Ertuğrul Özkökten enfes bir yazı

Gazeteciliğin diğer göz önünde olunan meslekler gibi insan egosunu tatmin eden bir yanı olduğu aşikarkardır. Göz önünde olmak, fikirlerinin dinlenilmesi güzel bir duygudur. Fakat zaman zaman bu durum abartılarak özel şöforlü arabalarla, gökdelenlerdeki, plazalardaki ofislerde hemen her konuda ahkam kesildiği de olmuyor değil.

Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök bu düşünceleri biraz daha ileri götürerek bazı gazetecilerin  hatta kendilerini "tanrılık katında" gördüklerini ve "Her gün o tahttan, aşağıdaki ölümlüleri yargılayıp, mahkûm ettiği" düşüncesinde. Özkök bu tanrılık katındaki gazetecileri ise şöyle tarif ediyor:

"Sadece ben ve birkaç arkadaşım, dürüst, namuslu ve erdem sahibiyiz, geriye kalan herkes pisliğe bulaşmıştır" duygusu, bu ego hastalığının terminal safhasıdır. Artık hiçbir zihni kemoterapi bu hastalığı iyileştiremez.Bunlar kim midir? Etrafınıza bakın, en çok "Ben bunu yazmıştım", "Bunu ilk ben yazmıştım" diye durmadan göğsünü yumruklayan, böbürlenen kim varsa önce onlardır."