Esad sonrası hükümet için ilk adım!

Suriye Ulusal Konseyi'nden George Sabra, muhaliflerin İstanbul'daki toplantısında Suriye ulusal misakı üzerinde anlaşmaya varıldığını belirterek, "Özgürlüğümüzü, şerefimizi geri alabilmek ve birlik halinde mücadelemizi devam ettirmek üzerinde mutabakata vardık" dedi.

Sabra, Türkiye'nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen ve Suriyeli muhalifleri bir araya getiren Pendik The Green Park Otel'deki toplantının ardından düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, Suriye muhalefetinin tüm kesimlerini kapsayan geniş tabanlı bir toplantı gerçekleştirildiğini ifade ederek, toplantıya katılanların özgür orduyu desteklediğini söyledi.

George Sabra, toplantı sırasında mutabakata varılan hususlara değinirken, "Her şeyden önce Suriye ulusal misakı üzerinde anlaşmaya varılmıştır. Özgürlüğümüzü, şerefimizi geri alabilmek ve birlik halinde mücadelemizi devam ettirmek üzerinde mutabakata vardık" dedi.

Suriye'de zulüm ve kan dökmenin devam ettiğini, binlerce vatandaşın yerinden, yurdundan edildiğini ve başka ülkelere göç ettiğini anlatan Sabra, vatandaşlar ve reform talebinde bulunanların mücadelelerini sürdürdüğünü, özgür iradeyle bu direnişleri gerçekleştirdiğini kaydetti.

Sabra, Suriye halkının tamamının halihazır yönetimin devrilmesi için kenetlenmiş durumda olduğunu, yaklaşık 40 yıldan fazla süredir devam eden bu zulme "dur" demek istediğini dile getirerek, Suriye devrimcilerinin görüş ve düşünce birliği içerisinde gayretlerini, direnişlerini devam ettireceğini vurguladı.

George Sabra, "Gelecek Suriye'nin milli misakı, ulusal misakı üzerinde mutabakata varılmıştır. Yeni kurulacak Suriye devletinin ana ilkelerini belirtiyorum; bağımsız, özgür bir ülkedir, halkının kendi özgür iradesiyle geleceğini tespit edebilecek araç gereçlere haiz bir devlet olacaktır" diye konuştu.

Geçici hükümetin, halihazır yönetim ve idarenin devrilmesi akabinde kurulacağını, bunun kurulmasının ön çalışmaları için bir komisyon oluşturulduğunu ifade eden Sabra, "Bu komisyonun yapacağı çalışmalar Suriye halkına bir referandumla arz edilecektir. Suriye halkı özgür iradesiyle çalışmayı geçirip onaylayacaktır" dedi.

Suriye Ulusal Konseyi'nden George Sabra, her vatandaşın ülkesinin kaderinin tespit edilmesinde söz sahibi olduğunu belirterek, Suriye başkanı ve yöneticisinin, özgür vatandaşların iradesiyle, oylarıyla seçileceğini bildirdi.

Sabra, Türkiye'nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen ve Suriyeli muhalifleri bir araya getiren Pendik The Green Park Otel'deki toplantının ardından düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, toplantıda mutabakata vardıkları konulara değinerek, insan haklarına saygı gösterilmesinin gerek toplum tarafından gerekse devlet tarafından ana ilke olarak benimsendiğini ifade etti.

Suriye halkının çok kültürlü ve çok mozaikli olduğunu kaydeden Sabra, "Bu birbirinden parçalanamaz ve bölünmeyi kabul etmez. Biz geçmişte olduğu gibi ülkemizi nasıl bina etmişsek yine birlikte bina edeceğiz. Herhangi bir ırk ayrımı veya vatandaşlar arasında tefrikaya gidilmeyecektir. Gerek dini açıdan olsun gerekse ırk açısından olsun Türkmen, Süryani, Arap, Kürt ve bütün bu mozaik, Suriye halkını oluşturan temel unsurlardır. Hepsi aynı eşit haklara ve görevlere haizdir" diye konuştu.

