Adana Otistik Çocuklar Sağlık ve Eğitim Derneği Başkanı Sosyolog
Fehmi Kaya bütün Otistik çocukların ateist olduğunu
belirterek, ‘’Otistik çocukların beyinlerinde inanç
olmadığı için Allah’a inanmayı bilmiyorlar’’ açıklaması
bir etnik grup daha doğurdu. ‘’otistik
ateistler.’’
Sayın araştırmacı/düşünür Sosyolog için, basında söylenmedik söz
kalmadı…
Ben de naçizane sormak istiyorum kendisine; otistiklere kadar,
Allah’a inanan(!), dışarda inançlı görünüp kul hakkı
yiyen/dolandıran/hırsızlık yapan binlerce sözde inanan için nasıl
bir tedavi yöntemi düşünüyorsunuz? Ha tedaviden önce
inanan/inanmayan nasıl teşhis edeceksiniz sahi? Ah şu inanışın
Allah’la kul arasında yaşandığı gerçeğini bir kavrayabilsek…
Kendisi için bir linç kampanyası olduğundan şikayetçi olan Sayın
Sosyologum; ‘’Aslında inanın hiçhak
etmiyorsunuz(!)’’
Geçtiğimiz haftanın flash söylemleri bununla bitmiyor.
Gülay Göktürk hanfendi çıkışlarında Fazıl Say’ı dahi solda
bırakarak, ‘’Anime çocuk pornosunda insan kullanılmadığı
sürece insan hakkı ihlali yoktur’’ diyerek gündemi taaa
ortasından vuruyor.
Bu tartışmalar ve anime çocuk pornosu özgürlüğünün savunulması
toplumda hangi felaketi beraberinde getirir ve kimlerin kafalarını
karıştırır(söylediklerinizi anlamayanlar adına sayın yazarım)
bilemiyorum ama Göktürk’ün kafası hayli karışmış görünüyor.
Vatan gazetesi Ruhat Mengi’yle devam edelim. Mengi der ki;
"Ben Müslüman’ım, sen Müslüman’sın, o Müslüman, bizler..
sizler.. onlar da.. Diğer dinlerden, inançlardan olan vatandaşları
da bir yana bırakalım ve farz edelim ki çevremizdeki, ülkemizdeki
herkes Müslüman.. Peki Allah, o Müslüman mı? Son din olsa da,
Yaradan’ın “belli bir dine ait olduğunu” kim iddia
edebilir?"
Ben de uzun süredir bunu kim söyleyecek diye tetikteydim(!)
Mahkemeden çıkan Fazıl Say kararına tepki olarak konuşan
Menginin Fazıl’ı Allah’a havale edelim sözü de kayda değer. Bundan
sonra mahkemeden Allah’a havale kararları çıkabilir dikkat! (Şu an
kendi havalelerimi bir bir saymaktayım)
Bakınız ünlü yönetmen Fatih Akın’da Avrupa’da yapmış
yapacağını…
Yunan gazetesi ToVima’ya verdiği demeçteTürkler ile Yunanlar
arasındaki
benzerlikler sorulduğunda, “Yunanlar Türkler kadar tembel
değil. Sokaklara
dökülüp öfkesini dile getirebiliyorlar. Öfkesi için
konuşabiliyor, yazabiliyor.
Bunlar benim için demokrasi işaretleri. Bunlar benim
halkımda yok” diye
konuşmuş. (siz kendinizi Türk gibi görmüyordunuz zaten, Alman gibi
hissediyorsunuz)
Ha bu arada Almanya’da yaşayan Türkler için, Almanya’da yaşayan
herkes Almandır cevabını vermiş.(hoppaa)
Yönetmen haklı efendiler…Yunanlar sokaklarda
öfkelerini/kızgınlıklarını dile getirebiliyorlar. Zaten iş de yok
ekonomi patlamış, ülke batmış, herkes sokaklarda isyanlarda… Ama
sayın yönetmenim uzaklardan bir ayrıntıyı kaçırıyor; Türkler belki
sokaklarda aktif değiller ama sosyal medyayı profesyonelce
kullanarak, reformlar yapıyorlar, kararlarda değişikliğe neden
olabiliyorlar,yazarlar dersen sosyal medya üzerinden hiç
söylenmemişi söyleme yarışındalar her şey bir tık ötede…
Yönetmenciğim; lütfen sıkı takip…
Ha bu arada Yunan gazetesine niye iyi bir şeyler söylemek
zorunda kaldınız ki ?
Eşcinsel evlilik…
Bu arada içinize su serpecek bir haber; Fransa Meclisi
eşcinsellerin evlenmesine ve evlat edinmesine imkan sağlayan yasa
tasarısını 225 red oyuna karşı 331 oyla kabul etti.
Fransa’da artık eşcinsel evlilik serbest.
Aslında Fransa halkının büyük çoğunluğu eşcinsel evliliklerde
evlat edinmeye karşı. Benim de tam bu nokta da kafam karışıyor.
Aile de anne/baba rol model.
Farklı bir aile tablosu ortaya çıkmakta ve evlat edinilen
çocukların eşcinsel olması kaçınılmaz. Bu toplumlarda çok farklı
aile tabloları ile birlikte eşcinselliğin ciddi ölçüde artacağının
ayak sesleri değil mi?
Hem Müslüman hem Hristiyan olmak!
Avrupa’da yaşayan ve Hristiyan’la evlenen çok fazla Müslüman
var. Bu evliliklerde ben iki dini de yaşıyorum, iki dine birden
inanıyorum diyen çiftler var. Ne dersiniz; sizce, iki dine birden
inanılır mı? İkisi aynı anda yaşanılabilir mi?
twitter.com/Aylaname
facebook.com/aylaname