Suriye’deki 13 yıldır yaşanan şiddetin yansımasıdır Seydnaya hapishanesi,
Yüreğim durdu, dilim sustu, ruhum yoruldu görüntülerden
İnsan mezbahası Seydnaya Hapishanesi,
Beşar Esad yönetiminin düşmesinden sonra, yakınlarından haber almayı uman Suriyeli siviller ülkenin en gizli ve en kötü şöhretli hapishanesi Seydnaya'ya akın akın gidiyor.
Başkent Şam'ın 30 kilometre kadar kuzeyinde, 1980'li yılların başında küçük bir kasabada kurulan hapishane, Esad ailesinin rejimlerine karşı çıkanları uzun zamandır tuttuğu bir yer.
İnsan mezbahası, Seydnaya hapishanesi Esad diktatörünün sırlarını taşıyordu. Bu hapishanenin içinden hiç görüntü verilmemişti.
Seydnaya Esad'ın baskıcı yönetiminin, işkencelerin, esaretin ve acının yaşandığı yerdi. Yıllar boyunca Suriye Ordusu ve askeri istihbaratı tarafından yönetildi. Binanın inşasına 1980'li yılların başında girişildi. 1,4 kilometrekare büyüklüğündeki hapishaneye ilk mahkumlar 1987'de, Beşar'ın babası Hafız Esad'ın iktidarının 16. yılında götürüldü.
Hapishanenin iki tutukevi vardı. Beyaz bina, rejime sadık olmadığından kuşkulanılan subaylar ve askerler için yapılmıştı.
Ana hapishane olan Kırmızı bina, rejim karşıtlarından, başlarda da İslamcı örgütlere üye olduklarından şüphelenilenlerden oluşuyordu.
Kırmızı bina ‘da tutulanların, sık sık çeşitli işkence yöntemlerine maruz bırakıldığını ve bunlar arasında ağır dayak, tecavüz, gıdaya ve ilaca erişim kısıtlamasının yapıldığı,
Kırmızı Bina'dan infaz edileceklerin listesinin, öğle saatlerinde geldiğini ve askerlerin idam mahkumlarını yaklaşık 100 kişinin bulunduğu bir hücrede dövülüp gözleri bağlanarak mahkumların infaz odasına götürüldüğü,
Daha sonra asıldıklarını anlatıyor gardiyanlar.
Seydnaya Hapishanesi'nde infaz, işkence, tıbbi bakım eksikliği ve aç bırakılma nedeniyle 2011-2018 arasında 30 binden fazla tutuklu öldü. Her gün 50 mahkum infaz edilmiştir.
ABD Dışişleri Bakanlığı, 2017'de öldürülen mahkumların cesetlerinin yakılması için yetkililerin hapishanede bir krematoryum inşa ettiğini savundu.
Çocuklarının, babalarının, eşlerinin, yakınlarının ve sevdiklerinin fotoğraflarını ellerinde taşıyan, bir umut çıkıp gelmiş anne babalar, eşler, kardeşler...
Duvarlara asılmış kayıp ilanları,
Ölümün kokusunun sindiği hücreler,
Özgür olduklarına inanamayan mahkûmlar,
Tecavüze uğrayan kadın mahkumlar,
Kan kokusunun havayı sardığı, et kokan duvarlar,
Öldürülen mahkumların preslenmek suretiyle yok edilen bedenleri,
75 bin kişilik iki toplu mezar,
Ölüm makinası Seydnaya
Yürek durdu, dil sustu, ruh yoruldu, insanlar ve insanlık öldü Seydnaya’da