Ertürk'ten İmar Bankası itirafı
Abone olBDDK Başkanı Tevfik Bilgin, İmar Bankası'nın kayıtlarına tam olarak ulaşılamadığını söyledi. Ertürk, İmar Bankası'ndaki olayları 'çok zekice bir iş' olarak yorumladı...
BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, İmar Bankası’nın, 3 Temmuz 2003’teki
el konulmasından önceki kayıtlarına hala ulaşılamadığını
belirterek, "2003’ten önceki kayıtlar ya yokedildi ya da belli
şifrelerle kayıt altına alındı. Ama o şifreler hala çözülemedi"
dedi. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Bankacılık Yasa Tasarısı’nın
görüşmelerinde, İmar Bankası gündeme geldi. CHP İstanbul
Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu, BDDK’da boşalan üyeliklere
zamanında atama yapılmaması nedeniyle İmar Bankası’na zamanında el
konulamadığını belirterek, bu zararın ne kadar olduğu sorusuna
BDDK’nın "tespit edilmediği" yanıtını verdiğini söyledi. "BDDK
kaçak güreşiyor" diyen Kılıçdaroğlu, TBMM’nin kendisine yetki
vermesi halinde bunu 2 ay içinde tespit edebileceğini söyledi.
Şekerbank’da bir mudinin hesabının kendi isteği olmaksızın banka
yöneticileri tarafından off-shore’a aktarıldığını hatırlatan
Kılıçdaroğlu, bu konudaki davada BDDK’nın taraf olmamasını
eleştirdi. Kılıçdaroğlu, "BDDK’nın taraf olmamasını anlayamadım.
BDDK taraf olacak ki suçlu banka yöneticileri cezasını çekecek,
mudi de hakkını arayacak" dedi. CHP Mersin Milletvekili Mustafa
Özyürek, TMSF’nin Yahya Murat Demirel ile Şevket Demirel arasındaki
ilişkiyi 5.5 yılda tespit edebildiğini ifade ederek, "Son anda
bankaya el konuluyor. Böyle olunca başkaları da ’bu gasptır’
diyebiliyor. TMSF, BDDK görevini savsaklarsa sonuç almak güç
oluyor. Bu kurumlar zamanında tespit yapabilmeli" dedi. "ÇOK ZEKİCE
YAPILAN BİR İŞ..." Milletvekillerinin soru ve eleştirilerine yanıt
veren BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, İmar Bankası olayının "çok
ilginç" ve daha önce el konulan bankalardan farklı olduğunu
belirterek, "Bu olay, organize ve çok teknik yöntemler kullanılarak
yapılan bir dolandırıcılıktır" dedi. İmar Bankası’na 3 Temmuz 2003
tarihinde el konulduğunu hatırlatan Bilgin, "3 Temmuz 2003
tarihinden önceki kayıtlara hiçbir şekilde ulaşılamadı. Hala
ulaşılamıyor. Eğer size verilen bilanço esas alarak
yaklaşırsanız...Evet bir bilanço var, aktif ve pasifleri düşerseniz
aradaki farkı bulursunuz. Pasif dediğiniz, mevduat dışında başka
kalem yok. Aynı şekilde aktiflerin de diğer kalemleri hiç yok.
2003’ten önceki kayıtlar ya kaybedildi, yokedildi ya da belli
şifrelerle kayıt altına alındı. Ama o şifreler de çözülemedi" dedi.
İmar Bankası yargılamalarına yansıyan bir konuşmayı aktaran Bilgin,
"Genel müdür yardımcısı baş genel müdür yardımcısına, banka
faaliyeteyken ’mevduatımız ne kadar’ diye soruyor. Başgenel müdür
yardımcısı, ’bu konuları çok karıştırma’ diyor. Öyle bir yapısal
organizasyonda yapılan iş ki...Çok zekice yapılan bir iş olduğunu
söylemekte yarar var" diye konuştu. Türkiye’deki tüm emniyet ve
denetim birimlerinin konuyla ilgilendikleri halde 2003 yılı öncesi
kayıtlara ulaşılamadığını anlatan Bilgin, sorunun boyutunun
algılandığından daha büyük olduğunu vurguladı. Bilgin, Şekerbank
ile ilgili soruya yanıt verirken; 48 banka, 6 binden fazla şube ve
milyonlarca mudinin varlığına işaret ederek, "Bankacılık Kanunu’nda
böyle bir husus olmadığı için davaya müdahil olamıyoruz" dedi. "IMF
İSTEDİ DİYE BAŞBAKANLIĞI KAPATACAK MIYIZ?" CHP’li Kılıçdaroğlu,
tasarıyla, Bankalar Yeminli Murakıpları’nın kaldırılmasını
eleştirerek, "Bir ülke kurumlarıyla ayakta kalır. Birileri istiyor
diye bu kurumları bıçağın altına verip kesmek doğru değil. IMF
istiyor diye nitelikli elemanların bulunduğu bu güzide kurumları
yoketmek üzüntü vericidir. IMF istiyor diye yarın Başbakanlığı,
Merkez Bankası’nı da kapatacak mıyız? Böyle bir şeyi yapmayı nasıl
içimize sindirebiliriz? IMF karşısında dik durmayan bir hükümetin
ülkenin çıkarlarını korumak için dik duracağını hiç sanmıyorum"
dedi. AK Parti Ordu Milletvekili Cemal Uysal’ın, "konuyu IMF’ye
bağlamamak gerekir. Bir dönüşüm yapılıyor" demesine Kılıçdaroğlu,
