Esad, Sezer'e hayran kaldı
Abone olABD'nin bunalttığı Suriye'de Cumhurbaşkanı Sezer konuşuluyor. Liderleri Beşar Esad onun bu jestini unutamıyor. Şam'da sarayında Ali Kırca'nın sorularını yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Sezer'in Şam ziyareti öncesi Suriye Devlet Başkanı
Esad, SABAH'a konuştu: Küçük bir ameliyat geçirmesine rağmen Sayın
Sezer babamın cenazesine gelmişti. Onun bu jestini unutamam.
Sezer'in jesti unutulmaz
Yalnızlığa terk edilen Suriye, Cumhurbaşkanı Sezer'in gezisini
bekliyor. Devlet Başkanı Beşar Esad, baskılara rağmen geziyi iptal
etmediği için Sezer'i takdir ediyor.
Cumhurbaşkanı Sezer'in, gelecek hafta Şam'a yapacağı resmi
ziyaretin öncesinde, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Sabah ve
atv'yi kabul etti. Babasının neredeyse bütün zamanını geçirdiği,
Beşar Esad'ın ise pek kullanmadığı sarayın görkemli salonunda
yapılan görüşmede; Suriye'nin uluslararası alanda "sıkışmışlık ve
yalnızlık" duygusunu yaşadığı bir dönemde yapılacak ziyarete büyük
önem verildiği ortaya çıktı. Devlet yetkililerinden sokaktaki
Suriyeli'ye kadar herkesin dilinde ve kalbinde Türkiye... İşte
böyle bir iklimde, Esad'la yaptığımız görüşmenin ilk bölümü...
İlk defa, sarayın bu görkemli salonunda röportaj
verdiğinizi biliyoruz. Burası Sezer'i kabul edeceğiniz salon.
Sanırım, bu; ziyarete verdiğiniz önemi gösteriyor. Başkalarını
eleştirmek gibi olmasın ama; Ortadoğu'da röportaj randevuları
genelikle saatinde gerçekleşmez. Siz tam sözleştiğimiz anda salona
girdiniz. Bu da değişimin simgesi sanki. Ziyarete gelince; Sezer'in
gelişinin bazı çevrelerde rahatsızlık yarattığı, gitmemesinin
istendiği söylendi. Bu bağlamda ziyareti nasıl
değerlendiriyorsunuz?
BAŞTA AMERİKA...
- Öncelikle sizi ve atv'yi Suriye'de konuk etmekten mutlu olduğumu
belirtmek istiyorum.Verilen randevulara sadık kalma konusuna
gelince, eğer gelişmiş ülkeler ve toplumlar olmak istiyorsak,
önemsiz gibi görünen bu işlerle başlamalıyız.Yani verdiğimiz
randevulara ve elbette sözlere bağlı kalmalıyız. Ben sizinle
yapacağımız görüşmeyi, hem Sayın Sezer'in ziyareti öncesine
rastladığı için, hem de bölgemizde önemli gelişmelere denk geldiği
için önemsiyorum. Ben ve Suriye halkı Sayın Sezer'in Haziran
2000'deki jestini unutmayız. Küçük bir operasyon geçirmiş olmasına
rağmen merhum babamın cenaze törenine katılmıştı. Bu tavrı ile
hepimizi derinden etkilemişti. Ama en önemlisi, bu ziyareti Sayın
Sezer'in tutumundan dolayı daha da önemsiyoruz. Çünkü Sayın
Cumhurbaşkanı tüm baskı ve tehditlere rağmen bu ziyareti
gerçekleştireceğini söyledi. Bu kararlı tavrı, aslında kendine
saygılı olan bir devletin ve bir ulusun tavrıdır. Bu ziyaret önemli
olduğu kadar başarılı da olacaktır.
Başka hangi güçler ziyareti istemedi?
- Amerika bu güçlerin başında geliyor. Ancak tek başına değil.
Başka ülkeler de Suriye'ye baskı yapmaya çalışıyor. İşin ilginç
tarafı bu ülkeler ve güçler, farklı isimler taşısa da aynı
yöntemlere başvuruyorlar. Onlar, Suriye'nin Osmanlı devletinden
ayrılmasından sonra hep Suriye ve Türkiye arasındaki çelişkilere
ümit bağlamışlardır. Türkiye'ye yaptığım ziyaret sırasında hep şunu
söyledim: Uluslararası güçlerin aramıza girmesine izin vermekle
büyük hata yaptık. Biz güçlü olursak, onlar bölgeyi istedikleri
gibi ele geçiremezler.
