Eşcinsel polisin atılmasına Bakanlık izahı!
Abone olİçişleri Bakanlığı'na göre bir memurun eşcinsel olması, 'memurluk sıfatıyla bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak' suçu...
Eşcinsel olduğu için disiplin soruşturmasıyla görevine
son verilen polis memuru F.E., kararın düzeltilmesi için yargıya
başvurunca İçişleri Bakanlığı “Kanun bu tür memurların
ayıklanmasını öngörmüştür” yanıtını verdi.
Cinsel yönelimi nedeniyle başlatılan disiplin soruşturması sonucu
görevine son verilen polis memuru F.E., idari kararın düzeltilmesi
için yargıya başvurdu.
Başvurduğu her mahkemeden ret kararı alan F.E.’nin Danıştay’a
yaptığı itiraza ilişkin görüş sunan İçişleri Bakanlığı Hukuk
Müşavir Yardımcısı ise yazısında skandal niteliğinde ifadelere yer
verdi.
Burcu Karakaş’ın Milliyet’teki haberine göre, Bakanlık bürokratı,
“Kamu hizmetinin gerekli saygınlığı yitirmiş memurlar eliyle
yürütülmesi bireylerin idareye olan güven duygularının sarsılmasına
neden olabileceği kuşkusuzdur. Kanun böylesi bir tehlikenin
zuhurunu önlemek için müsebbiplerinin devlet memuriyetinden
çıkarılması suretiyle idare aygıtından bu tür memurların
ayıklanmasını öngörmüştür” dedi.
Danıştay Tetkik Hakimi’nin “özel hayat” itirazına rağmen F.E.’nin
talebi oy çokluğuyla bir kez daha reddedildi.
"UTANÇ VERİCİ HAREKET"
İstanbul’da görevli polis memuru F.E. hakkında 2009’da çocuk
pornosu bulundurduğuna dair ihbar yapıldı. İhbar üzerine evi basan
polisler, F.E.’ye ait bilgisayara el koydu. Fakat ihbarın asılsız
olduğu ortaya çıktı ve takipsizlik verildi.
Ancak, bilgisayar kayıtlarında F.E.’nin eşcinsel olduğuna dair
belgeler bulununca hakkında disiplin soruşturması başlatıldı.
Soruşturma neticesinde, İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu,
F.E.’nin “memurluk sıfatıyla bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz
kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak” suçu işlediği
gerekçesiyle devlet memurluğundan çıkarılmasına karar verdi.
Polis memuru, bu karar üzerine işlemin iptali istemiyle İstanbul 8.
İdare Mahkemesi’nde dava açtı. Ancak mahkeme, verilen cezada
mevzuata aykırılık bulunmadığı sonucuna vararak davanın reddinde
karar verdi.
Bu karar üzerine F.E., Danıştay’a temyiz talebinde bulundu. Temyiz
talebini inceleyen Danıştay 12. Dairesi’nin 8 ay önce talebi
reddetmesi ve kararı onaması üzerine E.’nin avukatı Fırat Söyle
dosyayı karar düzeltme talebiyle tekrar Danıştay 12. Dairesi’ne
taşıdı.
Danıştay Tetkik Hakimi Şevket Polat, F.E.’nin görevine son
verilmesine gerekçe gösterilen fiillerin, Anayasa’nın 20. maddesi
ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. maddesi uyarınca “özel
hayat” kapsamında bulunduğunu ve disiplin suçu teşkil etmediğini
savunarak, yürütmenin durdurulması yönünde görüş bildirdi.
Ancak, daire üyeleri oybirliği ile “ileri sürülen hususların
kararın yürütülmesinin durdurulmasını gerektirecek nitelikte
olmadığı” gerekçesiyle durdurma talebini reddetti.
"REŞİT BİR BAYANLA
YAŞIYOR"
İçişleri Bakanlığı da, karar düzeltme talebine ilişkin yazdığı
yazıda, F.E.’nin devlet memurluğundan çıkarılmasına neden
gösterilen gerekçelere yer verdi. Bakanlık Hukuk Müşavir Yardımcısı
Adnan Türkdamar tarafından kaleme alınan yazıda, F.E.’nin eşcinsel
olduklarını kabul eden 2 erkekle kimi dönemlerde aynı evde kaldığı
gibi detaylar belirtildi. Ayrıca, F.E.’nin, bir bayanla aynı evde
birlikte yaşaması” da “yüz kızartıcı ve utanç verici fiil” olarak
değerlendirildi.
Bakanlığın yazısında, ayrımcılığa karşı yapılan itiraza da
şu yanıt verildi:
“Kanun, kamu görevinin inanılır, güvenilir, toplum nezdinde
itibarlı ajanlar eliyle yürütülmesini amaçlamıştır. Kamu hizmetinin
gerekli saygınlığı yitirmiş memurlar eliyle yürütülmesi bireylerin
idareye olan güven duygularının sarsılmasına, kişi-idare
ilişkilerinde arzu edilmeyen olumsuz bazı gelişmelere neden
olabileceği kuşkusuz olup, kanun böylesi bir tehlikenin zuhurunu
önlemek için önlem almış ve müsebbiplerinin devlet memuriyetinden
çıkarılması suretiyle idare aygıtından bu tür memurların
ayıklanmasını öngörmüştür.”