlere uğradım. Benim telefonumu ellerindeki telefonla
eşleştirdiler ve beni fiziken sürekli takip ederek psikolojik baskı
altına alıp dolandırdılar.
Kimliğiniz kullanıldı
Kendisini Antalya Cumhuriyet Başsavcısı Galip Öztürk olarak tanıtan
bir kişi ve daha sonra devreye giren kişiler bana, 'Devlet adına
yürütülmekte olan bir operasyon sırasında sizin kimlik bilgileriniz
kullanıldı. Bu durumun farkındayız. Bu kişileri yakalamak üzere
operasyon gerçekleştireceğiz. Sizden yardım talep ediyoruz' dediler
ben de kabul ettim.
Paralarımın seri numaraları
alınacakmış
Bana, 'Ben emir verinceye kadar internet
bankacılığını kullanma' dediler. Kendisini Antalya Asayiş Şube
Başkomiseri İhsan Demir olarak tanıtan dolandırıcı ise,
operasyondan sonra zararımın örtülü ödenekten giderileceğini, can
ve mal güvenliğimin devlet garantisinde olduğunu söyledi. Benim
vereceğim paraların seri numaraları alınacak, operasyon yapılacak
kişilere yem olarak gönderilecekmiş. Suçlular operasyonla suçüstü
yakalanacak ve operasyon bittiğinde zararımı tazmin edeceklerini
söylediler.
Kimlik numaramın son 3 hanesini
değiştireceklerdi
Ayrıca bana kimlik numaramın son 3
hanesinin de operasyondan sonra güvenlik amacıyla değişeceğini
bildirdiler. Banka hesaplarımdan bilgim, iznim olmadan Ferhat
Söğütlü ve Yusuf Yıldırım isimli kişiler internet bankacılığı
üzerinden vadeli hesapları kapattırdı. Bana ait hesaplar arasında
aktarma yaparak yine vadeli döviz hesabını da liraya çevirttirerek
havale yaptılar.
Kripto para aracı kurumunda hesap
açmışlar
Benim üzerime kripto para alım satım
işlemlerine aracılık eden Paribu'da hesap açtılar. Banka
hesaplarımdan Paribu'daki hesaba havale yaptılar. İlk etapta 31
Ağustos'ta 20 bin lira, ertesi gün ise bin lira gönderilmiş. Bu
işlem iznim ve onayım olmadan yapılmış.
Telefonumu kendilerininkiyle
eşleştirdiler
Banka hesabımdan para çıkışı yapılınca
bana mesaj geliyordu ancak, telefonumu bu kişilerle eşleştirdiğim
için hesap hareketlerimdeki işlem bilgilendirmesi benim
telefonlarıma gelmiyordu. Benim telefonuma uzaktan yaptıkları
müdahalelerle internete girmemi önlediler. Şifrelerimi
değiştirdiler. Hatta telefonum bozuldu ve yeni telefon almak
zorunda kaldım. Beni şifre değişimi için 2 kez bankaya
gönderdiler.
20 gün boyunca tehdit ve hakaretlerle
yaşadım
20 gün boyunca bana ve yakınlarıma ait
bilgileri tarafıma söyleyip, yakınlarım üzerinden beni tehdit ve
hakaretlerle baskı altına aldılar. 20 gün boyunca bu şekilde
yaşadım. Bu süreç boyunca İzmir Foça'da tek başıma yaşıyordum.
Kimseden yardım alamadım. Kurdukları baskıyla, sağlıklı kararlar
vermeme engel oldular.
Bir telefonumu sürekli açık bırakmamı söylediler. Böylece beni dinleyip, kayıt altına aldılar. Eğer telefon kapanırsa, saat başlarında arayıp 'Alo' dememi istediler. Başkası aradığında ise bana, 'Kim aradı, neden aradı' tarzında sorular sordular.
Evimin pencere ve kapılarını kapatmamı, evde oturmamı söyleyen bu kişilerin aralıksız bir şekilde kontrolü ve baskısı altında kaldım. Oğlumun üzerine olan Sarıyer'de lüks bir sitede bulunan ev, bu kişilerin belirleyeceği kişilere satışını yapmam için beni zorladılar. Bu sebeple İstanbul'a Sarıyer Tapu Dairesi'ne gittim. Vekalette sorun çıkınca gerçekleşmedi ve oğlumun yanına gittim.