SINIR ARTIK GÜVENLİ
57 yıl sonra gerçekleşen bir ziyaret yaptınız Türkiye'ye...
Neden bu kadar gecikti?
- Aslında ilişkilerimizde yeni bir şey olmadı. Var olan süreci
yeniden keşfettik. Kardeş olduğumuzu yeniden keşfettik. Bu gerçeği
Türkiye'ye yaptığım ziyaret sırasında yaşadım ve gördüm. Siyasal ve
diplomatik düzeyde sağlanan olağanüstü gelişmeleri, benbir de
halkın içinden görmek istedim. Bu nedenle eşimle birlikte
Kapalıçarşı'ya giderek halkla içiçe olduk. İnsanlar, inanılmaz
duygulu, içten ve sıcak bir şekilde bizi karşıladı. Bu ise az önce
söylediğim gerçeği kanıtladı: Dış güçler bizi birbirimizden
uzaklaştırdı ve bizler birbirimizi tanımaz olduk. Ama artık tüm
bunlar geride kaldı.
İkili ilişkilerin gelişmesinin önündeki somut sorunlara
gelelim. Örneğin su sorunu, Hatay sorunu. Türkiye'yle imzaladığınız
ikili ticaret anlaşmalarının, Hatay'la ilgili sınırları kabul
etttiğiniz anlamına geldiği söylendi. Haritalarınız hâlâ değişmedi?
Ne zaman değişecek?
- Dostça yaklaşınca sorunların çözümü daha kolaylaşır. Fakat,
unutmamak gerekir ki, sözünü ettiğiniz sorunlar, uzun geçmişi olan
sorunlar. Çözümü için de belirli bir zamana ihtiyaç var. Örneğin,
şu anda Türkiye-Suriye sınırı çok istikrarlı ve güvenli bir
sınırdır. İki tarafta akraba insanlar yaşıyor. İnsanlar
birbirlerini ziyaret edebiliyor. Kendilerini yabancı bir ülkede
hissetmiyorlar. İşte bu nedenle, ben diyorum ki, sorunlarımız ancak
bu tür duyguların gelişmesi ve güçlenmesi ile çözülebilir. Yani
sorunu devletler değil, iki halk çözecek.
ÇÖZÜME İNANIYORUM
Ama haritalarınız ne zaman değişecek?
- Çözüm gelecektir. Bu konu ile ilgili olarak çerçeveler konuşuldu.
Biz bu sorunları çözmek zorundayız ve bunun için kararlıyız. Ancak
bunun için bir zaman gerekli. Benim bu konuda gönlüm rahat ve siz
de gönlünüzü rahat tutun ve bu sorunun çözüleceğine inanın.
Ayrıntıları medyada konuşamayız. Bu konu belirli hassasiyeti olan
bir konudur. Ancak, bir kez daha size her şeyin doğru yolda
yürüdüğüne dair güvence verebilirim. Ben rahatım ve iyimserim.
Bir zamanlar su sorunuyla, Suriye'nin teröre desteği masada
koz olarak görülüyordu. Su sorunu hangi aşamada?
- Özal'la 1987'de imzalanan anlaşmada Türkiye, Suriye'ye belirli
bir miktar su bırakmayı taahhüt etti. Türkiye bu taahhüdü yerine
getirdi, getiriyor. Su konusunda bir problem yok. Sayın Sezer'le
Ankara'daki ilk görüşmemizde bu konu gündemin ilk konusuydu. Aynı
sorun Sayın Erdoğan'la görüşmemizde de gündeme geldi. Önemli olan
siyasal anlamda bir sorunun olmamasıdır.
Teröre verdiğiniz destek konusunda geçmişin acı olaylarını
yeniden deşmek istemiyoruz. Ama bugün için şunu söyleyebilir
misiniz: Bugün için Suriye topraklarında PKK ya da KongraGel üyesi
kimse yoktur, diyebilir misiniz?
- Bildiğiniz gibi PKK, Türkiye'de, Suriye'de, Irak'ta ve başka
yerlerde illegal olarak faaliyette. Ancak, Suriye ile Türkiye
arasında bu konuda tam bir işbirliği var. Türkiye'ye zarar verecek
herşey bize de zarar verir. Bunu yalnızca PKK için söylemiyorum.
Kasım 2003'te, İstanbul'daki patlamalarda çok yakın işbirliği
içindeydik. Yani, güvenlik alanında aramızda çok yakın ve geniş
kapsamlı bir işbirliği var.