Eşinin şehadet belgesini istiyor
Abone olAğrı’nın Doğubayazıt ilçesine bağlı Kazan köyünde 1994 yılında öğretmenlik yaparken eşi ve çocuğunun gözü önünde teröristler tarafından şehi...
Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesine bağlı Kazan köyünde 1994 yılında
öğretmenlik yaparken eşi ve çocuğunun gözü önünde teröristler
tarafından şehit edilen öğretmen Sait Korkmaz’ın eşi Aklime
Korkmaz, gözyaşları arasında 20 yıldır şehadet belgesi alamadığını
şehit işlemlerini otopsi ve ölüm belgesiyle yaptığını anlattı.
Kürt kökenli Sait Korkmaz, Mustafa Kemal Üniversitesi Eğitim
Fakülkesi Sınıf Öğretmenliği bölümünü bitirdikten sonra gönüllü
olarak 1994 yılında Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesine bağlı Kazan
köyüne eşi Aklime Korkmaz ve kız çocuğu ile birlikte gitti. Ancak
bir gece yarısı teröristler kapıyı çalıp öğretmeni dışarı
çıkartarak, kurşuna dizip çocuğu ve eşinin gözü önünde
öldürdüler.
Öğretmenlik yaparken henüz görevinin 8. ayında terör örgütü PKK
tarafından şehit edilen Sait Korkmaz’ın eşi Aklime Korkmaz o günden
beri şehadet belgesi almaya çalışıyor.
Korkmaz, kocasının şehit olduğunu 20 yıldır sakladığı otopsi ve
defin belgeleriyle kanıtlıyor. Korkmaz şehadet belgesi almak için
Adana İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne defalarca müracaat etti, ancak
bir sonuç çıkmayınca BİMER’e başvurdu.
"EŞİM CAN ÇEKİŞİRKEN BİZE KİMSE YARDIM ETMEDİ"
Aklime Korkmaz, 20 yıl önce yaşadığı o kan donduran olayı şöyle
anlattı:
"Bir gece yarısı kapımız çalındı ve "Hoca hoca aç kapıyı" dendi.
Kocam kapıyı açtığında eli silahlı insanlar karşımıza çaktı. Eşimi
dışarı çıkardılar 4.5 aylık hamileydim, 2.5 yaşında kız çocuğum
vardı. Eşimi gözümün önünde öldürüp gittiler. Kapıyla aramızda kısa
bir mesafe vardı eşim ’Aklime’ diye bağırdı bunun üzerine silah
sesleri duyuldu. Bağırdım ’Sait’ dedim lambayı yaktım eşim
ayaktaydı yere düştü. Koştum yanına gittim, ’beni de vurun’ dedim
ama kimseyi görmedim. Başımdaki örtüyü sağ göğsünün üzerindeki
kurşun yarasına koydum. Köye koştum yardım istemeye, kimse yardım
etmeye gelmedi. Kızım ’Anne ne oldu’ dediğinde tek dediğim ’Sait
ölme ne olur ölme’ oldu, ’çocuğunu gör ne olur’ dediğimi
hatırlıyorum. Yaşlı teyzelerin eteklerine sarılıp ’ne olur bana at
arabası verin eşimi hastaneye götüreyim’ dedim ama ’de git başımıza
belamısın sen’ dediler. Ben hem Kürtçe hem Türkçe bunları söyledim
çünkü ben Kürt kökenli bir Türk vatandaşıyım. Kürtçe eşim sizin
çocuklarınız için geldi ’Ne olur yardım edin’ dedim ama kimse
yardım etmedi. En sonunda saat 02.00 gibi rahmetli vefat ediyor,
başını dizime koyup, Kelime-i Şahadet getirttim, ağzına bir damla
su koydum koştum evden bir minder getirdim, üzerine üşümesin diye
yorgan örttüm en son baktım ki eşim vefat etti. Kızımı aldım köy
muhtarının kardeşinin evine sığındım."
"ÇÖPÇÜ OLSAYDI DA ÇOCUKLARIM BABASIZ KALMASAYDI"
Tırnağıyla kazıyarak bugüne geldiğini belirten Korkmaz, "Ben bu
zamana kadar para pul istemedim. Tek istediğim şehadet belgesiydi.
Ama onu da bir türlü vermediler. Milli Eğitim Bakanlığı bu şehit
öğretmene şehadet belgesi veremedi. Öğretmeni yolu olmayan suyu
olmayan hastanesi olmayan köye öğretmen olarak veriyor ama ona bir
şehadet belgesi vermiyor. Biz köye gittiğimizde o köyün ne yolu ne
suyu vardı. Buna rağmen bize şehadet belgesi verilmiyor. Bize ya
Başbakanımız ya da Cumhurbaşkanımız el atsın. Yıllardır Milli
Eğitim Bakanlığı’na başvuruyorum, orası İçişleri Bakanlığı’na
gönderiyor, İçişleri Bakanlığı’da bu belgeleri kendi bakanlığınıza
veriyor diyor. Bimer’den başvuru yaptım o bakanlık ona, o kurum
diğer kuruma gönderip duruyor. Keşke eşim çöpçü olsaydı çocuklarım
babasız kalmasaydı. Bugün ben eşimin şehit olduğunu 20 yıllık defin
ve otopsi raporlarıyla belgelemek zorunda kalıyorum. Ne kadar acı
birşey. Madalya istemiyorum madalya onların olsun şahadet belgesi
istiyorum" diyerek gözyaşı döktü.
Bu arada, Adana İl Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri ise Aklime
Korkmaz’ın başvurusunun gerekli yerlere iletildiğini sonucun
beklendiğini bildirdi.
(İHA)