Nan Goldin, mutsuz aile ortamı ve özellikle çok sevdiği kız kardeşinin intiharından çok etkilendiği bir çocukluğun ardından Boston’a yerleşti. Tufts Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden mezun olur olmaz soluğu New York’ta alan Goldin, burada dostlarıyla kurduğu alternatif ailesinden, post-punk, new wave müzik ortamlarından, Stonewall da dahil 80’lerdeki eşcinsel hareketten ilham alarak fotoğraflar çekti. Kimi zaman, sevgilisinin uyguladığı şiddeti belgeledi, kimi zaman da Greer Larkson, Cookie Mueller gibi yakın dostlarının AIDS’e yakalanıp ölüme gidişlerini. “Fotoğraf benim hayatımı kurtardı. Başıma ne zaman korkunç ve travmatik bir şey gelse hep fotoğraf çekerek hayatta kalmayı başardım” diyor. Genelde arkadaşlarını model olarak kullanan ve gördüğünü aktaran Goldin, tekniğinin kusurlu olmasına aldırmıyor. Önemli olan, o an orada olmak ve an'a tanıklık etmek. Tanıklık ederken de yansıtabilmek.