İstanbul'un bugüne gelebilmiş en eski ve en önemli su yapılarından biri olan Atışalanı Su Sebili, bakımsız hali ve içinde bulunan çöplerle dikkat çekiyor. Esenler İlçesi Atışalanı Mahallesi'nde bulunan tarihi eser 'Süleymaniye' ve 'Beylik' adında 2 ayrı yapıdan oluşuyor. Bunlardan Süleymaniye Kubbesi 5,5 metre olup sekizgen kubbeye sahipken, Beylik Kubbesi de 3.45 metre yüksekliğinde ve piramit çatı şeklinde."Birbirine kanalla bağlı olan iki yapıda da ciddi tahribatlar göze çarpıyor. İçi çöplüğe dönen ve bakımsızlıktan dolayı harabeyi andıran bu yapı, bir dönem evsizler tarafından da kullanılmış ancak daha sonra semt sakinlerinin şikayeti üzerine belediye ekipleri tarafından çevresi bariyerlerle çevrilerek girişlerine demir parmaklıklar örülmüş. Semt sakinlerinin birçoğu söz konusu tarihi yapının farkında bile değil. Onlardan biri olan ve 30 yıldır Atışalanı'nda ikamet ettiğini söyleyen Bülent Kaçak, “Maalesef bilmiyorum ne olduğunu az önce öğrendim. Çöplük, pislik içinde ve maalesef bakımsız. Ben buraya biraz uzak oturuyorum. Kütüphane için geldim. Ama yıllardır bu yolu kullanırım. Böyle bir tarihin var olduğundan haberim yoktu. Böyle bir yapıyı bilmememin sebebi de bu derece bakımsız olmasından dolayı." diye konuştu.Tarihi yapının mevcut durumunun çok üzücü olduğunu belirten kent araştırmacısı Berk Erkent de şunları söyledi: "Burası çok eski bir yapı. Şu anda tam kaç yılında yapıldığına dair net bir bilgi yok. Ama en az 400 yıllık olduğu kesin. Çünkü 1650'li yıllarda bir çizimde yer alıyor. Burası İstanbul'un en eski su yolları olan Halkalı su yollarının bulunduğu bölge. Halkalı, Mahmutbey, Bağcılar'dan gelen suların tarihi yarımadaya ulaşması için bu güzergahı kullanıyordu.Burası da Avasköy Maksemi olarak anılan bir bölge. Buradan tarihi yarımadaya özellikle, çok önemli mekanlara Topkapı Sarayı, Nuriosmaniye Cami gibi Sur içi İstanbul'una en önemli yerlerine su taşıyan, su yollarının üzerinde olan bir yapı. Burada Halkalı sularına ait, gelen sular ikiye ayrılırdı. Bu daha çok Avasköy Sebili olarak anılıyor ama, sebilden daha çok bir maksem aslında. İşte o halkalı suları buradan 2'ye ayrılırdı Süleymaniye ve Beylik suları olarak. Buradan da 2 kol halinde tarihi yarımadaya giderek belli mekanların su ihtiyaçlarını karşılardı"