Ertuğrul Özkök sonunda pes etti
Abone olKaleme aldığa her Orhan Pamuk yazısının ardından dostlarının sitemleriyle karşılaşan Hürriyet Özkök sonunda pes etti. Özkök son kez Pamuk yazısı yazdığını belirtti.
Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök sonunda 'pes'
dedi. Kaleme aldığı her Orhan Pamuk yazısının ardından dost ve
ahbaplarının sitemleriyle karşılaşan Özkök, nda yine de Pamuk'u
iğnelemeden edemedi:
Yazı: Ertuğrul Özkök
Kaynak:
ÖNÜMDE, CNN’de Tayfun Ertan’ın Orhan Pamuk’la yaptığı sohbet
programına katılan bir İletişim Fakültesi öğrencisinin mektubu
duruyor.
İddiasına göre program sırasında Orhan Pamuk’a soru sormak istemiş;
ama bunları sormasına izin verilmemiş.
Benim de sormak istediğim sorular vardı.
Program gece saat 22.00’de başlamıştı.
Ondan iki saat kadar önce, şehrin en merkezi yerinde bir akaryakıt
istasyonuna A-4 tipi bomba konuyor.
Amaç belli.
Belki de binlerce insanın hayatına mal olacak bir katliam
girişimi.
Bombayı koyan da belli...
* * *
Şu soruyu sormanın tam zamanıydı:
‘Sayın Orhan Pamuk. Maslak’taki bu bombayı koyan PKK’lı terörist,
bir gün polis tarafından sıkıştırılıp öldürüldüğü takdirde hangi
kategoriye girecek? ‘Katil Türkler’ tarafından öldürülen ‘zavallı
Kürt’ kategorisine mi?’
Evet, bu soruyu ona mutlaka sormak gerekirdi.
Çünkü o gece bir düzeltme yaptı.
Ölen 30 bin kişi içinde, ‘Şehit Türk güvenlik görevlilerinin de
bulunduğunu’ söyledi.
Tayfun Ertan’dan hemen şunu sormasını beklerdim:
‘Ölen 30 bin kişi sadece Türk güvenlik görevlileri ile bölücü Kürt
gerillalarından mı ibaret?’
Ya köylerde PKK’nın katlettiği o küçücük çocuklar, kadınlar?
Onları hangi kategoriye sokacağız?
‘Şehit Türk askeri mi’ yoksa ‘PKK’lı gerilla mı?’
Ülkesinin bütünlüğünü savunan güvenlik mensubu ile ülkeyi bölmeye
çalışan katil aynı kefede...
Ne kadar güzel bir adalet terazisi değil mi!..
* * *
Orhan Pamuk o gece sözde bir yanlışlığı düzeltti.
‘Ölen 30 bin kişi arasında şehit Türk askeri de var’ dedi.
Yine de iyidir deyip, o günden beri bütün yabancı basını
taradım.
Acaba bu zoraki düzeltme hangi gazetede, hangi TV veya radyo
programında, hangi internet sitesinde yer aldı?
Ben göremedim.
Gören varsa lütfen bana iletsin de hiç olmazsa biraz içim
rahatlasın.
Bütün bunları niye yazıyorum.
Orhan Pamuk çok önemli bir aydın.
Onun söylediği söz, yabancı basında yankı buluyor.
O nedenle kullandığı her kelimeye dikkat etmesi gerekiyor.
Bakın Türkleri, 30 bin Kürt’ün katili gibi gösteren o sözlerin
hepsi yabancı gazetelerde yer aldı.
Ama bu milletin en küçük savunmasına tek kelimelik yer dahi
verilmedi.
* * *
Şimdi oturup bu ülkede ‘milliyetçi’ bir söylemin yükselmesinden,
‘mazlum Türk’ edebiyatı yaratılmasından şikáyet ediyorlar.
Hiç hakları yok. Bir ülkenin sözde aydını, durmadan ülkesini
küçültür, bütün milletini katil yerine koyar, karşıdaki katil
çetesine tek kelime etmez ve ülkesini savunacak tek kelimeyi bile
zül görürse, olacağı budur.
Birileri çıkar, o milletin ruhuna zorla yerleştirilen ‘mazlum’
duygusuna mikrofonu uzatır.
* * *
Bu, Orhan Pamuk’la ilgili yazacağım son yazı olacak.
Bir daha inşallah, Nobel Edebiyat Ödülü’nü alırsa, onu bütün
heyecanımla, gururumla ve samimiyetimle alkışlamak için
yazarım.
Bir daha yazmayacağım; çünkü çok büyük bir baskı altındayım.
Kimi çıkıp ‘Adamı hedef gösteriyorsun’ diyor.
Bir kaymakam çıkıp kitaplarını toplatıyor.
Bir savcı, hakkında dava açıyor.
Yani ben onu eleştirecekken, savunacak hale getiriyorlar.
Ve samimiyetinden zerre kadar kuşku duymadığım, uzun yol
arkadaşlarım bile, ‘Orhan Pamuk’u eleştirmek sana yakışıyor mu’
diyorlar.
Oysa ben onun edebi kalitesini hiç tartışmıyorum.
Sadece millet olarak bize yapıştırmaya çalıştığı etikete karşı
duygularımı yazıyorum.
Ama samimiyetsiz sözde aydın ile samimi uzun yol arkadaşı böyle
güçlü bir koalisyon halinde karşınıza dikiliyorlarsa, size yapacak
tek şey kalıyor:
Pes etmek...
Milletiniz hakkında söylenen bu büyük yalana kulaklarınızı
tıkamak.