Yok etmenin bir kaç yöntemi vardır... Son yılların en
geçerli tekniği, küreselleşme adı altında yok edilme... Batı bu
tekniği sonuna kadar kullanmakta... Fakir ülkeleri daha fazla
sömürüp milletleri aç bırakarak, soykırım yaparak ya da yapana göz
yumarak...
En başarılı teknik; yok edilmek istenen milletin örf,
adet, kültür ve en önemlisi dini inançlarına yine o milletin
kendisini kullanarak, köklü bir yerleşme hareketi içerisine varolan
kültür varlıklarını elinden almasını başardığından o millet millet
olmaktan çıkar bir takım insan kalabalığı haline dönüşür...
Özellikle dini inançla desteklenmeyen, hedefi olmayan, milli bir
duygudan uzak yaşayan bu kitleninde, küresel güçler tarafından
sürekli sömürüleceği ve ezileceği kaçınılmaz bir gerçektir...
Devam,
Dünyamız küreselleşme adına yavaş yavaş yok edilmek
isteniyor... Şeytanın planlarını işleten küresel ülkeler ve
dahilindeki yöneticileri dünyamızı yaşanmaz hale getirmek için her
türlü planı gerçekleştirme peşinde...
Globalleşme stratejisi milletleri esir almanın başka
bir yoludur... Globalleşme yani küreselleşmenin varacağı son nokta;
devletler arasında sınırları kaldırıp, maddi manevi tek devlet
olmaya varacaktır... Olabilir mi? Çok zor görünüyor. Ama
küreselleşme perdesi arkasında fakir devletlerin daha fazla
sömürülmesi mümkün olacaktır.
Küreselleşme, kültür emperyalizminin ve sömürünün
kılıfıdır... Dünya finans ve siyasi sisteminin bir arada ve tek bir
merkezden yönetilip uygulamaya sokulmasıdır...
Küreselleşmenin amacı olan Yeni Dünya Düzeni'nde
Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler, NATO ve Dünya Kiliseler
Birliğinin öncülüğünde Müslüman ülkelere amansız bir savaş
başlatılmıştır...
Bu savaşta Avrupa'da ki müslümanların sindirilmesi,
Afrika'dan Kafkaslar'a, Çin'den Orta Avrupa'ya kadar olan
bölgelerde yaşayan müslümanların imhası hedef alınmakta...
Son günlerde Arakan'da yaşananlar buna açık
delildir... Feryatlarını Türk halkından ve devletinden başka ne
duyan var ne yardım eden... Zulüm gören ve katledilen Müslüman
olunca tüm dünya sesizliğe bürünüyor... Hiç kimse çığlıklarını
duymuyor... Halbuki iki budist olaylar sırasında öldürülseydi,
Hollywood'da filmi yapılır Oskar'ada aday gösterilip en iyi film
dalında ödül verilirdi... Ne yazık ki Arakan'da yaşanan vahşete ve
soykırıma kurban edilen müslümanlara Türkiye dışında yardım elini
uzatan yardım etmek isteyen sağduyu vicdan sahibi olan başka bir
ülke, devlet yok.
Kalkınmakta olan ülkelerde bölünmeler ve çatışmalar
desteklenmekte. Zengin ülkeler fakir ülkelere silah satarak daha
zengin olurken, fakir ülkeler bu silahlarla savaşarak
tükenmektedir...
Kürelleşmeyi yönlendiren, küresel sermaye
yöneticileri ve küresel ülkeler başka güçlü ülke görmek
istemiyorlar.. Başta Türkiye olmak üzere engel gördükleri bütün
ülkelerin bölünmesini istiyorlar... Avrupa Birliğinin en büyük
amacı Türkiye'yi parçalamak ya da parçalanmış olduğunu görmek...
Çünkü Türkiye'nin varlığı bir çok planlarına engel teşkil
etmekte...
Türk milletinin ve devletinin iradesinden sadece
batılılar rahatsız değil. Maalesef ülkemizde bu küresel çeteye
hizmet eden bir takım kuruluş, medya ve maaşlı çete elemanları
var...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz hafta
Anadolu'nun Fethi Malazgirt 1071 anma programında konuştu ve şiir
okudu..
Okuduğu şiir yakın bir dostum olan Gökbörü
Gençosmanoğlu'nun rahmetli babası Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu'na
ait.
Yiğitler kan döker, bayrak solmaya, Anadolu başlar,
vatan olmaya, Kızılelma’ya hey, Kızılelma’ya, En güzel marşını
vurmadan mehter, Ya Allah Bismillah Allahuekber...
Hürriyet gazetesinin "Şansölyesi" şiirde geçen
"Kızılelma" sözünden rahatsız olmuş ki rahatsızlığını köşesine
taşıyarak dile getirmiş...
Türk medya tarihine Almanların operasyonel adamı
olarak geçen, Müslüman Türklerin herşeyinden rahatsız olduğu gibi
Kızılelmasından da rahatsız olan, cenazesinin bile kiliseden
kalkmasını arzulayan, "ben çok orjinalim" deme adına her türlü
marjinal söylem ve tavırlarıyla bilinen dünyanın en büyük beyaz
Türk'ü. O çok sevdiği Almanlar adına 28 Şubat'ta başrol kapan,
inançlı Türk halkını attığı gazete manşetleriyle aşağılayan,
dönemin hükümetine dönemin askerleri tarafından darbe yapmaları
adına cesaret veren Alman damgalı koşer, artık son demlerini
yaşıyor...