"Kadının aldattığını en son kocası duyarmış. IMF dayatmadı
diyorsunuz ama IMF, sitesinde bile bunları yazıyor" diye karşılık
verdi. CHP İstanbul Milletvekili Birgen Keleş ise Kılıçdaroğlu’na,
"O söz tam tersidir. Kocanın aldattığını en son kadın duyarmış"
dedi. "TERİM’E 110 MİLYAR LİRA VERMEYE GOCUNMUYORUZ..." Fon kurul
ve üyelerinin ücretinde Başbakanlık Müsteşarı’nın aylık ücretine
göre düzenleme yapılması, CHP ve AK Parti’li milletvekillerince
eleştirildi. AK Parti Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya, bu
kişilerin önemli bir görev yaptığını kaydederek, "Yanlış, eksik
yapıldığında hesap soracaksanız mali bakımdan imkan da
vermelisiniz" dedi. CHP İstanbul Milletvekili Ali Kemal Kumkumoğlu,
Başbakanlık Müsteşarı’na tanınan hakların sadece maaşla sınırlı
olmadığını belirterek, "Başbakanlık Müsteşarı’nın oturduğu evi
hangi milletvekili maaşı ile kiralayabilirsiniz? Kendisine sunulan
imkanlarla herhalde devlete maliyeti yüzmilyarlarca liradır. Bize
de bir kart verilse istediğimiz gibi harcasak hiç maaş istemeyiz"
dedi. CHP’li Kılıçdaroğlu, Milli Takım Teknik Direktörlüğü’ne
getirilen Fatih Terim’e ayda 110 milyar lira ücret ödeneceğini
hatırlatarak, "Terim’e 110 milyar lira ödemekten gocunmuyoruz.
Başbakanlık Müsteşarı’nın aylığı neden her konuda ölçü oluyor? Bu
parlamentonun kendi iradesini sınırlamaktır" görüşünü savundu.
"BORCU SİLECEĞİZ" TMSF Başkanı Ahmet Ertürk, komisyon üyelerinin
sorularını yanıtlarken, Hazine’nin fona 22 milyar dolar
aktardığını, bu miktarın faiz ve diğer işlemlerle birlikte 47-48
milyar dolara yükseldiğini belirterek, şunları söyledi: "Bu paranın
ödenemeyeceği herkes tarafından biliniyor, çünkü bir karşılığı yok.
Ancak bu borcun kayıtlarda devam etmesi de hazinenin hesaplarını
yanıltıyor. Fon’un bu borcunun kayıtlardan çıkarılması gerekiyor.
Ancak şu bilinmelidir ki Fon’un tahsilatları kuruşuna kadar
hazineye aktarılacaktır. Bu model üzerinde bir mutabakat var ancak
kesin bir karar yok. Fon’dan hazineye 1,5 milyar dolarlık ilk
aktarma ile önemli bir başlangıç yaptık. Bu konuda bir düzenleme
yapılmasa bile tahsilatların tümü hazineye aktarılacaktır." Ertürk,
Fon’un devraldığı şirketlere kaynak aktarmasının kesinlikle söz
konusu olmadığını ve bu nedenle bazı gazetelerde Fon’a devredilen
bir televizyon kanalına Fon’dan para aktarıldığı yolundaki
haberlerin gerçeği yansıtmadığını belirterek, bu şirketlerin normal
ticari ilişkiler içinde varlıklarını sürdürdüklerini söyledi.
Ertürk’ün bu sözleri üzerine AK Parti’li Uzunkaya, bu tasarı ile
Türkiye’de bankacılıkla ilgili sorunların çözülmesinin mümkün
olmadığını söyledi. "TOPLUM HORTUMLAMAYI 10 YIL BOYUNCA SEYRETTİ"
AK Parti Balıkesir Milletvekili Ali Osman Sali de Ertürk’ün
sözlerini dehşete kapılarak dinlediğini belirterek, "Eğer bu
borçları silme noktasına geldiysek, bu bankaları devlet bankası
yapalım. Ancak sayın bakanın bize taahhütü bu borçların ödeneceği
yolunda. Demek ki her şey değişti"diye konuştu. CHP İstanbul
Milletvekili Birgen Keleş, TMSF Başkanı’nın kendilerinden bu
paraların tahsili için yasa isteyeceğine, alay eder gibi bu
borçların ödenemeyeceğini söylediği belirterek, "Burada
çaresizliğin yasalardan mı yoksa yabancı baskılardan mı
kaynaklandığı açıklanmalıdır"dedi. Komisyon üyelerinin bu
sözlerinin ardından yeniden söz alan TMSF Başkanı Ertürk, şunları
söyledi: "Burada yapılan bir hesap işi, aritmetik işi. Bu bilançoyu
biz yaratmadık, devraldık. Bu bilanço 10 yılda oluştu ve toplum
bunu 10 yıl seyretti. Biz TBMM’den aldığımız yetkileri sonuna kadar
kullanarak bugüne kadar hazineye 1,5 milyar dolar aktardık ve
aktarmaya devam edeceğiz. Ancak. tabii ki bu acı bir tablodur ve
tüm toplumun kendisini sorgulaması gereken bir tablodur." CHP
Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi de konuşmasında, bu konuda asıl
sorgulanması gereken kişinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olduğunu
ileri sürerek, "Kamu bankalarından hortumlanan kredilerin üzerine
kim gidiyor? Hortumları kestik diyenlere bunu sormak gerekir"
dedi.