Siyasi alanda faaliyet göstermek isteyen vatandaşların önüne herhangi bir engel oluşturulmayacağını belirten Sabra, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Her vatandaş ülkesinin kaderinin tespit edilmesinde söz sahibidir. Suriye başkanı ve yöneticisi, özgür vatandaşların iradesiyle, oylarıyla seçilecektir. Suriye'de seçilecek devlet başkanının yetkileri hazırlanacak anayasa ile tespit edilecektir. Sözü edilen anayasa, vatandaşlarımızın haklarına, özgürlüklerine, tüm kişisel haklarına saygılı olacak, aynı zamanda koruyacaktır. İsteyen istediği inanç esası üzerine ibadet hakkına haizdir. Kadının hakları anayasa ile garanti altına alınacaktır. Gerek sosyal hakları gerekse devlet içerisindeki görev ve hizmetleri eşit hakka haiz olacaktır. Hazırlanacak olan anayasa, tüm inanç sahiplerini koruması altına almakta ve şemsiyesi altında barındıracaktır."

-"Anayasada, insan haklarının ihlal edilmesi suç olacak"-

George Sabra, anayasada, insan haklarının ihlal edilmesi veya herhangi bir vatandaşa karşı laik olmayan bir davranışta bulunulmasının suç olacağını vurgulayarak, kurulacak hükümette ve yeni devletin şemsiyesi altında yönetimde görev yapmak isteyenlere herhangi bir müdahalede bulunulmayacağını bildirdi.

Sabra, şunları kaydetti:
"Birinci hedef, vatandaşa hizmettir. Yasal kurum ve kuruluşlar oluşturulacak. Her şeyden önce adaletin gerçekleştirilmesinde büyük bir titizlikle davranılacaktır. Geçtiğimiz dönem artık geride kaldı. Önümüzdeki dönemde vatandaşların birbiriyle kucaklaşmaları temin edilecek ve adalet dikkate alınacaktır. Yeni Suriye, uluslararası düzeyde ve bütün ülkeler nezdinde hak etmiş olduğu yerine oturacak ve yerini alacaktır. Suriye, her zaman bölgede ve uluslararası düzeyde barışçıl ilişkilerini idame ettirmeye devam edecek. Arap Birliği Ligi bağlamında ve diğer uluslararası kuruluşlar nezdinde üzerine düşen görevi ifaya devam edecektir. Aynı zamanda yeni Suriye, işgal altında bulunan topraklarının bir an önce kurtarılması ve bu topraklardan yabancı güçlerin çekilmesi için gereken çabayı gösterecektir. Kamu mülkü ve malı yolsuzluklar nedeniyle herhangi bir şekilde alınmış ise geri iadesi temin edilecektir. Adaletin gerçekleştirilmesi sağlanacaktır. İşsizliğe çözüm bulunacak ve yolsuzluklara son verilecektir. Serbest ekonominin yerleşmesi için gerekli olan altyapının hazırlanmasına bir an önce gayret edilecek. Ayrıca, yaşam seviyesinin yükseltilmesine çalışılacaktır. Fakirlikle mücadele edilmesi ana hedefler arasındadır. Yeni Suriye, önümüzdeki dönemde demokrasinin kökleşmesi için samimi çabalarını, gayretlerini devam ettirecek. Vatandaşlarıyla el ele, omuz omuza vermek suretiyle uygar dünyaya yetişebilmesi yolunda gayret gösterecektir. Tarihe bir yön verilecek. Suriye vatandaşı artık kendi geleceğine kendisi karar verecektir. Yaşasın Suriye. Şehitlerimizi minnetle anıyoruz."

Sabra'nın konuşmasının ardından toplantıya katılan Kürtler, "belgede kendilerine yeteri kadar yer verilmediğini" belirterek, toplantı salonundan ayrıldı.