Ertuğrul Özkök 'paralel'e nasıl baktığını yazdı
Abone olParalel yapılanmaya karşı tavır almamakla eleştirilen Ertuğrul Özkök, suçlamalara böyle cevap verdi.
"Paralel" zulmün 17 Aralık'ta değil 2008'de Ergenekon
davalarıyla başladığını savunan Ertuğrul Özkök, o günlerde iktidara
yakın medyanın o yapılanmayla kol kola yürüdüğünü
yazdı.
Özkök, "Paralel" yapılanmaya tepki göstermediği için kendisini eleştiren iktidara yakın bir köşe yazarına bugünkü yazısında yanıt verdi.
"Amacın samimi mücadeleyse varım, intikamsa yokum" diye karşılık veren yazar, devlet içinde "paralel" yapılanmanın asla kabul edilmeyeceğinin altını çizdi.
Özkök, Hürriyet gazetesinin geçtiğimiz yıllarda tek başına paralel yapılanmaya karşı nasıl bir mücadele verdiğini madde madde anlattı:
SEN O 'PARALEL'LE KOL KOLA YÜRÜRKEN HÜRRİYET NE
YAPMIŞ
BİR: O günlerde malum polis tarafından
gazetelere servis edilen uydurma haberlere itibar etmemişim.
Hürriyet de etmemiş.
İKİ: O uydurma deliller, o iğrenç "gizli
tanık" pespayelikleri, iddianamelerdeki o inanılmaz, fahiş
hataları, fabrikasyon delilleri, gizli mahfillerde önceden verilmiş
infaz kararlarını uygulayan mahkemelerin Yassıada'yı bile aratan
sefaletini hep çalıştığım bu kurum ve onun gazetecileri ortaya
çıkarmış.
ÜÇ: O dönemde haksızlıklara uğrayan, ezilen,
hakları çiğnenen, hayatlarını kaybeden insanlara hep çalıştığım
kurum ve onun gazetecileri sahip çıkmış.
DÖRT: İllegal dinlenmiş telefonlar ortalığa
dökülünce, çıktığım televizyon canlı programlannda, köşemde açık ve
net ifadeyle "Ben kanunsuz dinlenmiş telefonlar üzerinden
görüş bildirmem" demişim.
Çalıştığım gazete de o tapeleri yayınlamamış.
Benimki böyle; şimdi gel bir de senin siciline bakalım arkadaş. O
günlerde sen ne yapmışsın. Bugün Paralel diye çullandığın o
çevrelerle, insanlarla el ele, kol kola bize her gün
"Darbeci, Ergenekoncu, Balyozcu, şucu bucu" diye
hakaret üstüne hakaret etmişsin, iftiralar atmışsın.
O da yetmemiş, bizleri de içeri attırmak için Türk basın tarihinin
en şerefsiz kampanyasını başlatmışsın.
Şimdi de hiçbir nedamet duygusu olmadan, inanılmaz bir pişkinlikle
bize "Paralelci" diyecek kadar
alçalabiliyorsun...