Ertuğrul Özkök'ten 'muhafazakar kadınlara' çıkma teklifi
Abone olHürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök'ten muhafazakar kadın yazarlara çağrı geldi.
Hürriyet si yazarı , bugün "Muhafazakar
kadına çıkma teklif ediyorum" başlıklı bir yazı kaleme
aldı.
Yazısına başlıkla ilgili savunma yaparak başlayan Özkök, önce "Hemen kulaklarını dikme, muhafazakâr erkek arkadaş..." dedi ve devam etti:
"Merak etme, “çıkmak” fiilinin ne anlama geldiğini
çok iyi biliyorum.
Sen aradan çekil, bugün kadınlarla
konuşacağım.
Evet, yanılmadın...
Muhafazakâr kadınlara çıkma teklif
ediyorum."
NEDEN BÖYLE BİR TEKLİF YAPTI?
Özkök bugünkü yazısını kaleme almasının gerekçelerini de şöyle
anlattı:
"Son yıllarda muhafazakâr kadınlarla çok güzel ve benim açımdan
öğretici bir ilişki kurmuştum.
Görüşüyorduk, konuşuyorduk, birbirimizin yazılarını
okuyorduk...
Ne yazık ki, önce Gezi, sonra 17 ve 25 Aralık olayları
aramızdaki duvarları yeniden yükseltti.
Ondan önce muazzam bir sosyal açılım yapan muhafazakâr kadın köşe
yazarları, bizim tarafla ilişkilerini bıçak gibi kestiler.
Peki Özkök'ün kendi tanımıyla 'çıkma teklif ettiği' muhafazar kadınlar kim?
Sibel Eraslan, Nihal Bengüsu Karace ve Hidayet Ş. Tuksal
İşte Özkök'ün yazısının devamı...
Bugün onlara seslenmek istiyorum...
Mesela Sibel Eraslan’a...
Sevgili Eraslan...
Harika romanın “Saklı Kitap”ı bana heyecanla
getirdiğin günü dün gibi hatırlıyorum.
“Ne oldu Allah aşkına...
Lütfen elini kalbine koy ve söyle. O kitapta anlattığın
kahramanına ne oldu?
İkna odalarından bile başı yukarıda çıkıp da muhafazakâr
sevgilisi tarafından terk edildiği gün saçlarını kazıtan o kızın
ruh halini bu ülkede benden daha iyi kim anladı.
Kim anlattı ve yazdı...”
“Acının ihramından çıkamayan” o kadını benden daha
iyi anlayan bir muhafazakâr erkek var mıydı...
O kadını anladım...
Çünkü ona başörtülü diye değil, kadın diye baktım...
Saçları kazınmış o kızın hali içimi çok yaktı.
Aşk acısının, ikna odasından bile daha ıstıraplı olduğunu çok iyi
bilirim de ondan...
Ne oldu da bizler artık hiç konuşamıyoruz...
Mesela Nihal Bengisu Karaca...
Caz müziğine olan merakını ve bilgisini çok iyi biliyorum.
Neden konuşamıyoruz...
Kamusal sohbet diye bildiğimiz tek mekân siyaset meydanı mıdır
yani...
Mesela muhafazakâr kadının “kırk yaş meselesi” hiç
mi yoktur...
Çıksak, bir yerde karşı karşıya otursak, sormak isterdim.
Başörtüsü inancı mı açar...
Yoksa, içimizdeki insanı saklamaya mı yarar...
Mesela Hidayet Ş. Tuksal...
Hiç tanımasam da, oturup konuşmak isterim.
Siyaseten kafa tutmayı bilen bir kadın, acaba hayatının başka hangi
alanlarında da kafa tutma cesaretine sahiptir...
Mahremden bahsetmiyorum...
“Çıkmak” fiilini kullandığım zaman, benim
sözlüğümde, “bunkerimizden, siperimizden çıkmak” anlamına
geliyor.
O yüzden muhafazakâr kadına çıkma teklif ediyorum.
Korkmayın...
Başörtülü erkekler kadar ahlaklıyız...
Hatta bazı şeyleri daha iyi bile anlarız...
En azından kendi payıma...